Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/3014 E. 2022/5387 K. 12.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/3014
KARAR NO : 2022/5387
KARAR TARİHİ : 12.04.2022

Mahkemesi : … 19. İş Mahkemesi

Dava, davalı …’ın meslek hastalığına yakalanmadığının ve meslekte kazanma gücü kaybı bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; müvekkili şirket çalışanlarından …’ın çalıştığı dönemlerde meslek hastalığına tutulduğunu, bu yüzden sigortalının malulen emekli olduğunu, kendisine 40.758.-TL peşin değerli gelir bağlandığını, müvekkili davacının şirketin sigortalı/çalışanı davalı …’ın meslek hastalığının meydana gelmesinden sorumlu olduğundan bahisle Anadolu 2.İş Mahkemesinin 2017/356 esas sayılı dava dosyası ile rücuen alacak talebinde bulunduğunu, dava sonunda …’ ın sağlıklı bulunduğuna, herhangi bir meslek hastalığının bulunmadığına karar verildiğini, bozma sonrası müvekkiline dava açma hakkı tanındığını belirterek davalı …’ın müvekkili şirkette çalıştığı dönem içerisinde malulen emekli olmasına meslek hastalığına duçar olmadığına, malul bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili; kurumun yapmış olduğu işlemin yasal olduğunu, SSK Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin sağlık kurulu raporuyla bu durumun sabit olduğunu, sigortalı işçi …’ın meslek hastalığına yakalandığının açık olduğunu, Kurumun dava açılmasına sebebiyet vermediğinden, davanın kabulü halinde aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; davacının iş yerinde sigortalı olarak 01.08.1990-30.07.2000 tarihleri arasında toz boyanın vernikle karıştırılıp boya haline getirildiği imalat bölümünde çalıştığını, davacı işyerinde çalışmaya başladıktan sonra 02.04.1993 tarihinde meslek hastalığına tutulduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin meslek hastalığının 02.04.1993 tarih ve 214 sayılı … Meslek Hastalıkları Hastanesinin Sağlık Kurulunun raporu ile tespit edildiğini, davacı firmada çalışmaya başladığında müvekkilinin hiçbir hastalığının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile,
-ATK Genel Kurulu’nun 10/03/2016 tarih ve 480 karar numaralı raporu dikkate alınarak davalı …’ın meslek hastalığına yakalanmadığının ve meslek hastalığı sebebiyle maluliyetinin bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili; Kurum teftiş raporunda; boya dolum işinde uzun bir süre çalışan işçiye bu süre zarfında boya ve solventlerin sağlığa zararlı olduğu ve kişisel koruyucu malzemeler kullanarak kendini koruması hususunda eğitilmediği ve yeterli iş güvenliği bilinci verilmediğinin anlaşıldığı, SSK … Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin 08/03/2002 tarih ve 153 sayılı sağlık kurulu raporunda işçinin meslek hastalığına yakalandığı anlaşıldığı, meslek hastalığına yakalanan işçinin sigorta müfettişine verdiği ifadede toz maskesi kullandığı ve zehirlenmeye karşı yoğurt verildiğini ifade ettiğinin belirtildiği, SSK Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin Sağlık Kurulu Raporuyla da sabit olduğu üzere sigortalı işçi …’ın meslek hastalığına yakalandığının açık olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yol; 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları’na dair 95. maddesinde (506 sayılı Kanunun 109. maddesinde) hükme bağlanmıştır. Buna göre, Kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı, diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.02.2010 gün ve 2010/21-60 Esas, 2010/90 Karar sayılı ilamı ile 06.10.2010 gün ve 2010/10-390 Esas, 2010/448 Karar sayılı ilamların da belirtildiği üzere Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın ilgili ihtisas kurulu ile üniversitelerin tıp fakülteleri ilgili bilim dalı Başkanlıklarınca ya da S.S. Yüksek Sağlık Kurulu’nca düzenlenen raporlar arasında çelişkinin mevcut olması halinde, çelişkinin 6754 sayılı Yasayla değişik 2659 sayılı Adlî Tıp Kurumu Kanunu’nun 26. maddesi gereği Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.Üst Kurulu tarafından giderilerek, sigortalının sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihi kesin olarak karara bağlanması da zorunludur.
Dosya kapsamında, Kurumca … Meslek Hastalıkları hastanesinin 08.03.2002 tarihli sağlık kurulu raporu ile sigortalı davalı …’ın meslek hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %40 olarak tespit edildiğinin bildirildiği, Kurumca 22.04.1993 gelire giriş tarihi itibariyle %40 iş göremezlik oranı üzerinden gelir bağlandığı, Kurumca açılan rücu davasında itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulu’nca 17.07.2013 tarihli kararla, sigortalı hakkında SB … Meslek Hastalıkları Hastanesinin 18.04.2013 tarihli sağlık kurulu raporuna göre meslek hastalığında iyileşme olduğundan maluliyetinin gerekmediğine karar verildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurul raporlarında ise, benzen ve homologlarının kronik intoksikasyonuna bağlı arızası sebebiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz tespit edilemediğinden maluliyet tayinine mahal olmadığının bildirildiği, iyileşme olup olmadığının belirtilmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı …’ın hangi tarihten itibaren meslek hastalığına tutulduğu, iyileşme olup olmadığı, iyileşme varsa tarihi, öngörülen iyileşme süreci öncesi ve sonrasında sürekli iş göremezlik durumu mevcut ise sürekli iş göremezlik oranı ve başlangıç tarihinin kesin olarak belirlenmesi, belirlenecek oranın baştan itibaren mi yoksa düzelme kaydıyla mı olduğu da açıklanarak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.