Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14550 E. 2023/478 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14550
KARAR NO : 2023/478
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/500 E., 2022/1424 K.
vekili Avukat …
DAVALILAR :1-… vekili Avukat …
2-…
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 25.11.2014
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cihanbeyli Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2018/519 E., 2020/570 K.

Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı Kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın kusuru ile sebebiyet verdiği 11.08.2010 tarihinde trafik/iş kazası neticesinde kurum sigortalısı …’in vefat ettiğini, davalının kullanımındaki … plakalı aracın … poliçe numarası ile diğer davalı … şirketine sigortalı olduğunu, sigortalının hak sahiplerine 302.576,94 TL peşin değerli gelir bağlandığı, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 151.288,47 TL’sinin ferileri ile birlikte davalılardan (sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olmak ve faiz dava tarihinden işletilmek üzere) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket tarafından 25.04.2010 – 25.04.2011 vadeli … numaralı zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından 232.03.2012 tarihinde ölenin mirasçılarına 145.587,00 TL ödeme yapıldığını, dava konusu olayın iş kazası olmadığını, hatalı ödemede bulunan SGK’nın ilgili bedeli rücu edemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Yargıtay içtihatları ve ilgili mevzuat uyarınca sigorta şirketinin temerrüdü talep edilen tazminat için hasarın teminat kapsamına girip girmediğini incelemeye yeterli belgelerle ihbar tarihinden itibaren başlayacağını, ödemeye esas alınabilecek tüm belgelerin toplanmasından önce sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleşmeyeceğini, davacı kurum tarafından müvekkil şirkete başvuru gerçekleşmediğinden dava öncesi bir tarihten itibaren temerrüde düştüğü kabulünün hukuka uygun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 5510 sayılı Kanun da işveren konumundaki kişilere karşı açılacak davalarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak belirlendiğini, müvekkilinin işveren olmadığını, müvekkilinin bu konumu nedeniyle davaya muhatap olmadığını, üçüncü kişi konumunda olduğunu, bu nedenle genel zaman aşımı kuralının geçerliği olduğunu belirterek, davanın reddini yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kabulü ile, 151.288,47 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin davalı … için tahsis onay tarihi olan 26.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … yönünden 67.177,02 TL ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 25.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin dava aşamasında ileri sürediği ödeme iddiasını istinaf aşamasında dile getirmesinin savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğunu ve buna muvafakatlarının olmadığını, sigorta şirketinin hem ZMMS hem de Kasko poliçesi kapsamında sorumluluklarının bulunduğundan ödeme iddiasının nazara alınmaması gerektiğini,zararının tamamı bakımından sigorta şirketinin de sorumlu olduğunu belirlenerek kararın kaldırılmasını davanın kabulünü istemiştir.

2. Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bu kaza başına teminetının 875.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin yaptığı ödemelerle kaza başı ve kişi başı teminatının tükendiğini, davalı kurumun müvekkilinin kasko poliçesi kapsamında sorumlu olduğu yönündeki talebinin iddianın genişletilmesi kapsamında olduğundan kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bu teminatın da tükendiğini,ayrıca mahkemece kısmen kabul kararı verildiği halde vekalet, harç ve yargılama giderleri bakımından oranlama yapılmadığını,müvekkili şirket lehine red vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hatalı olduğunu,olayın iş kazası olmadığından rücuya da tabi olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; harç ve vekalet ücretinin davalı … şirketinin sorumlu tutulduğu miktara göre belirlenmesi gerekirken tüm miktardan sorumlu tutulması hatalı olduğundan davalı … şirketinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu harç ve vekalet ücretinin düzeltilmesine karar vermek gerektiği belirtilerek, “1)Davacı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,

2)Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi nin 1 numaralı alt bendi gereğince kabulüne,

Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi (İş) Mahkemesinin 2018/519 E., 2020/570 K., sayılı kararının kaldırılmasına,

3)Davanın kabulü ile,
a)Dava konusu 151.288,47 TL PSD’den kaynaklanan kurum alacağının, (davalı … şirketinin sorumluluğu 67.177,02 TL ile sınırlı olmak üzere) davalı … yönünden tahsis onay tarihi olan 26.10.2011, davalı şirket yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen alınarak ile davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf sebepleri doğrultusunda temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 21 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.