YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4456
KARAR NO : 2022/9534
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi … 14. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş, verilen bu kararın davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.06.2021 günlü ve 2020/3055 E.2021/7892 K. Sayılı ilamı ile kararın bozulmasına ilişkin karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak, yaptığı yargılama ile davanın kısmen kabul-kısmen reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkili tarafından… Tekstil A.Ş.’den tahsil edilemeyen 19.12.2017 tarih 15366655 sayılı, 19.12.2017 tarih 15366849 sayılı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, Kurumda 1115316.35 sicil sayılı işyeri dosyasında işlem gören Güçbirliği Tekstil Tic. A.Ş. aleyhine icra takibine geçilerek şirket malvarlığının olmaması ve borcu karşılamaya yetmemesi sebebiyle 5510 sayılı yasanın 88. maddesi gereğince şirket yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı ve üyeleri aleyhine 2013/88212, 2013/88210 sayılı dosyalardan icra takibi başlatıldığını, ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiğini, şirkete karşı yapılan her türlü icra takibine rağmen alacağın tahsili için sonuç alınamadığını, bu nedenle davacı aleyhinde 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun 35. maddesine istinaden icra takibine geçildiğini, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine ve %10 oranındaki haksız çıkma tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonunda “davanın kabulüne,
Davacı 16628592414 TC kimlik nolu … aleyhine … davalı Kurum Dokuz Eylül SGM tarafından,
2013/88212 sayılı takip dosyasından düzenlenen 19.12.2017 tarih 15366655 sayılı 122.974,03 -TL bedelli
2013/88210 sayılı takip dosyasından düzenlenen 19.12.2017 tarih 15366849 sayılı 1.427.427,84 .-TL bedelli ödeme emirlerinin iptaline” karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davacı tarafından iptali istenen dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş. unvanlı… sicil nolu işyerinin işsizlik sigortası, prim borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin yönetim kurulu üyeliği sıfatına dayanılarak davacıya tebliğ tarihinin 25.12.2017 olup davanın ise 02.01.2018 tarihinde ve yasal süresi içinde açıldığı; yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına düzenlenen, 2013/88210, 2013/88212 takip nolu ödeme emirlerinin dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş.’nin 1115316.35 sicil numaralı işyerinin 2010/7 ila 2013/1 dönemlerine ilişkin prim ve işsizlik sigortası prim ile gecikme zamlarını içerdiği dosya kapsamındaki kayıtlarla belirgindir.
…. San. Tic. A.Ş.’nin 31.01.2006 tarih ve 2 sayılı kararı ile 3 yıl süre ile yönetim kuruluna seçilen, yönetim kurulu üyelerinin herhangi ikisinin imzası ile şirketi temsile yetkilendirilen, yine 14.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararı ile 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine seçilen ve şirketi temsil yetkisi bulunmayan davacının, 28.09.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğinden istifasının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun 80’inci maddesi, 6183 sayılı Kanunun 35’inci ve mükerrer 35’inci maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 88’inci maddesidir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 27.11.2019 tarih ve 2016/17400 Esas – 2019/9195 Karar sayılı ilamında, “…Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiş olup, sigorta primlerinin tahakkuk ve ödenmesi gereken zamanda yürürlükte olan mevzuat uygulanır.
Bu kapsamda, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri Kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar” hükmü öngörülmüştür. Anılan madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunludur.
Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip, özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan kişilerin işveren ile birlikte müşterek sorumluluğu düşünülemez.
5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi ile ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun’un 88. maddesinin 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiş olup, bu tarihten sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dâhil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, 01.07.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları bakımından, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, sonradan yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca ve açıkça belirtmiştir.
Ayrıca belirtilmelidir ki, davanın yasal dayanaklarından olan, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde ise, asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; sorumluluk bakımından, 6183 sayılı Kanunun, 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre genel Kanun niteliği dikkate alınmalı ve özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddedeki şartlar bakımından davacı hakkında öncelikle değerlendirme yapılmalıdır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere “üst düzey yönetici” kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst düzey yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde; açıkça, haklı sebepler olmaksızın deyimine de ver verilmiştir. Yönetim kurulu üyeleri tarafından primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise, prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar. Diğer bir anlatımla şirketin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan yönetim kurulu üyeleri, borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilirler ve haklı nedenin varlığı halinde, prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte mütesesilen sorumlu tutulamazlar.
Haklı nedenlerin neler olduğu konusunda, 5510 sayılı Kanunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği, her bir davadaki özel koşullar ile hukuki ve maddi olayların özelliklerine göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken; diğer yasalardaki düzenlemelerden yararlanılmalı ve bilhassa Sosyal Güvenlik ilkeleri göz önünde tutulmalıdır….” şeklindeki ilamı ile Anonim Şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun dönemler itibariyle irdelendiği görülmüştür.
Sıralanan yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında, 14.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararı ile 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacının, Dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş.’nin 28.09.2012 tarih 09 sayılı Yönetim Kurulu toplantı tutanağına göre, şirket ortaklarından …Plastik Pazarlama Ticaret ve Sanayi A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olarak atanmasına ve ismi tüzel kişi temsilcisi olarak bildirilen …’in de yönetim kurulunda tüzel kişi temsilcisi olarak görev yapmak üzere ticaret sicilinde tescil ve ilan ettirilmesine karar verildiği, 28.09.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeliğinden istifasının kabulüne karar verildiğine dair ticaret sicil kaydı, bu tarihten sonrasında dava dışı …. San. Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeliğinde davacının, dava dışı yönetim kurulu üyesi olarak seçilen …Tur. A.Ş.’yi temsilen bulunduğu dikkate alındığında, yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı adına düzenlenen 2013/88210, 2013/88212 takip numaralı ödeme emirlerindeki, 2010/7 ila 2012/8. dönemlerine ilişkin prim ve işsizlik sigortası primi borçlarından, davacının yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle üst düzey yöneticisi/yetkilisi/yasal temsilci sıfatıyla sorumluluğu bulunduğu, bu dönemlere ilişkin dava dışı …. San. Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu üyeliğinde …Tur. A.Ş.’yi temsilen bulunduğuna ilişkin nedenin haklı neden içerisinde olmadığı dikkate alınarak takibin bu aylara ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm isabetsiz bulunmakla birlikte, belirtilen hatanın giderilmesi ise, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 359.maddesi uyarınca tüzel kişilerin yönetim kurulu üyesi olabileceği düzenlemesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa’nın 88/20. Maddesine göre, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanunda belirtilen sürelerde ödenmezse kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” düzenlemeleri dikkate alındığında, dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş.’nin 1115316.35 sicil numaralı işyerinin her 2 takip yönünden 2012/9 ila 2013/1. dönemlerine ilişkin prim ve işsizlik sigortası prim ile gecikme zamlarına ilişkin borçlardan davacının şirkette üst düzeydeki yönetici/yetkili/ kanuni temsilci sıfatı bulunmadığından takibin bu dönemine ilişkin sorumluluğunun da bulunmadığı anlaşılmakla takibin bu aylarına ilişkin kısmı yönünden davanın kabulüne dair hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla bu nedenlerle davalı SGK Başkanlığının istinaf başvurusunun kısmen haklı nedenlere dayandığı anlaşıldığından; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: A-) SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; … 14. İş Mahkemesi’nin 27.12.2018 tarihli, 2018/7 E, 2018/400 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
1-Davanın kısmen kabulüne,
Davacı 16628592414 TC kimlik nolu … aleyhine SGK Başkanlığı davalı Kurum Dokuz Eylül SGM tarafından,
2013/88210 takip sayılı dosya üzerinden tebliğ edilen 19.12.2017 tarih 15366655 sayılı 122.974,03 TL bedelli ödeme emrinin 2012/9 ila 2013/1. aylarına ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2013/88212 takip sayılı dosya üzerinden tebliğ edilen 19.12.2017 tarih 15366849 sayılı 1.427.427,84 TL bedelli ödeme emrinin 2012/9 ila 2013/1. aylarına ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; temsilci olarak yönetim kurulunda yer alan gerçek kişilerin temsil ettiği tüzel kişinin iradesinden bağımsız hareket edememekte olduklarını, kendisinin yerine getirdiği iş ve işlemlerde bireysel iradesi ile değil temsil ettiği şirket tüzel kişiliğinin karar ve talimatları doğrultusunda hareket ettiğini, yerel mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu, Danıştay tarafından onanarak kesinleşen vergi mahkemesinde tüzel kişinin yönetim kurulu üyesi olduğu temsilcinin yönetim kurulu üyesi olmadığına karar verildiğini belirterek İstinaf mahkemesi kararının, temyize konu bölümünün bozulması talebi ile temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak davacıya tebliğ edildiğini, şirkete karşı yapılan her türlü icra takibine rağmen alacağın tahsili için sonuç alınamadığını, bu nedenle davacı aleyhinde 5510 sayılı Kanunun 88. ve 6183 sayılı Kanunun 35. maddesine istinaden icra takibine geçildiğini, müvekkili Kurum tarafından yapılan işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu, borç döneminde borçlu şirkette yönetim kurulu üyesi olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki KURU, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, … Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 …, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Eldeki davada ise bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Eldeki davada, dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş. unvanlı… sicil nolu işyerinin 2010/7-2013/1 devresine ait prim borçlarına ilişkin tanzim ve tebliğ edilen ödeme emirlerinin, borçlu şirketin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacıya tebliğ edildiği, davacı tarafından ödeme emirlerinin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içerisindeki evraklardan, dava dışı asıl borçlu… Teks. San. Tic. A.Ş.’ de 26.12.2005, 26.12.2008 ve 29.06.2012 tarihlerinde olağan Genel Kurulu toplantılarının yapıldığı, davacının, … Teks. San. Tic. A.Ş. ‘deki yönetim kurulu üyeliğinden 26.09.2012 tarihi itibari ile istifasını belirttiği anlaşılmakta ise de, öncelikle belirtilmelidir ki, … Teks. San. Tic. A.Ş. ‘de yönetim kurulu üyesi olmak için şirket ana sözleşmesi gereğince A, B veya C grubu olmak üzere imtiyazlı olduğu belirtilen paylardan birine sahip olunması gerektiği, … Teks. San. Tic. A.Ş. ‘de A grubunda ve imtiyazlı olarak pay sahibi olduğu anlaşılan dava dışı … Tekstil San. TİC. Aş’de, davacı …’in 04.07.2005 tarihinden itibaren bu şirkette temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu, 19.12.2005 tarihli ve … Tekstil San. TİC. Aş’den yapılan görevlendirme ile… Teks. San. Tic. A.Ş.’de 26.12.2005 tarihinde yapılacak olağan genel Kurul toplantısında “şirketi temsil etmek üzere” davacının görevlendirildiği, davacının … Tekstil San. Tic. Aş’de yönetim kurulu üyeliği ve temsil ve ilzam yetkilisi olarak görevi devam ediyorken, bu şirketin 18.02.2008 tarihli sözleşme ile Ege Sökteks Tekstil San. AŞ bünyesinde birleşmesine dair karar verildiği ve birleşmenin 03.07.2008 tarihinde gerçekleşip ticaret sicilinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde, … Teks. San. Tic. A.Ş. ‘de A grubunda ve imtiyazlı olarak pay sahibi olduğu anlaşılan dava dışı …Plastik Pazarlama AŞ’de ise, davacı …’in 20.07.2005 tarihinden itibaren bu şirkette temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu, 25.09.2012 tarihinde …Plastik Pazarlama AŞ’deki üyeliğinden de istifa ettiği ve benzer şekilde 24.12.2008 tarihli ve …Plastik Pazarlama AŞ’den yapılan bir görevlendirme ile asıl borçlu işveren… Teks. San. Tic. A.Ş.’de 26.12.2008 tarihinde yapılacak olağan genel Kurul toplantısında “yönetim kurulu üyesi olması için aday gösterilmesine” ilişkin olarak ve “şirketi temsil etmek üzere” davacının görevlendirildiği ve asıl borçlu… Teks. San. Tic. A.Ş.’nin 28.09.2012 tarihli yönetim Kurulu kararı ile, davacının …Plastik Pazarlama AŞ’ni temsilen atandığı Yönetim kurulu Üyeliğinden istifasının kabulüne dair karar verildiği, ne var ki devamında bu şirketlerde veya birleşilen şirketlerde davacının temsil yetkisi veya yönetim kurulu üyeliğinin devam edip etmediği hususunun araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Eldeki davada ise, mahkemece, davacının, dava dışı… Teks. San. Tic. A.Ş.’nin 1115316.35 sicil numaralı işyerinin her 2 takip yönünden 2012/9 ila 2013/1. dönemlerine ilişkin prim ve işsizlik sigortası prim ile gecikme zamlarına ilişkin borçlardan davacının şirkette üst düzeydeki yönetici/yetkili/ kanuni temsilci sıfatı bulunmadığından takibin bu dönemine ilişkin sorumluluğunun da bulunmadığı anlaşılmakla takibin bu aylarına ilişkin kısmı yönünden davanın kabulüne dair karar verilmiş ise de, davacının adı geçen, …Plastik Pazarlama AŞ’de ve … Tekstil San. TİC. Aş’deki ortaklık ve temsilciliklerine ilişkin kayıtların getirtilmesi ile, adı geçen bu şirketlerin yönetim kurulu üyesi olarak 5510 sayılı Yasanın 88. Maddesi hükümlerine göre sorumluluklarının irdelenmesi ve davacının bu şirketlerdeki hukuki konum ve durumunun ve özellikle temsil yetkisi, temsile yetkili olduğu dönemler ve yetkisinin kapsamı da dikkate alınarak, 5510 sayılı Yasanın 88. Maddesi hükümlerince sorumluluğunun doğup doğmadığı hususunun değerlendirilmesi ile 2012/9-2013/1. Dönemi bakımından da sorumluluğunun olup olmadığı hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.