Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/4554 E. 2022/8095 K. 30.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4554
KARAR NO : 2022/8095
KARAR TARİHİ : 30.05.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Siirt 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, Kurumca iptal edilen sigortalı çalışmalarının gerçek ve fiili olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 21/11/2008 tarihinde…Tekstil İnşaat Otomotiv Sanayi Ticaret Limited Şirketinde şoför olarak çalışmaya başladığını, çalışmasının yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı 23/02/2013 tarihine kadar devam ettiğini, müvekkilinin yaşlılık aylığı tahsisi başvurusunda bulunduğunu, koşulları sağladığından kendisine aylık bağlandığını, davalı kurum Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından yapılan denetim sonucu hazırlanan 25/04/2014 tarih ve 47 sayılı raporda, “fiili bir çalışma olmadığının saptanması” gerekçesiyle iptal edildiğini, denetmen tarafından düzenlenen raporun müvekkili yönünden gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin çalışmasının fiili olup, bu hususta işveren yetkilileri, işyeri komşusu olan işyeri sahipleri, işyerinin müşterileri ile bir kısım diğer çalışmanın bilgi ve tanıklarının mevut olduğunu, bu nedenle müvekkilinin 21/11/2008 – 23/02/2013 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptaline ilişkin davalı işleminin iptaline, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı SGK vekilinin cevap dilekçesinde özetle ; sigortalılıktan söz edebilmek için çalışmanın varlığı Yargıtayın 79/10 maddeye dayalı sigortalılığın tespit davaları yönünden kabul ettiği ilkelere uygun biçimde belirlenmesi gerektiğini, davacıya bağlanan emeklilik maaşı sonrasında davacının diğer davalıya ait iş yerinde fiilen çalışmadığının tespiti üzerine söz konusu emeklilik maaşının iptal edildiğini, davacı tarafından açılan davanın hukuki dayanağının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davanın reddine karar verildi.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili tarafından; müvekkilin fiili çalışmasının varlığına dair yerel mahkeme dosyası içeriğinde bulunan lehine delillerin nzara alınmayıp, bir kısım aleyhe beyan veya delile dayalı olarak davanın reddedilmiş olmasının doğru olmadığı, müvekkilinin sigortalılığına esas çalışmaya ehil ve yeterli olması, bunlara dair ehliyetinin bulunması, iş yerinde çalışan bir kısım tanıkların açık beyanları, S.G.K. ‘na verilmiş usulüne uygun bildirge ve kayıtlar, işyeri bordro ve puantaj kayıtları, işçi özlük dosyası, bankadan maaş aldığını gösterir maaş hesabı, primlerin düzenli yatırılmış olması gibi lehe delillere rağmen takdir hakkının aleyhe kullanılmasının bozmayı gerektirdiği, sigortalılığının iptaline konu edilen müfettiş raporu sonucunda “resmi evrakta sahtecilik” suçlamasıyla müvekkil aleyhine Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/ 362 E. sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda verilen 2017/ 336 k. sayılı kararla müvekkil hakkında “beraat” kararı verildiği, işbu kararın istinaf mahkemesi incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği, halböyleyken hatalı yerel mahkeme kararının istinafının reddi kararının bozulması gerektiği belirtilmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın Yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılanlar nazarında Mahkemece, iptale konu 21.11.2008-23.02.2013 tarihleri arasındaki sürenin fiili ve gerçek bir çalışma olup olmadığı hususunda, davacı asilin 15.06.2016, 20.03.2019 günlü celselerdeki beyanında, davalı şirketin ortaklarına (…, …, …, …) ait araçlarda makam şöforlüğü yaptığı iddiası dikkate alınarak, davalı şirkete ait … plakalı araca davacı adına 07.10.2009, 22.07.2009 tarihlerinde trafik idari para cezasının uygulandığının anlaşılması karşısında, öncelikle gerçek işverenin kim olduğu, davacının iş görme edimini şirket ortaklarına şoförlük yaparak yerine getirip getirmediği üzerinde durulmalı, anılan şirkette şoför olarak kimlerin çalıştığı tespit edilmeli, dosya kapsamında dinlenen bir kısım komşu işyeri ve bordro tanıklarının ifadelerinde davacının şoför olarak çalıştığının belirtildiği, bir kısım bordro tanıklarınca da davacıyı tanımadıklarının ifade edilmesine göre, Kurum denetmen raporunda yer alan ifadeler de değerlendirilmek suretiyle, bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli, çalışmaları iptal edilmeyen kayıtlı bordro tanıkları re’sen seçilerek, davacının davalı nezdinde çalışıp çalışmadığı hususunda ayrıntılı beyanları alınmalı; fiili çalışmanın tespiti halinde, iş görme ediminin şirket ortaklarına yönelik yerine getirildiğinin anlaşılması halinde davada taraf olmaları sağlanarak, davacının gerçek/fiili duruma uyan hizmetini açıkça ortaya koyan bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10 Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair karar kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.