Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/2985 E. 2022/5363 K. 11.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2985
KARAR NO : 2022/5363
KARAR TARİHİ : 11.04.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2020/88-2021/167

Dava, meslek hastalığına dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Kanun’un iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin sorumluluğunu düzenleyen 21’inci madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi halinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan …’na karşı rücuan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Davacı kurumun, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ile yapılan ödemelerden oluşan kurum zararının 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesi uyarınca, davalı işverenden rücuan tahsilini talep ettiği davada, Mahkemece bozma sonrası yargılamada, alınan kusur raporunda, davalı işverenin %50, kurum sigortalısının %30 oranında kusurlu olduğunun, meslek hastalığının meydana gelmesinde %20 oranında kaçınılmazlık faktörünün mevcut olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin meslek hastalığının meydana gelmesinde bir miktar kaçınılmazlığın varlığının kabulüne dair yaklaşımı yerinde olmakla birlikte, Kurumun rücuan tazminat istemine yönelik olan eldeki davanın kusur sorumluluğuna dayanması ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağına dair 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin amir hükmünün aksine, %20 oranında belirlenen kaçınılmazlık faktörünün, %60’ı (%12) işverene, %40’ı (%8) sigortalı işçiye dağıtılmak suretiyle, dava konusu meslek hastalığının oluşumunda, davalı işverenliğin %62, sigortalının %38 oranında kusurlu olduğunun kabulü suretiyle, yapılan hesaplamaya ilişkin bilirkişi hesap raporunun hükme dayanak kılınması isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; davacı kurumun rücu alacağının belirlenmesinde, davalı işverenliğin %50, sigortalının %30 oranında kusurlu, kaçınılmazlığın %20 olduğunun kabulü suretiyle, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılarak düşük (az) olan tutarın hükme esas alındığı hesap raporuna itibarla hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.