Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14339 E. 2023/516 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14339
KARAR NO : 2023/516
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1975 E., 2022/1671 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 20.09.2016
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/358 E., 2022/9 K.

Taraflar arasındaki maluliyetin tespiti, kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanması ve ödenmeyen aylıkların tahsiline ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı SGK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi Bilge … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin 27.09.1994’te geçirdiği trafik kazası nedeniyle % 66 oranında malul kaldığını, kuruma yaptıkları başvurular sonuç vermeyince dava açıldığını, … l.İş Mahkemesinin 26.08.2013 tarih ve 2013/508 Esas, 2013/815 K. sayılı kararının Yargıtay 10.Hukuk Dairesi’nin 06.03.2014 tarih ve 2014/1826 E., 2014/4724 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesinden sonra Haziran 2014’te malulen emekli aylığı bağlandığını, kurumun 01.02.2009 ile Temmuz 2014 ayları arasında maaş ve ferilerini eksik ödediğini, 19.09.2015’te ödenmeyen maaşların faizi ile birlikte ödenmesi müracaatlarına cevap alamadıkları gibi Haziran 2016’dan itibaren maaşın kesildiğini, 01.06.2016, 02.06.2016 ve 28.06.2016 tarihli yazılı başvuru ile hatalı işlemlerin düzeltilmesi için başvuruda bulunduklarını, bu nedenlerle; davacının 27.09.1994’te %66 malul kaldığına, Haziran 2016’dan itibaren ödenmeyen maaşlarının kademeli olarak faizi ile birlikte ödenmesine, 01.02.2009 ile Temmuz 2014 arası alacaklarının aslı için 500,00 TL, faizleri için 500,00 TL olmak üzere 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 05.01.2009’da dilekçe ile malullük aylığı talebinde bulunduğunu, hastanenin verdiği raporlar kurum sağlık kurulunca incelenerek çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğinden malul sayılamayacağına karar verildiğini, konunun mahkemeye intikal etmesi sonucu … l.İş Mahkemesinin 2013/508 E. ve 2013/815 K.nolu kararıyla çalışma gücünün %66’sını kaybettiğine, 01.02.2009’dan itibaren maluliyet aylığının bağlanmasına ve yasal faizi ile birlikte aylıkların ödenmesine karar verildiğini, ve kararın Yargıtayca 06.03.2014’te onandığını, kurumun Mahkeme kararına uyarak 01.02.2009’da aylığını başlattığını ve önceki döneme ait aylıklarını faizi ile birlikte ödediğini ancak 03.06.2009’da tüm sigorta kollarına tabi çalıştığından 01.06.2009’da malullük aylığının durdurulduğunu, 25.10.2013’te tahsis talebine göre aylık tekrar; bağlanmış ancak daha sonra yasa gereği yeniden hastaneye sevk edilerek alınacak rapor ve kurum sağlık kurulu kararına göre işlem yapılması gerektiğinden Haziran 2016’da maaşı kesilerek kendisinden sağlık raporu talep edildiğini, kurum sağlık kurulu ve yüksek sağlık kurulunun 17.08.2016 tarih ve 63/1386 sayılı kararıyla davacının çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğine karar verdiğini, bu nedenlerle sağlık durumu iyileşerek tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışabilen davacının hem çalışıp hem de malullük aylığı almasının kanuna aykırı bir durum olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yersiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“1- Davacının davasının kısmen kabulü ile,
A)Davacının 27.09.2004 tarihinden 23.06.2016 tarihine kadar çalışma gücünün en az %60’ını kaybettiğinin ve bu tarihler arasında malül sayılması gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

B)Davacının 2016 yılı haziran ayından itibaren yasal faizi ile birlikte aylıklarının ödenme talebinin 5510 sayılı Kanun’un 27 ve 506 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca malüliyet aylığına hak kazanmadığı anlaşıldığından bu yöndeki talebin reddine,

C) Davacının 01.02.2009-Temmuz /2014 tarihleri arasında ödenmeyen aylıklar ve faiz talebi yönünden
1-Davacının 01.09.2009-01.04.2010 ve 01.08.2010-01.11.2013 tarihleri arasında ödenmesi gereken malüliyet aylığı olan 37.578,02 TL’nin ıslah tarihi olan 10.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine,

2-Davacının 01.09.2009-01.04.2010 ve 01.08.2010-01.11.2013 tarihleri arasında ödenmesi gereken malüliyet aylığı olan 37.578,02 TL’ye ödenmesi gereken tarihten dava tarihi olan 20.09.2016 tarihine kadar işletilmesi gereken faiz alacağı 15.893,78 TL’nin kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı SGK vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; SGK’nın davacının maaşının kesilmesine yönelik usulsüz işlemlerin davada dikkate alınmadığını, … 2. İş Mahkemesinin 2016/457 Esas sayılı dosyasında verilen kararın hiçe sayıldığını, daha önce kesinleşen karar nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan malulilyet raporlarının mevzuata uygun şekilde düzenlenmediğini, harca esas değer üzerinden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı vekili; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, daha önce davacının 27.09.2004 ile 23.06.2016 tarihleri arasında malul sayılması gerektiğinin tespitine dair karar verildiğini ve bu madde yönünden hukuki yarar bulunmadığını, davacının maaşı kesildikten sonra yeniden aylık bağlanması için talep şartı ve maluliyet incelemesi şartı yerine getirildikten sonra maaş alabileceğinden bu dönem maaşlarının ödenmediğini bu nedenle faizlerden sorumlu tutulmaması gerektiklerini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle dosya kapsamına alınan davacının ilişkin … 1.İş Mahkemesinin 2013/508 Esas 2013/815 Karar sayılı ilamında ki maluliyet tespitine ilişkin hükmü ve yine davacının iş bu dosya kapsamında talep ettiği maluliyetin devam ettiğine dair talebine ilişkin dosya kapsamına alınan Kocatepe Sosyal Güvenlik Sağlık Merkezi, Yüksek Sağlık Kurulu ve Adli Tıp Kurumu’nun maluliyet tespitine ilişkin raporları ile denetime elverişli ve hükme esas alınamaya yeterli hesap bilirkişisi raporları dikkate alınarak mahkemece verilen kısmen kabul kararında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre sonuç itibari ile usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek “İlk Derece Mahkemesi kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK’nın madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davacı ve davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK vekili temyiz dilekçesinde; istinaf gerekçelerini tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, maluliyetin tespiti, kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanması ve ödenmeyen aylıkların tahsiline istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2) 506 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi ”Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 63 üncü maddenin (A) fıkrası hükümleri uygulanır. Şu kadar ki malullük aylıkları kesilenlerden işten ayrılarak malullük aylığı verilmesi için yazılı istekte bulunan sigortalıya aylık bağlanması, kontrol muayenesi sonunda malullüğün devam ettiğinin anlaşılması şartına bağlıdır.” hükmünü içermekte iken 5510 sayılı Kanun’un 27/3 ”Malûllük aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların malûllük aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi olarak çalıştıkları süre zarfında 80’inci maddeye göre belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak yeniden malûllük aylığı bağlanması için yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevkedilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına esas malûllüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi, diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren yeniden malûllük aylığı hesaplanarak bağlanır.” düzenlemesi getirilmiştir.

3. Değerlendirme
Eldeki davada davacının 27.09.1994 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle, 05.01.2009 tarihli dilekçe ile malullük aylığı talebinde bulunduğu, çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğinden malul sayılamayacağına karar verildiği, konunun mahkemeye intikal etmesi sonucu … l.İş Mahkemesinin 2013/508 E. ve 2013/815 K.nolu kararıyla çalışma gücünün %66’sını kaybettiğine, 01.02.2009’dan itibaren maluliyet aylığının bağlanmasına ve yasal faizi ile birlikte aylıkların ödenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay’ın 06.03.2014 tarihli 2014/1826 Esas, 2014/4724 Karar sayılı kararıyla, onanmak suretiyle kesinleştiği, davacının maluliyet aylığı tahsis talebinde bulunduğu 05.01.2009 tarihinde herhangi bir çalışmasının olmadığı, 01.04.1993 tarihinde 506 sayılı Kanun uyarınca başlayan çalışmalarının 19.11.2008 tarihine kadar kesintili olarak devam ettiği, 05.01.2009 tarihinden sonra, 03.06.2009-14.08.2009, 18.03.2010-31.05.2010, 25.06.2010-30.06.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında hizmet akdine bağlı olarak çalışmalarının devam ettiği, Kurumun mahkeme kararına istinaden davacıya 01.02.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağladığı ve önceki döneme ait aylıklarını faizi ile birlikte ödediği ancak 03.06.2009’da tüm sigorta kollarına tabi çalıştığından 01.06.2009’da malullük aylığının durdurulduğu, davacının 25.10.2013 tarihli tahsis talebine istinaden yeniden 24.11.2013 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlandığı, ancak daha sonra yasa gereği yeniden hastaneye sevk edilerek alınacak rapor ve kurum sağlık kurulu kararına göre işlem yapılması gerektiğinden, hatalı işlemin Haziran 2016’da Kurumca tespiti üzerine maaşı kesilerek kendisinden sağlık raporu talep edildiği, kurum sağlık kurulu ve yüksek sağlık kurulunun 17.08.2016 tarih ve 63/1386 sayılı kararıyla davacının çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğine karar verildiği, yargılama aşamasında da Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 02.10.2017 tarih ve 21306 karar sayılı raporu ile Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü çervesinde çalışma gücünün en az 2/3 (üçteiki)’sini, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde çalışma gücünün %60 (yüzdealtmış)’ını kaybetmemiş olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun 18.10.2018 tarih ve 1252 karar sayılı raporu ile de davacının çalışma gücünün %60’ını kaybetmediğinin belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Kesinleşen mahkeme kararı ile davacıya 01.02.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Mahkeme kararı ile de olsa aylığa hak kazanıldığının tespitine karar verilmesi 5510 sayılı Kanun’un 27/3 üncü maddesindeki kesme nedenlerinin uygulanmayacağı anlamına gelmez ve bu konuda önceki karar kesin hüküm de oluşturmaz. Aksi kabulle, Mahkeme kararı ile hak kazanılan aylıklar, çalışma olsa bile artık kesilemeyeceği anlamını oluşturur.

Dosyadaki kayıtlardan davacının 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a bendi kapsamında, 03.06.2009 tarihinden sonra devam eden çalışmalarının olduğu sabit olmakla, 5510 sayılı Kanun’un 27/3. maddesi uyarınca, maluliyet aylığı bağlandıktan sonra davacının çalışmasına devam etmesi, bağlanan aylığın kesilmesi nedenlerinden olup, bu kapsamda davacıya 01.02.2009 tarihi itibariyle bağlanan maluliyet aylığının kesilmesine ilişkin kurum işlemi yerindedir. Ancak davacının yeniden aylık bağlanması talebine ilişkin olarak, aylık bağlama koşullarının gerek 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a maddesi kapsamında bildirilen çalışmalar gerekse davacının maluliyetinin oluşmadığı hususunda 03.06.2016 tarihinde yaptırılan muayene ve sonrasında alınan raporlar nazarında gerçekleşmediği anlaşılmakla, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.