YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3917
KARAR NO : 2022/6879
KARAR TARİHİ : 11.05.2022
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No : 2022/237-2022/263
İlk Derece
Mahkemesi : Denizli 4. İş Mahkemesi
No : 2018/220-2021/581
Dava, sigortalılık başlangıç tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı … ve davalı Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin reddine, dair karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalılar tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı, davalı …’na ait … sigorta numaralı davalıya ait işyerinde; 13/05/1985-1989 tarihleri arasında hizmet akdi ile 5510 sayılı Yasanın 4/1 – a bendi kapsamında çalıştığının tespitini talep etmiş olup ; 24/12/2018 tarihli dilekçesi ile davalı … hakkındaki davasını atiye bıraktığını, davaya SGK Başkanlığı yönünden devam ettiğini ve yalnızca işe giriş bildirgesinin verildiği 13/05/1985 tarihinde …’na ait … sigorta numaralı işyerinde bir gün süre ile çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 13/05/1985 tarihi olduğunun tespitini talep ettiğini belirtmiştir.
II-CEVAP:
Davalı …, hak düşürücü sürenin geçtiğini; davalının 1985-1989 tarihleri arasında herhangi bir işyerinin bulunmadığını, işçi çalıştırmadığını, davacıyı tanımadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı SGK Başkanlığı vekili; talebin hak düşürücü süreye uğradığını Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereğince bildirgedeki imzanın ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığının araştırılması gerektiğini, bulunabildiği takdirde davacı ile birlikte çalışan bordrolara geçmiş kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile; davacının, dava dışı … sicil numaralı, …’na ait işyerinde 13/05/1985 tarihinde 1 gün süreyle hizmet sözleşmesine tabi çalıştığının tespiti ile, 18 yaşını doldurduğu tarih olan 05/04/1988 tarihinin, davacının sigortalık başlangıç tarihi olarak tespitine; dair hüküm tesis edilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekili istinaf talebinde; hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini gerektiği, davanın açılmasında hukuki yararı bulunmadığı, Yargıtay emsal kararlarında belirtilen hususlarda araştırma ve inceleme ile çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde yöntemince araştırılarak, elde edilen bilgi ve belgelerin kamu tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden kararı istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebinde; mahkemece davacı tarafça davalı müvekkil yönünden davanın atiye bırakılmasını talep etmesine rağmen kararda dava dışı olarak belirtilen davalı … hakkında yargılama gideri ve avukatlık ücreti yönünden hüküm kurması hatalı olduğu, davanın sehven müvekkile açtığını, hak düşürücü sürenin dolduğu aksi gerekçenin yerinde olmadığı, davalı işverenin belirtilen tarihlerde vergi ve SGK kaydı dahi bulunmadığından bahisle kararı istinaf etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalılar; istinaf istemleri ile aynı doğrultudaki gerekçelerle, kararı temyiz etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava; 13.05.1985 ile 1989 tarihleri arasında hizmet tespiti istemine ilişkin olup; davacı tarafından sunulan 24.12.2018 tarihli dilekçe ile; davaya kurum yönünden devam edildiğini, diğer davalı yönünden davanın atiye bırakıldığını ve de 13.05.1985 tarihinin sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkin, olduğunu belirtmiştir.
Davanın geri alınması müessesesi, 6100 sayılı HMK’nun ise 123 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede davalının rızası olmaksızın davacının davasından sarfınazar edemeyeceği (davasını geri alamayacağı) hüküm altına alınmıştır. Davanın geri alınabilmesi için davalının açık muvafakati gerekir. Davacının davasını geri alması ve davalının da bu geri almaya açık muvafakat etmesi durumunda mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına dair” karar verilmesi gerektiği gerek teoride gerekse Yargıtay uygulamasında kabul edilmiştir.
Davanın geri alınması durumunda, dava hiç açılmamış sayılır, mahkemece geri alma anına kadar yapılan yargılamadaki oluşan kanaate göre haksız olduğu düşünülen tarafa vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderleri yüklenir. Davacı, geri aldığı davasını ileride harçlarını yatırmak suretiyle tekrar açabilir.
Davayı geri alma, davadan feragat ile karıştırılmamalıdır. Davadan feragat, davaya konu haktan (talepten) vazgeçmek, feragat etmektir. Davadan feragat hukuki niteliği itibariyle, davayı sona erdiren bir usul işlemidir. Davadan feragat aynı zamanda, davaya konu haktan vazgeçilmesi nedeniyle bir maddi hukuk işlemidir. Davadan feragat, davacının tek taraflı varması gerekli, davalının ya da mahkemenin kabulüne bağlı olmayan bir irade beyanıdır. Davadan feragat bozucu yenilik doğuran bir haktır.
Davadan feragat kabule bağlı olmadığı halde, davanın geri alınması davalının açık muvafakatine bağlıdır. Davanın geri alınması durumunda mahkemece “karar verilmesine yer olmadığına dair” karar verilmesi gerekirken, davadan feragat halinde “davanın reddine” karar verilmelidir. Davadan feragat halinde, davacı feragat ettiği davayı ileride tekrar açamaz, bir başka ifadeyle feragat edilen hak ileride yeni bir davaya konu yapılamaz, davacı feragat ettiği hakkı ileride dava açarak talep ederse, mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davanın geri alınmasında ise davacı geri aldığı davayı ileride harçlarını ödemek suretiyle tekrar açabilir. Davanın geri alınmasında, davaya konu haktan feragat edilmemekte, geri alınan davanın ileride tekrar açılma hakkı saklı tutulmaktadır.
Eldeki davada, davalı … hakkındaki davanın atiye bırakıldığı belirtilmiş olup yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde; atiye bırakmanın, geri alma niteliğinde olması karşısında, sözü geçen davalı ile ilgili davanın geri alınması hakkında karar verilmeksizin; öte yandan iş bu davalının aleyhine yargılama giderlerine de hükmedilerek hüküm tesis edilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.