Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/4383 E. 2022/8831 K. 09.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/4383
KARAR NO : 2022/8831
KARAR TARİHİ : 09.06.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Eskişehir 1. İş Mahkemesi

Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının davalı şirket yanında 2013 yılının Ağustos ayından itibaren çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiği 20/05/2017 tarihine kadar aralıksız ve kesintisiz çalıştığını ancak işveren tarafından davacının SGK bildiriminin eksik yapıldığını, sigorta hizmetlerinde giriş çıkışlar yapıldığını, 2015 Şubat ayında sigorta priminin yatırılmadığını, 2015 yılının Mart ayında ise 16 gün sigorta priminin yatırıldığını beyanla Ağustos 2013 – 20/05/2017 tarihleri arasında Kuruma bildirilmeyen sürelerin sigortalı hizmet olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili, davacının müvekkili işveren yanında 04/09/2013 tarihinde işe başladığını, 11/01/2014 tarihinde proje bitince işten ayrıldığını, daha sonra başka bir proje nedeniyle 01/04/2014 tarihinde tekrar işe başlatıldığını ancak devamsızlık sebebiyle iş akdinin feshedildiğini, 11/01/2014-01/04/2015 tarihleri arasında çalışmadığından sigortalı olamayacağını, 29/01/2015-15/03/2015 tarihleri arasında 1,5 ay hastalık raporu aldığını, bu dönemde sigorta bildirimi yapıldığını ancak prim ödenmediğini, prim ödenmemiş sürelerin tespitinin davacıya yararı olamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil SGK vekili, Kurum kayıtlarında bulunan süreler dışında kalan çalışma iddiasının doğru olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “1-Davanın kısmen kabulü ile; davacının davalı şirkete ait işyerinde 04/09/2013-20/05/2017 tarihleri arasında (sigortalı gösterildiği süreler haricinde) sigortalı sayılmasını gerektirecek şekilde kesintisiz olarak çalıştığının tespitine ve bu sürelerin sigortalılık süresine eklenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; taraf vekilleri ile feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Taraf vekilleri, istinaf dilekçelerinde belirttikleri nedenlerle temyiz incelemesi sonucu kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği göz önünde bulundurulmalı, böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, eldeki davada, davalı şirketin inşaat işi yaptığı ve davacının da şoför olarak çalıştığı, davalı şirket tarafından davacı hakkında dönemsel olarak bildirimlerin yapıldığı, buna karşılık davacı tarafından davalıya ait işyerinde 2013 yılının Ağustos ayından 20/05/2017 tarihine kadar kesintisiz çalıştığının tespiti talep edilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı iş yerinde 04/09/2013- 20/05/2017 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalışmasının tespitine karar verilmiş ise de, verilen hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; davacı hakkında 04/09/2013- 11/01/2014 tarihinde bildirimin yapıldığı, 01/04/2014 tarihinde yeniden çalışmasının Kuruma bildirildiği, davalı şirketin mahiyetinin inşaat yapım işine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında, 11/01/2014-31/03/2014 tarihleri arasındaki dönem yönünden davacının fiilen çalışma iddiasının aydınlatılmadığı görülmektedir. Mahkemece, yapılması gereken iş, davacının 11/01/2014-31/03/2014 tarihleri arasındaki çalışma iddiası hakkında, davalı işyerinde bu dönemde inşaat işi yapılıp yapılmadığı yöntemince belirlenmeli, davacının anılan dönemde raporlu olup olmadığı, fiilen çalışmasının devam edip etmediği araştırılmalı, ayrıca mahkemece davacının Kuruma bildirilmeyen 11/01/2014-31/03/2014 tarihleri arasındaki dönem bordrolarında çalışması bulunan kişilerden re’sen tanık tespiti yapılarak dava konusu ile ilgili beyanları alınmalı, bu şekilde yapılacak araştırma sonucunda davacının çalışmasının kesintisiz olduğu iddiası hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.