Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/3525 E. 2022/4170 K. 23.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3525
KARAR NO : 2022/4170
KARAR TARİHİ : 23.03.2022

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan tüm sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-24.09.2004 tarihli zararlandırıcı sigorta olayı sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ile yapılan ödemelerin, davalıdan 506 sayılı yasanın 26.maddesine göre rücuan tahsili istemine ilişkin olan davada; kurum zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunulmuş olmasına rağmen, teselsül hükümlerine aykırı şekilde davalılara izafe edilen kusur oranlarına göre yazılı şekilde karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi (tam teselsül) yada birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun’un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “ Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Anılan Kanun’un 163. maddesinde de davacının, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebileceği öngörülmüştür. Anılan yasanın 163. maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın, talebi gereklidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar ışığında, esas alınan rapora göre, davaya konu iş kazası nedeniyle davalı … şirketinin %70, şantiye müdürü … Maria Cottagi’nin %10, diğer davalıların %5 kusurlu olduğu, kabul edilerek hesap edilen tazminatın davalılardan teselsül hükümlerine göre tahsiline karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile kusur oranlarına göre belirlenen miktarların tahsiline karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, temyiz eden davacı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 23.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.