YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1936
KARAR NO : 2022/6906
KARAR TARİHİ : 11.05.2022
Mahkemesi : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Dava, kurum işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından 2016 Ocak ve Aralık arasındaki işçi yol yardımlarının pirime esas kazanca dahil edilmediği gerekçesi ile asgari destek iptal cezası kesildiğini, 29.11.2018 tarihinde kesilen 234.667,78TL cezanın ödendiğini, yol yardımının kapsam dışı olduğunu, nakit veya ayni ödenmesinin sonucu etkilemeyeceğini, kurum işlemlerinin yasal olmadığını ileri sürerek asgari destek iptal cezasının iptaline, davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 234.667,78TL nin yasal faizi ile iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesi ile davacı işyerinde Rehberlik ve … Grup Başkanlığı tarafından tutulan 18.10.2018 tarih ve 209813/14/İR/14 sayılı rapora istinaden işyerinde 2016 /Nisan ve Mayıs aylarındaki sigortalıların yol yardım tutarlarının Prime Esas Kazanca dahil edilmediği tespit edildiğinden 2016/04-05 aylara ek aylık prim ve hizmet belgeleri işyerinden 13.11.2018 tarih 15271259 sayılı yazıları ile talep edildiğini, ve işveren 29.11.2018 tarih ve 16202381 sayılı dilekçe ekinde düzenleyerek kuruma vermesi ve işleme konulması neticesinde toplam 1.289,09TL prim, işsizlik ve gecikme zammı tahakkuk ettirildiğini ve işverenin APHB belgelerini kendiliğinden düzenleyip vermesi nedeniyle borç tebliğ edilmediğini ve borcun 30.11.2018 tarihinde yatırıldığını, işverenin 2016/Nisan ve Mayıs aylarında çalışanların prime prime esas kazanlarını eksik bildirmesi nedeniyle 10.02.2016 tarih ve 2016/04 sayılı genelge gereği 2016 yılında almış olduğu asgari ücret destek primleri iptal edilerek ek tahakkuk oluşturulan prim ve gecikme zammı borcunun işverene 21.11.2018 tarih ve 15731795 sayılı yazı ile 26.11.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı işverenin 18.12.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile kuruma itiraz ettiğini, işverenin itiraz dilekçesinin 14.01.2019 tarih komisyon kararı ile reddedilerek 08.01.2019 tarih ve 355545 sayılı yazı ile işverene 14.01.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davanın konusunun yol yardımının prime esas kazanca dahil edilip edilmeyeceği noktasında toplandığını, 5510 sayılı yasanın 80. maddesinde hangi yardım ve ödemelerin sigorta primi kesintisine tabi tutulmayacağının tek tek belirtildiğini, yol parasının işçiye ödenen ek ücret olduğunu, ücret olduğu için de prime esas kazanca dahil edilerek üzeriden prim kesilmesi gerektiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istediğini beyan etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince; “Mahkemece davanın “kabulüne” 1- Davacı şirketin 2016 yılı asgari ücret desteğinin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline
2-Davacının asgari ücret desteğinin iptal edilmesinden dolayı kuruma borçlu olmadığının tespitine
3-Davacı tarafından ödenen 234.667,78 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiştir.
Davalı Kurum istinaf dilekçesinde,5510 sayılı yasanın 80. Maddesinde belirlenen şartlar sınırlayıcıdır. Yol parası prime esas kazancın içindedir çünkü ek ücret niteliğindedir,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; “Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). Fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddenin (4) fıkrasındaki “zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür.
Davaya konu olayda; İlk derece mahkemesinin “…yol yardımı aynı yardım kapsamında değerlendirilmekte ve bu yardımların aynı veya parasal olarak yapılmasının bir öneminin bulunmadığı kabul edilmekte olup yargıtay uygulaması gereği yol yardımının prime esas kazanca dahil edilemeyeceği, bu yöndeki kurum işleminin yasal olmadığı, yol yardımının prime esas kazanca edilmemesi nedeniyle asgari ücret desteğinin iptal edilmesinin yasal olmadığı kanaatine varılarak …” gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin kararına karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf talebinin esastan reddine dair karar ilamının gerekçe kısmında, “… 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 80. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) bendinin “Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.” hükmü ile prime esas kazanca dahil edilmeyecek ödemeler belirtildikten sonra (c) bendinde “(b) bendinde belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. …” hükmüne yer verilerek, (b) bendinde belirtilen istisnalar dışında yapılan tüm ödemelerin prime esas kazanca dahil olduğu hüküm altına alınmıştır.
Hal böyle olunca, dava konusu olan 29/11/2018 tarihinde kesilen 234.667,78 TL cezanın, davacı tarafından yapılan yol yardımı ödemelerinin anılan istisnalar kapsamında bulunmadığı ve prime esas kazanca dahil olduğu gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin verdiği kararın yerinde olduğu anlaşıldığından davalı SGK’ nın bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir…” şeklindeki gerekçe ile yapılan istinaf talebini reddetmek suretiyle ilk derece mahkemesi gerekçesinin tam aksi gerekçe ile istinaf talebinin esastan reddine karar vererek çelişkili, infazı kabil olmayan bir hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin, HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.