Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/457 E. 2023/1783 K. 28.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/457
KARAR NO : 2023/1783
KARAR TARİHİ : 28.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2019/275 E., 2021/377 K.
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, (Kapatılan) Yargıtay 21. Hukuk Dairesince … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 25.06.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğradığını beyanla, 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2.Davacı vekili yargılama sırasında 03.01.2018 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini toplam 383.621,64 TL’ye çıkarmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davacının tecrübeli bir işçi olduğunu, davalının inşaatın sıva işi için davacı ile anlaştığını, anahtar teslimi inşaatın teslim edilmesi gerektiğini, davacının işçi değil tam tersine işveren olduğunu, inşaata kurulacak iskeleden davacının sorumlu olduğunu, davacının gerekli güvenlik önlemlerini almadan iskeleyi kurduğunu ve kazanın meydana geldiğini, davalının kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığını, davacının istemiş olduğu manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, davacının sigortalı işçi olduğunu, tüm tedavi masraflarının SGK tarafından karşılandığını, maddi tazminat talebini kabul etmediklerini, davacıda meydana gelen maluliyet oranını kabul etmediklerini, Adli Tıp Kurumundan yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2018 tarihli ve 2016/261 Esas, 2018/68 Karar sayılı kararıyla;

1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 383.621,64.TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

2- Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 35.000,00.TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2018 tarihli ve 2018/1619 E- 2018/1482 K
sayılı kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve yukarıda belirtilen ölçütler çerçevesinde yapılan inceleme sonucu ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz, davacı vekili tarafından katılma yolu ile temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Kapatılan 21. Hukuk Dairesinin 15.05.2019 tarih ve 2018/6840 E- 2019/3799 K sayılı ilamıyla; iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe sigortalının sıva ustası olduğu, mahkemece emsal işi yapan işçilerin aldığı ücretin araştırıldığı, bu amaçla; Türkiye Yol İş Sendikası‘ndan ve Devrimci Yapı İşleri Sendikası‘ndan kazalının kaza tarihinde alabileceği ücretlerin sorulduğu ve 01.12.2017 tarihli hesap raporunda; sendikalarca bildirilen emsal ücret esas alınarak sigortalının ücretinin asgari ücretin 2,8 katı olduğu kabul edilerek sonuca varıldığı, oysa kazalı işçinin olay anında sendikalı olduğuna ilşkin dosyada her hangi bir kayıt bulunmadığı, Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış uygulamaya göre hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle davacı sigortalının olay tarihindeki yaşı, kıdemi ve yaptığı iş ( sıva ustası) dikkate alınarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ile işin yapıldığı yerdeki Meslek Odalarından ücret araştırması yapılmak suretiyle davacının alabileceği ücretin belirlenmesi gerektiği, yapılacak yeni hesapta usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak temyize konu dosyada 01.12.2017 tarihli hesap raporundaki verilerin dikkate alınması, işlemiş devrenin bu raporda kabul edilen tarihten ileri çekilmemesi, bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkların rapora yansıtılmaması ve ilk peşin sermaye değerinin rücü edilebilir kısmının tenzil edilmesi suretiyle maddi tazminat alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek
ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bozma ilamı doğrultusunda davacının ücret araştırması yapıldığı, yapılan araştırma neticesinde davacının net ücretinin TÜİK verilerine göre 703,60 TL, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre 559,00 TL, Gediz Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre 503,78 TL olduğunun anlaşıldığı, davacının tazminatının belirlenmesinde kazanç bilgilerinin ortalaması olan 558,80 TL nin dikkate alındığı, bu bağlamda dosyada mevcut aktüerya uzmanı Özlem Türkoğlu tarafından düzenlenen, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 20.02.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda ortalama kazanç üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının maddi tazminatının 179.127,79 TL olduğu görülmekle davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 179.277,79 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği gerekçesiyle;

1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 179.277,79 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2- Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 35.000,00.TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.06.2007 tarihinden itibaren işleyecek yassal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz sebepleri olarak özetle; Mahkemenin, emsal ücret araştırması neticesinde ortalama ücrete göre yapılan hesaplamayı esas alarak karar verdiğini, davalının Gediz Sanayi ve Ticaret Odası yönetiminde olduğu, bu odanın davalının aleyhine cevap vermesinin beklenemeyeceği, bu bağlamda Gediz Sanayi ve Ticaret Odasının bildirdiği ücretin ortalamaya dahil edilmesinin hatalı olduğu, Yargıtay kararlarında dikkat edilmesi gereken hususun emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretin göz önünde tutulması gerektiği olduğu, bilirkişi raporunda tanık beyanlarındaki günlük 50 TL kazanç baz alınarak yapılan hesaplamanın esas alınarak karar verilmesi gerektiğini, en azından TÜİK verisinin baz alınması, davalı tanıklarının ücrete ilişkin beyanı, müvekkilin kalifiye eleman oluşu karşısında daha uygun, daha adil olacağını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz sebepleri olarak özetle; ticaret odasının bildirdiği ücretin esas alınması gerektiği, mahkemenin davacının gerçek ücret araştırmasını yapıp buna göre hesaplama yapılması gerektiği, bilirkişi raporunda TİS e tabi olmayan işçilerin ücretinin buna göre yapılması Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirtmesine rağmen buna göre hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının dava dilekçesinde talebini maddi tazminat olarak açtığı ıslah dilekçesinde ise talebini genişlettiği ve değiştirdiği, davalının muvakkatı olamadan değiştirilemeyeceğini, YSK’dan ve ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda hesaplanan tutarların kişinin bu kazadan dolayı iş göremedeği gerekçesiyle hesaplandığı, ancak davacının kazadan kısa bir süre sonra hayatında hiçbir değişiklik olmadan aynı sektörde aynı şekilde çalışmaya devam ettiğini, yaptığı maddi yardımlar ve sağlık harcamalarının bilirkişi raporunda düşülmediğini, hazırlanan raporda gösterilen asgari ücretlerin emsallere oranla fazla gösterilerek hesaplandığını, davacının kaza geçirmeye kendisinin neden olduğunu, aralarında işveren-işçi değil iş sahibi-işi yerine getiren ilişkisi mevcut olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunun 77, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 51, 52, 54, 55 ve 417 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 13, 16,19 ve 21 inci maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümleri .

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.