Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/1855 E. 2023/5441 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1855
KARAR NO : 2023/5441
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2017/2424 E., 2019/741 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 30. İş Mahkemesi
SAYISI : 2013/296 E., 2017/209 K.

Taraflar arasında iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalılardan …, …, Erk Yapı Proje Müh.İnş.San. ve Tic.Ltd.Şti., …, …, …, … ve … vekilleri tarafından istinaf edildiği, İlk Derece Mahkemesince davalı … vekiline tebliğ edilen muhtıraya rağmen istinaf harçları yatırılmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan … ve …, vekilleri tarafından duruşma istemli temyiz edildiği, davacı vekilinin temyize cevap süresi içerisinde davalılardan … temyizine katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunduğu, duruşma için tayin edilen 05.10.2021 günü duruşmalı temyiz eden davalı … adına Avukat …., duruşmalı temyiz eden Dost Yapı İnş.. A.Ş. adına Avukat ….. ile davacılar adına Avukat …., davalı Sinpaş Gayrimenkul .. A.Ş. adına Avukat ….., davalılar Erk Yapı İnş.. A.Ş., …, …, … ve … adlarına Avukat … geldiler, diğer davalılar adlarına gelen olmadığı görüldükten ve gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dosyanın noksanların ikmali için mahalline geri çevirilmesine karar verildiği, noksanların ikmal edilerek dosya dairemize gönderilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’ın 24.11.2010 tarihinde davalılardan Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’na ait inşaatta çalışırken davalıların ağır ihmalleri ve hataları neticesinde iş kazası neticesinde vefat ettiğini, müteveffanın yaptığı mesailer de dahil olmak üzere 3.300-3.500 TL aylık kazancı olduğunu, kalıp ustası olarak çalıştığını, evli ve iki çocuk babası olduğunu, yaşlı ve yoksul anne babasına da bakıp yardım ettiğini, müteveffanın kalıp ustası olduğunu ve olay günü beton blokların kalıp ayaklarını söktüğünü, binanın içinde kalıp uçlarını söktüğünü ve dışarı tarafta kalan uçları çıkarmak için bina dışına çıktığını, olay günü dışarda aşırı rüzgarın olduğunu, kule vinçlerinde çalışmanın tehlikeli olacağının düşünülerek diğer kule vinçlerinin çalışma inşaatını yapan yetkililer tarafından durdurulduğunu, …’ın çalıştığı bölgedeki kule vincinin çalışmasının durdurulmadığını, tehlikeli olduğu halde işverenin çalışmayı devam ettirdiğini, tek taraftan kaldırılan 1.500 kg ağırlığındaki kalıbın rüzgarlı havada hızla salınarak haberi olamayan maktulü kalıp ile beton duvar arasına sıkıştırarak ölümüne sebep olduğunu, müteveffa sigortalının kazada hiç kusurunun bulunmadığını, müteveffanın iki çocuğu olan … ve …’in halen amcaları …’ın vesayeti altında bulunduğunu, babası ve annesinin ise ömür boyu baktıkları ve ihtiyarlıklarında kendilerine destek olacaklarını düşündükleri oğullarının ölümü ile maddi ve manevi olarak kayba uğradıklarını, eşi …ın genç yaşında dul kaldığını, bulunduğu çevre ve konumu itibarıyla evlenme imkanı da kalmadığını, … ise sigortalı ağabeyinin acısını unutamadan yeğenlerinin ağır sorumluluğunu üzerine aldığını, “alt ve üst işverenler sıfatındaki davalılar” ve “çalışan sıfatındaki davalıların müşterek ve müteselsilen sigortalı …’ın ölümüne sebep olduğu için (talep açıklama dilekçesinden anlaşılacağı üzere) eş … lehine 9.000,00 TL, çocuk … lehine 999,00 TL ve çocuk … lehine 1,00 TL maddi tazminat ile eş ve çocukların her biri lehine 40.000,00 TL’şer, anne Mahimihri, baba Osman (aynı zamanda çocukların vasisi) kardeş Abdulhalık ‘ın her biri lehine 10.000,00 TL’şer manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

2. Davacılar vekili yargılamanın devamında maddi tazminat istemlerini eş … için 174.260,63 TL’ye, çocuk … için 19.670,68 TL’ye artırmıştır.

II. CEVAP
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın iyiniyetli olarak açılmadığını, müvekkili tarafından yaptırılan İşveren Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında, işyerinde meydana gelebilecek her türlü kazanın sigortalandığını, aynı zamanda davacıların zararlarının diğer davalı Erk Yapı Proje Müh. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … lehine yapılan ferdi kaza sigortası ile de tazmin edildiğini, bu kapsamda dava sonucundan etkilenme ihtimali olan Allianz Sigorta A.Ş’ye davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, davalı müvekkilleri olan …’un müvekkil şirketlerinin ortağı yetkili olması sebebi ile taraf ehliyetinin bulunmadığını ve davanın … bakımından husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkil şirketlerinin Davalı Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklağı A.Ş’ye ait Sinpaş Bosphorus City Projesi inşaat işlerinin ana yüklenicisi olduğunu, yine müvekkil şirket tarafından kaba inşaat ve tünel kalıp işleri Davalı Erk Yapı Proje Müh. İnş. ve Tic. Ltd. Şti.’ye verildiğini, davacıların murisinin de bu şirket bünyesinde kalıp ustası olarak çalıştığını, dava dilekçesinde maktül …’ın 24.11.2010 tarihinde kalıp iskelelerinin vinçle alınarak yerine monte edilmesi sırasında kaldırılan iskelenin kendisine çarpması sonucu vefat ettiğinin söylendiğini belirterek müvekkillerine isnad edilecek bir kusurun bulunmadığını, kaza yerinde bulunan kişilerin Küçükçekmce 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/1 Esas sayılı dosyası kapsamında vermiş oldukları ifade kapsamında bu hususun anlaşılacağını, kusurun davacılar murisinde olduğunu, kendisinin bodrum kattaki işi biten kalıpları toparlayıp üst kata çıkması gerekirken ne sebeple vincin hareket alanına girdiğinin anlaşılamadığını, iş yerinin görevlendirdiği iş güvenliği uzmanlarınca hazırlanan talimatnameler ve verilen eğitimler ile diğer çalışanlar gibi muris …’ın da dikkat edilmesi gereken güvenlik önlemleri ve kuralları hakkında bilgilendirildiğini, bu kapsamda iş sağlığı ve güvenliği hususlarında yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getiren davalı müvekkillerinin sorumluluklarının bulunmadığını, murisin çalıştığı firma olan müvekkil şirketin taşeron firması ile müvekkilleri olan firmanın imzaladığı sözleşme kapsamındaki çeşitli maddeler uyarınca taşeron firmanın kendi yaptığı işler ile ilgili olarak tüm sorumluluk ve risk işçilerle ilgili her türlü mali, hukuki, cezai sorumluluğun taşeron firmaya ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacıların murisi …’ın asıl işverenin Dost Yapı İnş. ve Proje Yönetimi A.Ş., alt işverenin Erk Yapı Proje San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu 24.11.2010 tarihinde kule vinç ile kaldırılan kör cephe iskelesinin çarpması sonucu beton duvara sıkıştığı, bu şekilde oluşan iş kazası sonucunda vefat ettiği, olayın kusur yönünden irdelenmesi kapsamında bilirkişi heyetine tevdi edildiği, hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu içeriğinde iş güvenliğinin sağlanması için işverene ait tedbirlerin alınmadığı, bu nedenle asıl ve alt işverenin ayrı ayrı iş kazasının oluşumunda kusurlu oldukları, davalılar …, …, ……., … ve …’ın Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin yapılan yargılaması sonucunda tedbirsizlik ve dikkatsizlikle ölüme sebebiyet vermekten haklarında mahkumiyet hükmünün kurulmuş olması ve olayın oluş şekli nazara alınarak az da olsa kusur izafesinin gerektiği, olayda kusurlarının bulunduğu, asıl işveren Dost Yapı Şirketinin %15, alt işveren Erk Yapı Şirketinin %52, Dost Yapı vinç operatörü …’ın %1, şantiye sorumlusu …’nun %1, Dost Yapı yönetim kurulu başkanı …’un %2, Erk Yapı şirketi yetkilisi …..’ın %1, Erk Yapı kalıp ustası …’un %1, Erk Yapı ustabaşısı …’in %1, Erk Yapı işaretçisi işçi …’ın ise %1, davacılar desteği sigortalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davalı Sinpaş Şirketinin ise işi anahtar teslim olarak vermiş olması nedeniyle kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, davacılardan sigortalının eşi … ve kızı …’nin destekten yoksun kaldıklarını, davacıların murisinin son ücretinin aylık net 1.818,00 TL olduğunun kabulü ile yapılan hesaplamaya itibarla davacı eşi Zehre Yıldız’ın SGK tahsisleri ve Allianz Sigorta AŞ tarafından ödenen tutarlar indirildikten sonra maddi zararının 174.260,63 TL olduğu, kızı …’ın 19.670,68 TL maddi zararının bulunduğu anlaşılmakla maddi tazminatların, iş kazası olan 24/11/2010 tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte davalılar Erk Yapı Şirketi, Dost Yapı Şirketi, …, …, …, …, …, … Ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine, sigortalının oğlu …’ın ise tüm zararı karşılandığından talep edilebilir maddi kaybının bulunmadığından maddi isteminin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile eş … ve Çocuklar … ve … lehlerine 30.000,00 TL’şer, anne Mahimihri, baba Osman lehlerine 5.000,00 TL’şer, kardeş….. lehine 1.000,00 TL manevi tazminatın ş kazası olan 24.11.2010 tarihinden itibaren, yasal faizi ile birlikte davalılar Erk Yapı Şirketi, Dost Yapı Şirketi, …, …, …, …, …, … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde …, …, Erk Yapı Proje Müh.İnş.San. ve Tic. Ltd. Şti., …, …, …, … ve … vekilleri tarafından istinaf edildiği, davacılar vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı … vekiline tebliğ edilen muhtıraya rağmen istinaf harçları yatırılmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle: Sigorta tarafından yapılan ödemenin tazminat miktarından mahsup edilme işleminin yerinde olmadığını, davalılar arasındaki alt işveren ilişkisinin muvazaalı olması ve davacının en başından beri asıl işveren işçisi olduğunun kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Erk Yapı Şirketi, …, …, …, … vekilleri İstinaf dilekçesinde özetle: ……’ın ceza davasından kusursuz olduğu için beraat ettiğini bu nedenle bu davalıya yönelik davanın reddi gerektiğini, ayrıca davanın şirket ortaklarına değil tüzel kişiliğe yönetilmesi gerektiğini, şahıslara yönelik davanın husumetten reddi gerektiğini, müteveffanın kusur oranının düşük gösterildiğini, bu kadar tecrübeli bir böyle bir hata yapmasın nedeniyle daha yüksek kusur olan olması gerektiğini, müteveffanın asgari ücretle çalıştığını, mahkemece kabul edilen 1.818 TL’nin dosya kapsamına uygun olmadığını, bilirkişinin fahiş rakam üzerinden hesaplama yaptırıldığını, Allianz Sigorta A.Ş tarafından ölen işçinin eşi ve çocuklarına 144.900 TL ödeme yapıldığını bilirkişinin bu miktarı tazminat alacaklarından indirim yapmadığını, olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yersiz olduğunu, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Davalı Dost Yapı Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle: diğer davalı Erk Yapı şirketi ile aralarında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, anahtar teslimi iş yaptırdıklarını, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, manevi tazminatın yüksek belirlendiğini, kusur oranını kabul etmediklerini davacının ücretinin bilirkişi tarafından yüksek rakam üzerinden belirlendiğini, Allianz Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını ,davanın reddine karar verilmesini ,verilen kararın Yargıtay kararlarına ve dosya içeriğine uygun olmadığını, davacıların murisinin diğer davalı Erk Yapı Limited Şirketinin elemanı olduğunu, ayrıca davacılardan …’e Allianz Sigorta A.Ş. tarafından ödeme yapıldığını, bu ödemenin mahsup edilmediğini, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediği için faiz başlangıç tarihinin dava ve ıslah tarihinden itibaren olması gerektiğini kaza tarihinden itibaren faizi hükmedilmesinin yersiz olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

4. Davalı … İstinaf dilekçesinde özetle: kendisine yönelik davanın husumetten reddi gerektiğini davalı ile muris ile aralarında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını, hesapta sigortanın verdiği tazminatın zarardan düşülmediğini, manevi tazminatın yüksek olduğunu İlk Derece Mahkemesinde verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; “Müteveffanın maaşı maaş araştırması ve yaptığı işin niteliğine göre Mahkemece yerinde ve doğru tespit edilmiş olup bir kimse uzun süre asgari ücret ile çalışmayacağı kıdemine göre asgari ücretin üzerinde maaş alacağından mahkemenin müteveffanın ücrete ilişkin kabulü yerindedir. Allianz Sigorta tarafından mirasçılara ödenen tutarlar bilirkişi tarafından mahsup edilmiştir.İş kazası sonucu ölüm aynı zamanda haksız fiil olduğundan mahkemece olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi yerindedir. Davacıların murisi …’ın asıl işveren Dost İnş. ve Proje Yönetimi A.Ş. alt işveren Erk Yapı Proje San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı, 24.11.2010 tarihinde Kule Vinç ile kaldırılan kör cephe iskelesinin çarpması sonucu beton duvara sıkıştığı, bu şekilde oluşan iş kazası sonucunda vefat ettiği, bilirkişi heyet raporu içeriğinde iş güvenliğinin sağlanması için işverene ait tedbirlerin alınmadığı, bu nedenle asıl ve alt işverenin ayrı ayrı iş kazasının oluşumunda kusurlu oldukları, davalılar …, …, …, …, …, … ve …’ın Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin yapılan yargılaması sonucunda tedbirsizlik ve dikkatsizlikle ölüme sebebiyet vermekten haklarında mahkumiyet hükmünün kurulmuş olması ve olayın oluş şekli nazara alınarak az da olsa kusur izafesinin gerektiği, olayda kusurlarının bulunduğu, asıl işverenin %15, alt işverenin %52, Dost İnş. Vinç operatörü …’ın %1, şantiye sorumlusu …’nun %1, Dost inş YKB görevlisi …’un %2, Erk yapı teknik elemanı …’ın %1, Dost İnş, çalışanı …’un %1, Erk Yapı ustabaşısı …’in %1, Erk Yapı çalışanı …’ın ise %1 oranında kusurlarının bulunduğu, verilen kusur durumunun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış kusura ilişkin itirazların yerinde olmadığı görülmüştür. Müteveffanın emsal ücret yazı cevabı içeriği nazara alınarak davacıların murisinin son ücretinin aylık net 1.818,00 TL olduğunun kabulü yerindedir. Davacının sigorta tarafından yapılan ödemenin tazminat miktarından mahsup edilme işleminin doğru olduğu anlaşılmakla davacı istinafının reddine, tüm davacıların ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın satın alma gücü, müteveffa ile aralarındaki manevi desteğe yönelik yakınlık derecesi nazara alınarak manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair kararın yerinde olduğu” belirtilerek istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan … ve …, vekilleri ile davalılardan … temyizine katılma yoluyla davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; ferdi kaza sigortası kapsamında yapılan ödemenin tazminattan tenzil edilemeyeceğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ….vekili temyiz dilekçesinde özetle; Diğer davalı Erk Yapı şirketi ile müvekkili arasında asıl – alt işveren ilişkisi olmadığını, inşaat işinin kaba inşaat olarak diğer davalıya anahtar teslim verildiğini, işin mahiyeti icabı uzmanlık gerektiren bir iş olduğundan kabulün hatalı olduğunu, aralarındaki sözleşme gereğince iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden Erk Yapı şirketinin sorumlu olacağını, iş sağlığı güvenliği tedbirlerinin usulüne uygun bir şekilde alındığını, müteveffanın kalıp sökülen alanda bulunmaması gerektiğine dair kusurlu davranışı kusur raporunda tartışılmamıştır. sigortalı düz işçi olarak çalıştığı halde usta ücreti dikkate alınmıştır 1.818 TL ücretin neye istinaden kabul edildiğinin anlaşılamadığını, çocuk …’den artan fazla sigorta ödemesinin diğer davacılardan mahsubu gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatların fazla olduğunu, ıslaha ıslah tarihinden faiz işletilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline pasif husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile arasında asıl alt işveren ilişkisi olmadığını, ıslahın zamanaşımına uğradını, sigortalı düz işçi olarak çalıştığı halde usta ücreti dikkate alındığını 1.818 TL ücretin neye istinaden kabul edildiğinin anlaşılamadığını, davacılara sigortadan ödenen 144.900 TL tutarındaki ödemenin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını çocuk …’den artan fazla 23.405,24 TL sigorta ödemesinin diğer davacılardan mahsubu gerektiğini, kusuru oranında sorumlu tutulması gerektiği halde müş müt sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigortalıların iş kazasında sürekli iş göremezliğe uğramaları nedeniyle kurumca karşılanmayan maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri ile 110, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 332 nci maddesi ile 41, 42, 43, 44, 45 ve 47 nci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 13, 16, 19, 20 ve 21 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77 nci maddesidir.

3. Değerlendirme
A) Davalı … ve …. vekilinin manevi tazminat hükümleri ile çocuk … lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 110 uncu maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır.

3. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının 58.800,00 TL olup hüküm altına alınan anılan tazminatların birbirlerinden ve maddi tazminat hükümlerinden ayrı olarak kesinlik sınırı altında kaldığı anlaşılmakla temyiz itirazlarının aşağıdaki şekilde kesinlikten reddine karar verilmiştir.

B) Davalı … ve …. vekillerinin eş… lehine hükmedilen maddi tazminatlara, katılma yoluyla temyiz itirazında bulunan davacılar vekilinin maddi tazminat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, temyiz edenlerin sıfatlarına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacılar vekilinin tüm, davalılardan … ve …. vekillerinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Maddi tazminat hesabı sigortalının veya desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Başka bir anlatımla, sigortalının veya desteğin günlük net geliri tespit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolara ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak arttırılıp, iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, hesaba esas alınacak gerçek ücretin ise; sigortalının imzasını taşıyan bordrolara yansıyan ücreti olduğu, bu tarzda belgenin bulunmaması halinde ise sigortalının veya desteğin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücretin sigortalının sendikalı olup olmadığı da dikkate alınarak sendikalardan, aksi durumda ise emsal ücret araştırması ile tespit edileceği, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş sigortanın imzasını taşımayan belgelerin ücret olarak kabul edilemeyeceği, bilinen varken varsayıma dayalı olarak hesap yapılmayacağı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.

3. Somut olayda, nüfus kayıt örneklerine göre davacı … Yıldız’ın 26.12.2017 tarihinde evlenerek, müteveffa sigortalı …’ın desteğinden çıktığı anlaşılmasına karşın, ( bilinen destek sonu tarihi varken varsayıma dayalı bakiye ömür sonu tarihine itibarla) sigortalı …’ın bakiye ömrü süresince onun desteğinden yararlanacağı kabul edilerek yapılan hesap raporuna göre belirlenen maddi tazminat alacağına hükmedilmesi hatalı olmuştur.

4. O halde mahkemece yapılacak iş maddi tazminatın hesabı noktasında 16.01.2015 tarihli raporda (usuli kazanılmış haklar kapsamında bir değişikliğe gidilmeksizin sadece) davacı eş… için destekten yararlanma süresinin sonu olarak 26.12.2017 evlenme tarihini dikkate alarak yapılacak hesabı hükme esas almaktan ibarettir.

5. Öte yandan davalı şirketlerden Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. Unvanın karar başlığında Simpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. olarak belirtilmesi de hatalı olmuştur.

6. İş bu temyize konu davada Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın esastan ret niteliğinde olması, bozma kararından sonra yargılamanın İlk Derece Mahkemesince yürütüleceği açık olmakla beraber; Bölge Adliye Mahkemesi karar içeriğinde davaya konu taraflarla ilgi ve irtibatı tespit edilemeyen; Bugün Gıda Anonim Şirketi isimli tarafın istinaf sebeplerine kararda yer verilmesi, devamla İlk Derece Mahkemesinin 12.07.2017 tarihli kararıyla istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilen ve bu kararı istinaf etmeyen davalı …’ın incelenebilecek bir istinaf başvurusu olmadığı halde, kararda istinaf sebeplerine yer verilerek değerlendirilerek yazılı şekilde Bölge Adliye Mahkemesince hüküm tesisi de hatalı görülmüştür.

7.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

8.O halde, davalı … ve …. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve istinaf itirazlarının esastan reddine dair Bölge Adliye MAhkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi hükmü bozulmalıdır.

VI. KARAR:
1. Davalı … ve ….vekilinin manevi tazminat hükümleri ile çocuk … lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının miktardan REDDİNE,

2. a)Davalı … ve …. vekillerinin eş… lehine hükmedilen maddi tazminatlara, katılma yoluyla temyiz itirazında bulunan davacılar vekilinin maddi tazminat hükümlerine yönelik temyiz itirazları kapsamında davacılar vekilinin tüm, davalı … ve …. vekillerinin ise sair temyiz itirazlarının reddiyle İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

b) İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Aşağıda dökümü yapılan harcın ilgililerden tahsiline,

Davalılardan … ve Dost Yapı İnş. ve Proje Yön. A.Ş avukatları yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.