Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14431 E. 2023/626 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14431
KARAR NO : 2023/626
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/827 E., 2022/2014 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 08.06.2007
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 20. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/82 E., 2019/30 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili vakfın, kuruluş senedine göre davalı İmar Bankası çalışan personelinin vakıf üyesi olduğunu, vakıf senedi kapsamında üyelerin sağlık giderlerinin ödenmesinden davalı müflis bankanın mesul olduğunu, davalı banka hakkında … 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 08.06.2005 tarihinde iflas kararı verildiğini, iflastan sonra doğan sağlık giderlerinin iflas ile sona eren edimlerden olmadığını, bu harcamalardan doğan müflis borçlarının masa borcu kapsamında ödenmesini gerektiğini ileri sürerek bunun aksine alınmış iflas idaresi kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili; 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verilen müflis banka personelinin hizmet sürelerine ilişkin malullük, yaşlılık ölüm ve iş kazaları sigorta primlerinin sandığa 31.08.2005 tarihine kadar ödendiğini, personelin tamamının iş akdinin 31.08.2005 tarihi itibariyle bankasının iflası nedeniyle fesh edildiğini, dava konusu alacakların 19.06.2006 tarihli dilekçe ile masaya kayıt edildiğini, taahhütname aslının mevcut olmadığı gibi borç altına sokacak nitelikte olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile iflas masasının, müflis banka tarafından iflas öncesi yapılan sözleşmeyi devam ettiremeyeceği yönünde iradesini ortaya koymuş olması, 01.09.2005 tarihinden sonra iflas masasından 29.12.1965 tarihli sözleşmeye dayanarak alacak talebinde bulunulmasının mümkün olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; iflas halinde dahi sözleşmeden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerin devam edeceğini, belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, “…Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında belirtildiği üzere bir alacağın masa alacağı olması için, iflas idaresinin yaptığı ve yaptırdığı işlerden doğması,iflas idaresinin bizzat yaptığı veya devamına izin verdiği sözleşmeden doğması,masanın sebepsiz zenginleşmiş olması veya iflas masasının haksız fiilinden kaynaklanması gerektiği,İmar Bankasının 02.07.2003 tarihinde bankacılık faaliyetlerinin durdurulduğu, idaresinin TMSF’ye devredildiği, banka hakkında verilen iflas kararının 20.04.2006 tarihinde kesinleştiği, müflis banka çalışanlarının iş akitlerinin 31.08.2005 tarihinde feshedildiği, iflas idaresi ile çalışanlar arasında 01.09.2005 tarihinde yeni bir iş sözleşmesi yapıldığı, bu tarihten sonra sağlık güvencesinin SGK tarafından karşılandığı, iflas masasının müflis banka tarafından iflas öncesi yapılan sözleşmeyi devam ettiremeyeceği yönünde iradesini ortaya koymuş olup 01.09.2005 tarihinden sonra iflas masasından 29.12.1965 tarihli sözleşmeye dayanarak alacak talebinde bulunmasının mümkün olmadığı,…” gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; iflasın tek başına sözleşmeyi sona erdirici yetkisi olmadığı gibi gerek Yerel Mahkemece gerekse de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sözleşmenin usulüne uygun sona erdirilip erdirilmediğine, kurumun sözleşmenin bitirildiğinden haberdar edilip edilmediğine ilişkin detaylı inceleme ve araştırma yapılmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iflas sonrası müflis banka çalışanlarının sağlık giderlerinin masa alacağı olarak kabul edilip edilmeyeceği ile talebin reddine dair iflas idaresi kararının iptal edilip edilemeyeceğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un Geçici 20 nci maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 248 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.