Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/2499 E. 2022/6262 K. 25.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2499
KARAR NO : 2022/6262
KARAR TARİHİ : 25.04.2022

Mahkemesi : Karabük İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı şirket vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı şirket vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket işçisi olan kurum sigortalısı …’nin 28/05/2016 tarihinde iş kazası geçirerek sürekli iş göremez olduğunu, olayın iş kazası olduğunu, kurum sigortalısına 102.770,94-TL peşin sermaye değerli gelir, 4.442,51-TL tedavi gideri, 51.512,73-TL geçici iş göremezlik geliri olmak üzere toplam 158.726,17-TL sarf ve ödeme yapıldığını, 6100 Sayılı HMK’nun 107 maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak talep ettiklerini belirterek, şimdilik 15.872,61-TL’nin peşin değerli gelirde onay, tedavi giderleri ve iş göremezlik ödeneklerinde sarf ve ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte yargılama sırasında kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu tespit edilecek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen (aynı mahkemenin 2019/168 E., 2019/211 K.sayılı dosyası) dava dilekçesinde özetle; Kurumun Karabük İl Müdürlüğünde 2 241001 01 1007942 078 01-26 sicil numarası ile tescil edilen … Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait iş yeri işçisi … T.C. Kimlik numaralı …’nin 28/05/2016 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralanmış sürekli göremezlik geliri bağlandığını , iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya müvekkilinin kurumca 102.770,94-TL ilk sıra peşin değerli gelir 4.442,51-TL tedavi masrafı 51.512,72-TL geçici iş göremezlik masrafı olmak üzere toplam 158.726,17-TL Sarf ve ödeme yapıldığını beyanla, şimdilik 1.587,26 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, bu dosya ile birleştirilmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın oluşumunda müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili firmanın 1940 yılından beri faaliyet gösteren ağır sanayi tesisi olduğunu ve 18001 iş güvenliği belgesine sahip iş güvenliği konusunda ayrı bir ünite oluşturan yasal tüm yükümlülüklerini yerine getiren kurumsal bir şirket olduğunu, kazazede işçinin ise 01/09/2010 tarihinden itibaren şirketlerinde çalıştığını ve deneyimli bir işçi olduğunu, kazada işçiye defalarca iş güvenliği eğitimi verildiğini, kazazedeye ait tüm iş güvenliği ekipmanlarının eksiksiz olarak teslim edildiğini, işyerinde uyarıcı levhaların eksiksiz yerleştirildiğini, kaza mahallinde işyerinden kaynaklı bir eksikliğin bulunmadığını, söz konusu kazanın başka işçinin kusuru nedeni ile de meydana gelmediğini, huzurdaki davaya konu olan olayın kazalı işçinin müvekkil şirketim tüm önlemleri almasına rağmen kurallara aykırı davranarak tedbirsiz ve dikkatsiz davranması sonucu gerekli önlemleri almamasından ve kontrollerini yapmamasından mütevellit kaza olayının meydana geldiğini, dava dosyasına dayanak gösterilen müfettiş raporunun ilgili müfettişin davacı kuruma bağlı çalışması nedeni ile nazara alınmasının mümkün olmayacağını, tarafsız ve objektif davranmasının mümkün olmadığını, bu nedenle kusura yönelik itirazlarının çerçevesinde kusur raporu aldırılması gerektiğini, kaçınılmazlık hususu değerlendirilmeli ve maluliyet oranı tarafsız bir kurum tarafından yeniden tespit edilmeli ve ardından davacının uğradığı gerçek zarar hesabı yapılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından iş kazası geçiren işçiye her türlü maddi ve manevi desteğin verildiğini, kazadan sonra müvekkil bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, SGK kayıtları incelendiğinde davalının maddi olarak bir zarara uğramadığını, kurum tarafından yapılan ödemenin ve gelirin yersiz olduğunun görüleceğini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
1-Davanın kabulü ile; 84.786,03-TL ilk peşin sermaye değerinin (7.707,82-TL’sinden birleşen dosya davalısı …’ün sorumlu olması kaydıyla), 46.100,45-TL geçici iş göremezlik ödeneğinin (7.683,41-TL’sinden birleşen dosya davalısı …’ün sorumlu olması kaydıyla), 3.998,26-TL tedavi masrafının (666,37-TL’sinden birleşen dosya davalısı …’ün sorumlu olması kaydıyla), peşin değerli gelirlerde onay, ödeme ve masraflarda ödeme ve sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
Davacı Kurum vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
IV- TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, ve davalı kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. ve 76. maddeleridir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır…” düzenlemesi getirilmiştir.
Sigortalı …’ nin 28/05/2016 tarihinde davalı işyerinde çalışırken geçirdiği iş kazası sonucu %12,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve davacı SGK tarafından sigortalı için ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği ve tedavi masrafı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan kusura ilişkin bilirkişi heyet raporu ile davalı işverenin %75, davalı …’ ün %15, kazalı işçinin ise %10 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanunun 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar…” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Dosya kapsamında, Mahkemece, hükme esas alınan kusur raporu oluşa uygun değildir.İş Kazası …’ün hatalı işlemi sonucu meydana gelmiş olup, 3. kişi konumunda bulunan Mustafa’nın bu işle ilgili tecrübesi olup olmadığı,eğitim alıp almadığı, hava ve oksijen borusu karışıklığına neyin sebep olduğu, risk değerlendirmesi yapılmaksızın olayın meydana gelmesinde sigortalının dahlinin bulunmadığı değerlendirilerek kusur oranlarının belirlendiği anlaşılmaktadır.Bu nedenle oluşa uygun olmayan raporun hükme esas alınması hatalı olup, oluşa uygun bir kusur raporu alınmalı, işveren tarafından alınması gereken tedbirlerin neler olduğu, çalışanlar tarafından alınması gereken tedbirlerin neler olduğu ve hangi nedenlerle kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği hususları belirlenmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen fiili ve hukuki durumlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.4.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.