Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/2953 E. 2023/4635 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2953
KARAR NO : 2023/4635
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında iş kazasından manevi tazminat istemi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı vekili temyize cevapla temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep etmiş olmakla, dosyada noksanların ikmali için dosya mahalline geri çevrildikten ve noksanlar ikmal edildilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşmanın düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ağabeyleri …’nın davalılardan … Mühendislik Ltd. Şti. şirketinin alt iş veren, … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.’nin ise asıl işveren olduğu Ürdün ülkesindeki içme suyu şebeke sondaj işinde 23.10.2012 tarihinde işe başladığını, 24.07.2014 tarihinde işteyken bir arıza nedeniyle işveren yetkililerinin talimatı üzerine yine iş yerinin tahsis ettiği araç ile yanında bir arkadaşı da olduğu halde arızanın olduğu yere gittiklerini ve gereğini yaptıktan sonra tekrar şantiyeye dönerken karşı yönden gelen bir tırın çarpması sonucu yanındaki arkadaşı ile hayatını kaybettiğini, kazada karşı tarafın hatalı olduğunu, müteveffayı şantiye dışında arıza onarımı için gönderen ve iş ve işçi sağlığı konusunda gerekli önlemleri almayan davalıların kusurlu olduğunu, müvekkillerinin kardeşlerinin vefatından dolayı büyük acı çektiklerini, bu nedenle 15.000,00 TL’şer manevi tazminat taleplerinin davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davalı … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.’ne yöneltilen husumette hataya düşüldüğü anlaşılarak hasım düzeltme yoluyla davalı … Güç Sistemleri Müh. ve Taah. A.Ş.’ne tebliğ yapılarak bu şirkete karşı yargılamaya devam edilmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın kayıtlarında müteveffaya ilişkin bir çalışma bulunmadığını, diğer davalı şirket ile arasında sözleşme bulunan şirketin müvekkili şirket değil, dava dışı … Güç Sistemleri Mühendislik ve Taah.AŞ. olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca yetki itirazı ve zamanaşımı def’ inde bulunduklarını, müvekkili firma aleyhindeki iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
2.Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana gelmesinde müvekkili firmaya yüklenebilecek bir kusurun olmadığını, kazanın karşıdan gelen aracın aniden şerit değiştirmesi neticesinde olduğunu, müvekkili firmanın bu durumda alabileceği bir önlemin bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın sair yönlerden de haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 21.03.2016 tarih ve 2014/623 Esas – 2016/75 Karar sayılı ilamıyla; davaya konu zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun SGK tarafından bildirildiği, aynı kaza ile ilgili olarak mahkemece 2014/607 Esas sayılı dosyası üzerinden kök ve itiraz üzerine ek rapor alındığı, alınan raporlara göre, müteveffanın %10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, somut olayda; 24.07.2014 tarihinde maruz kaldığı trafik-işkazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak davalılar ile dava dışı tır sürücüsü müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacıların manevi tazminat istekleri, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , ölenin yaşı ve olay tarihi, olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı gözetilerek davacı kardeşlerin her biri lehine 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, 6100 sayılı HMK’nın 124 üncü maddesi son cümlesi gereğince yargılama sırasında taraf olmaktan çıkartılan … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş., aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve avukat ile temsil edildiğinden lehine vekalet ücreti takdir edildiği anlaşılmıştır.
IV. BOZMA KARARI VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2.Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 04.02.2019 tarih ve 2018/1157 Esas – 2019/474 Karar sayılı ilamında özetle;
a) Davalı … Ltd. Şti.’nin muhtıra tebliği üzerine süresinde harç eksikliğini gidermemesi nedeniyle reddine,
b) Davacılar ve davalı … Güç Sistemleri Müh. Taah. A.Ş. vekillerinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Somut olayda, SGK müfettişi tarafından düzenlene raporda dava harici tır sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmişken, iş bu dosyada itibar edilen kusur raporunda ise yukarıda işaret oldunuğu üzere davalı işverenlere kusur atfedildiği anlaşılmaktadır. 6331 sayılı Kanunda işverenin sorumluluğu genişletilmekle beraber, bu sorumluluğun varlığı için eylem ile zarar arasında illiyet bağının varlığı gerektiği, bu illiyet bağının ise yukarıda da işaret olunduğu üzere “mücbir sebep, zarar görenin ve üçüncü kişinin ağır kusuru” nedenlerinden biriyle kesilebileceği, o halde mahkemece yapılacak iş öncelikle olayda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77 nci maddesi mi, yoksa 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlük maddeleri göz önüne alınarak; bu Kanun hükümlerinin mi uygulanacağını açık olarak belirleyerek, SGK müfettişi tarafından hazırlanan rapor ile mahkemece itibar edilen rapor arasındaki çelişkileri giderecek mahiyette trafik alanında uzmanlaşmış, İş sağlığı ve güvenliği uzmanı bilirkişi heyetinden rapor almak, olayda iş kazasını işverene bağlayan illiyet bağının dava harici tır sürücüsü eylemi ile kesilip kesilmediğini değerlendirerek sonucuna göre bir karar verilmesine işaretle mahkeme kararı bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; Bozma üzerine bilirkişi heyetinden aşınan 13.04.2020 ve 03.11.2020 tarihli raporlarda dava dışı üçüncü kişi olan …’nin ağır kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği başka kimsenin kusurlu olmadığının tespit edildiği, Hukuk Genel Kurulunun 20.03.2013 tarih, 2012/21-1121 Esas, 2013/386 Karar numaralı kararı ve uyulan ilamı ışığında, aldırılan 03.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli görülerek dava konusu kazanın meydana gelmesinde dava dışı … nin kusurlu olduğu sonucuna varıldığı, üçüncü kişinin bu ağır kusuru nedeniyle davalı taraf açısından illiyet bağı kesildiği, bu nedenle davalı tarafın söz konusu kaza nedeniyle sorumlu tutulamayacağı ve tazminata mahkum edilemeyeceği anlaşılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; müteveffa …’nın trafik akışı ve kurallarını, ülke coğrafi yapısını ve insan yapısını bilmediği bir ülkede, gerekli eğitimi vermeden, işi ve mesleği ile doğrudan ilgisi olmayan bir işin (işçinin araçla sevkinin) yapılmasının istenmesi işverenin kusurunu teşkil edeceği, …’nın E sınıfı ehliyeti olsa da fiili olarak yeterli deneyime sahip olup olmadığı, bulunduğu ülkenin coğrafik, insani ve trafik kural ve koşullarına göre eğitim verilmediği, işverenin ya bu eğitimi vermiş olması gerekitiği, ya da bu koşulları taşıyan şoförlerle taşıma yapması gerektiği halde üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, iş veren tarafından müteveffa …’ya iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildiğine dair eğitim sertifikası ile işveren tarafından hazırlanması gereken Risk Analizi ve Acil Durum Planın dosyada bulunmadığı hususları da dikkate alındığında işverenlere kusur verilmesi gerektiğini, aynı kazadan dolayı maddi ve manevi tazminat istemi ile müteveffa …’nın eşi ve kızının açmış olduğu … İş Mahkemesi’nin 2014/607 Esas sayılı dosyasında talimatla alınan bilirkişi raporu ve bu raporda belirtilmiş olan … Müh. Ltd. Şti’nin %20, Tır sürücü …’nin %70 ve müteveffa …’nın %10 oranındaki kusurları esas alınarak davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğunu, iş bu davanın istinafta olup kesinleşmesi halinde davamız ile çelişki oluşacağını, oysaki istinaf incelemesinde olan bu hükmün kesinleşmesi halinde yargı uygulamasında uyumsuzluk ve gayri adilane bir durum ortaya çıkacağını, davalılar tarafına müvekkileri aleyhine olacak şekilde fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, yine hükmün 7 nolu kısmında 6100 sayılı HMK’nun 124/son maddesi gereğince; AAÜT.’ne göre, her bir davacıdan ayrı ayrı vekalet ücretinin alınarak avukat ile temsil edilen ve davanın tarafı olmaktan çıkarılan … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.’ye verilmesine karar verilmiş ise de; taraf olmaktan çıkartılan bu şirketin taraf kılınan şirketle beraber aynı holding bünyesinde bulunan şirketler olmaları dolayısı kabul edilebilir hataya dayandığı anlaşıldığından davalı … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.’ye vekalet ücreti verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki davalılar tarafına tüm davalılar yönünden en fazla tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup ayrı ayrı vekalet ücreti yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazası neticesinde vefat eden sigortalının hak sahiplerinin manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK Geçici 3/2 nci maddesi delaletiyle uygulama imkanı bulan 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 1086 sayılı HUMK’nun 427 ilâ 444 üncü maddeleri, 6100 sayılı HMK’nun 124 ve 323 üncü maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun’un 417 ve 114 üncü maddeleri gereğince uygulanan 49, 50, 51, 52 ve 56 ncı maddeleri, 4857 sayılı İş Kanun’un 77 nci maddesi, 6331 sayılı Kanun, 5510 sayılı Kanun’un 13, 16, 20 ve 21 inci maddesi ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 27.06.1956 gün ve 1954/2 Esas, 1956/14 Karar sayılı ilamı ile 26.06.1966 gün ve 7/7 sayılı kararlarıdır.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelerle bozmaya uyulmakla taraflar yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı dikkate alınarak, temyiz edenlerin sıfatlarına temyiz kapsam ve nedenleriyle, kanun açık hükmüne aykırı görülen sebepler re’sen dikkate alınarak, davacılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı HMK’nın “yargılama giderlerinin kapsamı” başlığını taşıyan 323 ncü maddesinde yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, bu madde içerisinde “Başvurma, karar ve ilam harçları yargılama gideri” kapsamında belirtilmiş, “yargılama giderlerinden sorumluluk” başlığını taşıyan 326 ncı maddede “kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerinin, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebileceği”, “yargılama giderlerine hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332 nci maddesinde ise; “yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.
3. Aynı Kanun’un 124/4 üncü maddesinde “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesi yer almaktadır.
4. 27.06.1956 tarih, 1954/2 Esas, 1956/14 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda; birden fazla gerçek ve tüzel kişi aleyhine açılan bir davanın reddi halinde, davalılar için tayin ve takdir olunacak vekalet ücretinin ne olacağı hususu irdelenerek; sonuçta davacıya karşı dayanışmalı sorumlu bulunan birden çok gerçek ve tüzel kişilere karşı açılan bir davanın, davalılar için ortak nedenden ötürü reddi durumunda, davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği göz önünde tutularak, dava konusunun kıymet veya tutarı üzerinden bir vekalet ücretinin belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT)’nin 3/2 nci maddesinde müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı, 7/2maddesinde ise Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur düzenlemeleri yer almaktadır.
6. Somut olayda, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davacıdan tahsili gereken harç miktarı belirtilmiş olmakla beraber, davacıdan peşin olarak tahsil edilen harçtan artan ve istek halinde iade edilecek harç miktarının açık bir şekilde hükümde belirtilmemesi hatalı olmuştur.
7. Aynı zamanda dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ve yargılamada taraf değişikliği suretiyle taraf olmaktan çıkartılan …lehine HMK 124/4 üncü maddesi kapsamında vekalet ücreti takdir edilmiş olması yerinde ise de, yukarıda açıklanan ilkeler kapsamında tek ret vekalet ücreti takdiri gerekirken hatalı değerlendirme ile her bir davacı yönünden ayrı ayrı ret vekalet ücreti takdiri hatalı olmuştur.
8. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
9. O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları gözetilerek hüküm bozulmalıdır. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 ncü maddesi dikkate alınarak 1086 sayılı Kanun’un 438. maddesi gereğince düzelterek onanmalıdır
VII. KARAR
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, … İş Mahkemesinin 16.12.2020 tarih ve 2019/85 E.-2020/747 K. sayılı ilamının;
a) Hüküm fıkrasının 2 nolu bendinin silinerek yerine:
“2- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 204,95 TL harçtan mahsubu ile davacıdan tahsile edilen 150,55 TL fazla alınan harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara iadesine,” rakam ve sözcükleri yazılmak suretiyle,
b) Hüküm fıkrasının 7 nolu bendinin silinerek yerine:
” 7- 6100 sayılı HMK’nun 124/son maddesi gereğince; AAÜT. 7/2 nci maddesine göre, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davanın tarafı olmaktan çıkarılan … Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaj A.Ş.’ye verilmesine, “rakam ve sözcükleri yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgililere iadesine,
4. Dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine,02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.