Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/317 E. 2022/14641 K. 22.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/317
KARAR NO : 2022/14641
KARAR TARİHİ : 22.11.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi
No :

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı kurum ve davalılardan … A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-16.12.2010 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan cenaze yardımı ödemelerinden oluşan kurum zararının davalılardan müteselsilen tahsili için açılan davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21.maddesidir.
Anılan maddenin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; “Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” Hükmü mevcut olup aynı Kanunun 297. maddesinin (2). Fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Eldeki davada, Kurumca, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan cenaze yardımı ödemelerinden oluşan kurum zararının dava dilekçesi ile 20.000,00TL gelir ve 100,00TL cenaze yardımı olmak üzere 20.100,00TL sının yasal faiziyle davalılar murisi … ve davalı şirketten tahsilinin talep edildiği, Kurumca sunulan ıslah dilekçesiyle 42.661,39TL kurum zararının ise yasal faiziyle davalılar murisi Salih Karadenizden tahsilinin talep edilmesi karşısında, Mahkemece, davalı şirket yönünden talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Öte yandan, teselsüle dayanılarak açılan eldeki davada, üçüncü kişi olan davalı muris … mirasçılarının 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesi uyarınca vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirin yarısının %100 kusur karşılığından sorumlu olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan … A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 22.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.