Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/3460 E. 2023/4250 K. 13.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3460
KARAR NO : 2023/4250
KARAR TARİHİ : 13.04.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kastamonu İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; murisleri …’ın davalı …’na bağlı çalışan … Sosyal Hiz. İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde temizlik personeli olarak çalışırken 20.03.2017 tarihinde kaza geçirerek vefat ettiğini beyan ederek davacıların fazlaya ilişkin ve diğer sorumlulara karşı dava haklan saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı eş … için 10.000,00 TL, davacı çocuklardan … için 5.000 TL, … için 1.000 TL, davacı anne … için 1.000 TL olmak üzere toplam 17.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının, yine davacı eş için 40.000,00 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere 30.000 TL, davacı anne için 25.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
2- Davacılar vekili sunmuş olduğu 18.04.2019 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporundaki aleyhe hususlara yönelik itirazları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporu doğrultusunda taleplerini arttırmak suretiyle davacı eş … için 151.692,27 TL, davacı anne … için 37.028,94 TL destekten yoksun kalma tazminatının haksız fiil tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki müvekkil Kurumun kusurlu olduğu iddisını kabul etmediklerini, Kastamonu Sosyal Güvelik İl Müdürlülüğü ön incelemesi olarak düzenlediği 15.08.2017 tarihli raporda genel itibariyle diğer davalı … firmasının iş güvenliği hizmetlerinin aksattığı, davalı müvekkil Kurumca bu firmanın uyarıldığını, müvekkil Kurumca iş sahasında gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını, su deposunun İller Bankası tarafından Türkiye genelinde tek tip olarak yapıldığını, iş güvenliğinin tasarım aşamasında düşünülmediğini, müteveffanın düştüğü merdivenin yaklaşık 3 metre yükseklikte olduğunu, korkuluk bulunması gerektiğini, davalı Kurumun bunda bir kusurunun olmadığını, kaza sebebiyle Kuruma herhangi bir cezai idari soruşturma da olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sosyal Hizmetler vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirket işçilerinden … ın 20.03.2017 günü saat 15:00 sıralarında … köyü doğu çevre yolu üzerinde bulunan Kastamoun Belediye Başkanlığına ait içme suyu paket arıtma tesisi isimli iş yerinde merdivenden düşme sureti ile hayatını kaybettiğini, meydana gelen iş kazası ile ilgili olarak Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/383 E. Sayılı dosyasında ceza yargılamasının devam etmekte olduğunu, bu dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesini talep ettiklerini, Sosyal Güvenlik Kurumu denetim raporunda yer alan işçinin sağlık ve güvenliğnin tamamen rastlantılara ve tamamen işçilerin sürekli dikkat ve gözetimine bırakıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, iş kazasında vefat eden işçiye kişisel koruyucu malzemelerin teslim edildiğini, işe giriş ve sonrasında periyodik olan işyeri hekimince muayenesinin yapıldığını, acil durum plan değerlendirme raporları ve talimatlarının hazırlandığını, bu nedenlerle müveteveffa işçinin ağır kusurunun illiyet bağını kesecek düzeyde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Davanın Kısmen Kabulü ile,
1-) Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 151.692,27 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 35.000,00 T.L. manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-) Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 37.028,94 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 T.L. manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya İlişkin Talebin Reddine,
5-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 25.000,00 T.L. manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya İlişkin Talebin Reddine,
6-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 25.000,00 T.L. manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya İlişkin Talebin Reddine,
7-) Davacı … ve … tarafından açılan maddi tazminat davalarının reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı … vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesi ile lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiğini, davalıların kazanın gerçekleşmemesi için alınması gereken önlemleri almadığını, davacı …’ın kaza tarihinde on sekiz yaşını doldurması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddedildiğini, davacının murisinin vefatı nedeniyle üniversite hayalinden vazgeçerek çalışmak zorunda kaldığını, davacı …’ın maddi tazminat isteminin de haksız reddedildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesi ile davacıya iş güvenliği eğitimi ve koruyucu ekipmanların verildiğini, kazanın gerçekleşmesinde şirketin sorumluluğunun daha yüksek miktarda olduğunu, manevi tazminat miktarının yüksek belirlendiğini özet olarak beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
“1.1. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu’nun 77.maddesinin açık buyruğudur. İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77 ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Somut olayda davacılar murisinin 20.03.2017 günü su deposu içinde çalışan arkadaşı ile itfaiye aracı operatörü arasında iletişim kurmak için demir profilden imal edilen merdiven üzerinden düşerek vefat ettiği, İlk Derece Mahkemesi’nce hükme esas alınan iş güvenliği uzmanı bilirkişi raporunda çalışılan alanda kaymayı ve düşmeyi önleyici yeterli güvenlik tedbirlerinin alınmaması, depoya geçişi sağlayan platform kenarında herhangi bir güvenlik filesi veya yüksekten düşmeyi önleyici koruma önlemi alınmaması, daha geniş ve yeterli bir denetim ve kontrol mekanizması kurulmaması nedeniyle davalı …’nın %70 oranında, davalı işveren … Sosyal Hiz. İnş. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin %10 oranında, davacılar murisinin ise yaşı itibariyle bulunduğu yerden düşme ihtimalini öngörerek şahsi güvenliğini sağlamak için azami dikkati göstermemesi nedeniyle %20 oranıda kusurlu olduklarının kabul edildiği, olayın oluş şekli ve dosyadaki bilgi ve belgelerden bu kabulün dosya içeriğine uygun olduğu anlaşılmaktadır.
1.2. 6098 sayılı TBK’nun 56 ncı maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı makul seviyede bulunmuştur.
1.3. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle davacı …’ın kaza tarihi itibariyle murisinin desteğinden çıktığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre dava tarihi ile de çalıştığının anlaşıldığı, davalı …’in destekten yoksun kalınan zararının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödeme ile karşılandığı anlaşılmakla tarafların istinaf itirazları yerinde görülmemiştir” gerekçesine dayalı olarak;
2. “Hakkında istinaf başvurusunda bulunulan İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili sunmuş olduğu temyiz dilekçesi ile Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, müvekkil davacıların üzüntülerinin bir nebze olsun hafifletilebilmesi için yaşadıkları manevi zararların karşılanmasının gerektiğini, hakim tarafından takdir edilecek manevi tazminat tutarının uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiğini, müvekkil davacılar … ve …’ın maddi tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini, vekalet ücreti yönünden her bir davacı lehine kabul edilen her bir miktar üzerinden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir iken işbu kararda davacılar lehine manevi tazminatların toplamı üzerinden tek vekalet ücretine takdir edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, özet olarak beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417 inci maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 13, 16 ve 20 inci maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4 üncü maddeleri,
3.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 110, 362, 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddeleri hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminata ve davacı çocuklar için hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz istemi yönünden,
Temyizen incelenen kararda, davacı çocuklardan … için 5.000 TL, … için 1.000 TL maddi tazminat, yine davacı eş … için 40.000,00 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere 30.000 TL, davacı anne … için 25.000 TL manevi tazminat isteminde bulunulduğu, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı çocuklar için maddi tazminat isteminin reddine, davacı eş için 35.000 TL, davacı anne için 20.000 TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 25.000 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmakla tazminat hükmünün Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından davacılar vekilinin bu kısma yönelik temyiz itirazlarının aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.
2. Davacılar vekilinin davacı eş … için hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz istemi yönünden,
2.1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin hükmedilen manevi tazminata ve davacı çocuklar için hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2. Davacılar vekilinin davacı eş … için hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz istemi yönünden Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililerden alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.