Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14716 E. 2023/122 K. 11.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14716
KARAR NO : 2023/122
KARAR TARİHİ : 11.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/365 E., 2022/1973 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 06.02.2019
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/567 E., 2020/293 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … no ile 04.10.2000 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı bulunduğunu, müvekkilinin Karayolu ile şehirlerarası yük taşımacılığından dolayı 29.07.1994-22.09.1997 tarihleri arasında Derinkuyu Mal Müdürlüğünde, 15.09.1997- 19.08.2005 ve 19.08.2005-27.10.2010 tarihleri arasında da Pendik Vergi Dairesinde mükellefiyet kaydının olduğunu, 619 sayılı KHK’ nın Anayasa Mahkemesince iptali üzerine 4956 sayılı Kanun’un 47 inci maddesine eklenen geçici 18 inci maddesi ile getirilen düzenlemede sigortalılık niteliği taşıdığı halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlatıldığını, müvekkilinin kuruma tescil edildiği tarihin 11.04.2001 olmasına rağmen sigorta başlangıcının 04.10.2000 olarak belirlenmesinin mağduriyetine neden olduğunu, bu konuda yapılan başvurularının da reddedildiğini belirterek, müvekkilinin 29.07.1994 ile 03.10.2000 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin 1. fıkrasının b bendi kapsamında bağkur sigortalısı olduğunun tespitine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekil cevap dilekçesinde özetle; davacının 29.07.1994-22.09.1997 tarihleri arasında Pendik Vergi Dairesi, 15/09/1997- 19/08/2005 tarihleri arasında … Vergi Dairesi ve 19.08.2005- 27.10.2010 tarihleri arasında da Pendik Vergi Dairesine kayıtlı olması ve Bağ-Kur dosyasının da Pendik’ te bulunmasından dolayı yetkili Mahkemenin … İş Mahkemeleri olduğunu belirterek, davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili … Anadolu İş Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davasının kabulü ile; davacının 29.07.1994-03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamınca Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Kurum vekili, kararın müvekkili kurumun aleyhine olan kısımlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkili kurum lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davada 1479 sayılı Kanun kapsamında, 11.04.2001 varide tarihli işlemle 04.10.2000 tarihinden itibaren sigortalı olarak tescil edilen davacının, 29.07.1994-03.10.2000 döneminin tamamında vergiye kayıtlı olduğu, davacının Karayolu ile Şehirlerarası Yük Taşımacılığı işinden dolayı 29.07.1994 – 22.09.1997 tarihleri arasında Derinkuyu Mal Müdürlüğü, 15.09.1997 – 19.08.2005 ve 19.08.2005 – 27.10.2010 tarihleri arasında Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğünde vergi mükellefiyeti bulunduğu, 11.04.2001 tarihinde davalı Kurum tarafından 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur tescilinin yapıldığı, davacının sigortalılık kayıt ve tescili 4956 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden çok önce yapıldığından hakkında geçici 18 inci maddenin uygulanması imkanı bulunmadığı, sigortalılığın 3165 sayılı Kanun çerçevesinde gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefiyeti, esnaf ve sanatkarlar siciline kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlılık durumu değerlendirilerek belirlenmesi gerektiği, ancak davalı kurum tarafından davacının sigortalılığının 04.10.2000 tarihinden başlatılarak hakkında tescil tarihinde yürürlükte olmayan geçici 18 inci madde uyarınca işlem yapıldığı, 619 sayılı KHK. Geçici 1. maddesi ile bu KHK’nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu KHK’nın yürürlüğe girdiği tarihte başlayacağı hükmü getirilmiş ise de; 619 sayılı KHK Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilerek iptal kararı 08.08.2001 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğinden davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığını engelleyen bir düzenlemenin de mevcut olmadığı kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 14.02.1994-03.10.2000 döneminde 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun, 01.03.2020 den itibaren aylığa hak kazandığının tespitine, aylıklarının faizleriyle ödenmesine ve aksi Kurum işleminin iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanun’un 24, 25, geçici 10 uncu maddeleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.