Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14103 E. 2023/4861 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14103
KARAR NO : 2023/4861
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 21.Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.08.2005 tarihinde Canik Belediyesi Meşe tesislerinde işçi olarak çalışmaya başladığını, muvazaalı olarak 01.08.2005 tarihinden iş akdinin feshi tarihine kadar değişik şirketlerde çalışmış gibi gösterildiğini, ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle 25.05.2009 tarihinde iş akdini 4857 sayılı Kanun’un 24/2-e maddesi uyarınca feshettiğini, müvekkilinin Mart, Nisan ve Mayıs 2009 maaşlarının yatmadığını, müvekkilinin 2 haftada 1 gün tatil yapmak suretiyle haftada 7 gün sabah 11:00’den gece 24:00’e kadar davalı Belediyeye ait tesislerde çalıştığını, buna rağmen fazla çalışma, hafta sonu ve resmi ve dini bayramlarda yapılan çalışmalara ilişkin ücretlerinin ve yıllık ücretli izinlerinin ödenmediğini, 01.08.2005’te işe başlayan müvekkilinin SSK’ya ilk bildiriminin 02.03.2006’da yapıldığını, müvekkilinin primlerinin de eksik yatırıldığını, 25.05.2009 tarihine kadar bir işçinin aynı işyerine 10 kez girip çıkmasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 100,00 TL kıdem tazminatı, 400,00 TL yıllık ücretli izin alacağı, fazla çalışma hafta sonu ve resmi ve dini bayramlarda yapılan çalışmalara ilişkin ücretleri olarak 500,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini, 01.08.2005-25.05.2009 tarihleri arasındaki hizmetlerinin sigortalılığına esas olmak üzere tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 28.11.2011 havale tarihli dilekçesi ile SGK ile davalı arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan bahisle SGK’nın davaya katılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, belediyenin personeli olmadığını, Belediyeye ait Meşe Kültür Tesislerinin tüm işlerini yürütmek üzere; 5213, 5393 ve 4857 sayılı Kanun’un 7 nci maddesine uygun olarak 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre dava ihbar olunan ve dilekçede belirtilen işverenlere hizmet alımı yapıldığını, davacının bu şirketlerin işçisi olduğunu, şahsi sicil dosyalarının bu firmalarda bulunduğunu, davacının maaş, fazla çalışma ve izin bilgilerinin ilgili firmalardan sorulması gerektiğini, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 29 uncu maddesine göre Belediyenin müteahhit tarafından ödenmeyen ücretlerden istihkak oranında sorumlu olduğunu, davacının tüm taleplerinin reddini savunmuştur.

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının çalışmalarının kesintili olduğunu, işe giriş çıkışlarla gerçekleşen çalışmalarda bildirim belgelerindeki eşdeğer belgelerle çalışmanın ispatı gerekeceğini, bu anlamda işe giriş bildirgelerindeki imzaların tetkiki ile sigortalıya ait olduğunun tespiti halinde tespit talebinin reddi gerekeceğini, davalı işyerinin resmi bir işyeri olup belediyenin yaptığı harcamaların denetlendiğini, belediyenin işçilerine yapmış olduğu ödemeler mutlaka resmi olacağından işveren kayıtlarına itibar edilmesi gerektiğini, tespit davalarının kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle re’sen inceleme yapılarak söz konusu işyerinin faal olup olmadığının araştırılmasını, işyeri dosyaları ve davacıya ait sigorta sicil dosyalarının SGK’dan celbi ile işyerine müzekkere yazılarak şahsi dosya ve mevcut belgelerin istenmesini, bordrolardaki imzaların davacıya ait olup olmadığının araştırılmasını, tanık dinlenmesine muvafakat etmemekle birlikte şayet tanık dinlenilecekse aynı işyerinde çalışan amir ve ustabaşı gibi kişilerin tanıklıklarına başvurulmasını, kurumun doğal hasım olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekil ücreti yükletilmemesini, davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 2010/144 E., 2015/992 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, davacının hizmet tespitine ilişkin davasının kabulüne; davacının 01.08.2005 – 25.05.2009 tarihleri arasında; bilirkişi Av….tarafından düzenlenen 28.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda, koyu renkle belirtilen tarihler arasında, … iş yerinde, hizmet akdine istinaden günün asgari ücreti üzerinden kuruma bildirilmeyen 567 gün çalışması olduğunun tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … ve davalı Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 21.Hukuk Dairesi’nin 14.12.2017 tarihli, 2016/9366 Esas ve 2017/10618 Karar sayılı ilamı ile; “yapılacak iş, öncelikle davalı … ile dava dışı işyerleri arasında bir alt-üst işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığını belirleyebilmek için taraflar arasında imzalanan ihale sözleşmelerini getirmek, davalı … ile hangi tarih aralığında hangi işyerleri ile ihale sözleşmesinin yapıldığını tespit etmek, davacının Kurum’a bildirilmeyen hizmetlerinin sözleşme arası dönemler mi olduğu yoksa dava dışı işyerleri tarafından Kurum’a eksik bildirim mi yapıldığı hususu üzerinde durarak eğer ihale süresince veya dava dışı işyerlerinin Kanun kapsamında olduğu veya kapsama alınabilecek nitelikte ve faal olduğu ancak hizmetin bildirilmediği kesintili dönem içerisinde eksik bildirim var ise dava dışı şirketlere husumet yöneltmesi için davacıya mehil vermek, dahil edilen dava dışı işyerlerinin göstereceği bütün delilleri toplamak, dava dışı işyerlerine ait hizmet tespiti istemine ilişkin olan ihtilaf konusu dönemler için işyerlerinin bordrolu tanıklarını re’sen tespit ederek duruşmalarda dinlemek, hizmet alımlarının ve dava dışı işyerlerinin faaliyetlerinin olmadığı davalı …’ndan talep edilebilecek olan hizmet tespiti istemine ilişkin olan ihtilaf konusu dönemler için ise Belediye Başkanlığı’nın şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişilerini re’sen tespit ederek duruşmalarda dinlemek, gerek Belediye Başkanlığı’ndan gerek dava dışı şirketlerden ücret bordroları, puantaj kayıtları ve bulunması halinde davacının işyeri şahsi sicil dosyasını getirmek, ücret ödeme konusunu aydınlığa kavuşturmak, Belediye Başkanlığı’nın resmi kurum olması sebebiyle belgelere dayalı ücret ödemesi olmayan dönemlerde eksik hizmet bildirimlerinden Belediye Başkanlığı’nın sorumlu tutulamayacağını göz önünde bulundurmak, davalı … nezdinde davacı sigortalının çalışmalarına ilişkin herhangi bir kayıt içeren belgelerin bulunmamasının haklı ve izah edilebilir bir nedene (sel, yangın v.b. nedenlerle kaybolması gibi) dayanması halinde dinlenen tanık beyanlarına itibar etmek ve sonucuna göre çalışmanın gerçek ve fiili çalışmaya dayandığı her türlü şüpheden uzak bir biçimde açıkça ortaya konulduktan sonra Mahkemece infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermekten ibarettir” denilmek suretiyle eksik inceleme ve araştırma sonucu kurulan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme ve araştırma neticesi “Davacı vekili 05.06.2014 havale tarihli dilekçesinde hizmet tespiti talebini tavzih etmiş ve müvekkilinin davalı işveren bünyesindeki 12.08.2006-21.08.2006, 18.12.2006-10.01.2007, 10.05.2007-23.05.2007, 23,09.2007-01.10.2007, 31,12,2007-01.02.2007, 29.02.2008-05.03.2008, 05.04.2008- 21.07.2008, 21.10,2008-21.11.200B, 21.12.2008-03.03.2009 ve 03.04.2009-01.06.2009 tarihleri arasındaki çalışmalarının sigortaya bildirilmediğini belirtmiştir.
Bozma ilamı içeriğinde belirlenen eksiklik kapsamında, dava konusu döneme ilişkin tüm hizmet alım sözleşmeleri getirtilmiş ve tespiti talep edilen sözleşmeler arası dönemlerde hizmet alım sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle sözleşme bulunmayan dönemlere ilişkin çalışma iddiası yönünden belediyenin sorumluluğu yoluna gidilmesi gerektiği belirlenmiştir. Hizmet alım sözleşmesinin bulunmadığı dönemdeki ücret ödeme sistemi konusunda bilgilerine başvurulan belediye tanıkları bu hususta açıklayıcı beyanda bulunmadığı gibi davacı vekili bu dönemde ödemelerin elden yapıldığını yazılı olarak beyan etmiştir. Uyulan bozma ilamı gereğince yapılan araştırma sonucu elde edilen kanıtlar değerlendirildiğinde, davacı vekili ödemelerin elden yapıldığını beyan etmekle; bozma ilamıında da açıkça değinildiği üzere; “Belediye Başkanlığı’nın resmi kurum olması sebebiyle belgelere dayalı ücret ödemesi olmayan dönemlerde eksik hizmet bildirimlerinden Belediye Başkanlığı’nın sorumlu tutulamayacağını göz önünde bulundurmak” resmi kurum olan davalı belgelere dayalı ücret ödemesi olmayan döenmlerde eksik hizmet bildirimlerinden sorumlu tutulamayacağından, davacı talep ettiği sözleşmeler arası dönemlere ilişkin fiili çalışmasını her türlü şüpheden uzak kesin delillerle kanıtlayamadığından davanın reddien karar vermek gerekmiştir” gerekçesine dayalı olarak “davanın reddine,” karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili sunmuş olduğu temyiz dilekçesinde; iş bu dava ile birlikte emsal nitelikte davacı ile aynı iş yerinde çalışmış olan …ve … adına açmış oldukları hizmet tespiti davalarında davanın kabulüne ilişkin karar verildiğini, iş bu kararların Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiğini, Mahkeme tarafından verilmiş olan bu kararın çelişkili karar yasağına ve adil yargılanma ilkesi ile hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırılık teşkil ettiğini, uzun süren yargılamanın 6100 sayılı Hukuk Muhakeme Kanunu’nun 30 uncu maddesinde belirtilen usul ekonomisi ilkesine de aykırı olduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık hizmet tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,

2. 506 sayılı Kanun’un 79/10 uncu ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9 uncu maddeleri hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Somut olayda, bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

2.Mahkemece yapılması gereken iş, davacının davalı Kurum’a hizmet bildirimlerinin yapılmadığı, kesintili dönemde davalı işyerinde geçtiğini iddia ettiği çalışmalarına yönelik olarak; ihtilaf konusu dönemde davalı …’den ihale ile iş alan dahili davalıların bordrolu çalışanlarının ve yine kesintili dönemde çalıştığı kesinleşmiş mahkeme ilamı ile tespit olunan …ve …’ın çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı, çalışma süreleri yönünden tanık olarak yöntemince beyanlarına başvurulmalıdır. Öte yandan, ihaleler arası kesintili dönemde işyerinin işletilmesine yönelik yapılan giderlerin kim tarafından yapıldığı, işyerinin işletilmesinden elde edilen gelirlerin kim tarafından tahsil edildiği, dolayısıyla işyerinin kim tarafından işletildiği hususu kesinleşmiş dava dosyaları getirtilmek suretiyle dosya içerikleri değerlendirilerek ve tanıklardan bu husus da sorularak belirlenmelidir. Bu amaçla gerektiğinde araştırma genişletilmeli ve sonucuna göre uyuşmazlık konusu hizmet tespiti istemi yönünden gerçek işveren ve çalışma süreleri somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyulmalı ve infaza elverişli bir karar verilmelidir.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.