Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/14016 E. 2023/1039 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14016
KARAR NO : 2023/1039
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1845 E., 2022/2926 K.
DAVALILAR : 1-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
vekili Avukat …
2- … vekili Avukat …
3- … vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 04.11.2019
HÜKÜM/KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/452 E., 2021/620 K.

Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin sahibi olduğu apartmanın eser sözleşmesi kapsamında dış cephesini boyama işini üstlenen yüklenici …’in ve yüklenicinin yanında getirmiş olduğu yardımcısı …’in yüklenmiş olduğu boyama işi ile ilgili olarak davalı Kurumun, 16.09.2019 tarih E.13418233 sayılı yazıyla müvekkil tarafından yüklenici ve yardımcısı hakkında işe giriş ve işten ayrılış bildirgesi verilmesini talep ettiğini, Müvekkilinin “sahibi olduğu binanın dış cephesinin boyanması için dava dışı … ile anlaştığı, kendisi ile boya işi için anlaştığı … arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı, …’in boya işi için kendi bilgisi dışında yardımcı olarak …’i getirdiği, dolayısıyla bir işveren konumunda değil de eser sözleşmesi kapsamında iş sahibi konumunda olduğu” gerekçesiyle aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmayan şahıslar hakkında işe giriş ve işten çıkış bildirgesi vermek yükümlülüğü bulunmadığını beyan ederek söz konusu belge talebine itiraz ettiğini, müvekkilinin itirazı üzerine itirazı inceleyen komisyonun 2019/04E. ve 2019/04K. sayılı 01.10.2019 tarihli kararı ile hukuka aykırı bir şekilde Müvekkilin itirazının reddine karar verdiğini ve söz konusu ret kararı 03.10.2019 tarihinde Müvekkiline tebliğ olunduğunu, ayrıca, davalı Kurumun müvekkili tarafından prim belgeleri nin kuruma ibraz edilmemesi gerekçesiyle, 01.10.2019 tarih E.14558300E. sayılı kararıyla müvekkil aleyhine 109,01 TL prim borcu tahakkuk ettirdiğini ve müvekkilinin tahakkuk edilen bu prim borcuna da yasal süresi içerisinde itiraz ettiğini, müvekkilin tahakkuk ettirilen prim borcuna itirazı üzerine itirazı inceleyen komisyon 2019/06E. ve 2019/06K. sayılı 22.10.2019 tarihli kararı ile hukuka aykırı bir şekilde Müvekkilin itirazının reddine karar vermiş ve söz konusu ret kararının 22.10.2019 tarihinde müvekkile tebliğ edildiğini, davalı İdare Müvekkil ile dava dışı boyacılık işi ile geçimini sağlayan ve Müvekkilin maliki olduğu apartmanın dış cephesini boyama işini eser sözleşmesi kapsamında üstlenen yüklenici … ve ona yardımcı olarak gelen … ile Müvekkil arasındaki ilişkiyi hatalı bir şekilde tavsif ederek hizmet sözleşmesi olarak değerlendirdiğini ve bu sebebe dayanarak müvekkilden hukuka aykırı bir şekilde prim belgesi talebinde bulunduğunu ve müvekkili tarafından prim belgesi talebinin yerine getirilmemesi üzerine Müvekkil aleyhine 109,01 TL prim borcu tahakkuk ettirildiğini, ancak, müvekkil ile … arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesinden ibaret olduğunu, eser sözleşmesine dayanarak iş gören yüklenicilerin 5510 sayılı Kanununa göre sigortalı sayılanlardan olmadığı ve dolayısıyla sigortalı sayılanların bulunmadığı bir yerde de müvekkil bakımından prim belgesi verilmesi zorunluluğundan bahsedilemeyeceğinin açık olduğunu, buu sebeple, davalı tarafından talep edilen prim belgesi talebi ve bu prim belgesi talebinin yerine getirilmemesi üzerine tahakkuk ettirilen prim borcu hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu prim belgelerine itirazın reddine ilişkin 01.10.2019 tarih 2019/04E., 2019/04 K. Sayılı komisyon kararına itirazlarının kabulüne, dava konusu tahakkuk ettirilen prim borcuna itirazımızın reddine ilişkin 22.10.2019 tarih 2019/06E., 2019/06K. sayılı komisyon kararına itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde, davanın, iptal bildirgeleri konusu sigortalıların hak alanına ilgilendirdiğinden, davanın kamu düzenine ilişkin niteliği dikkate alınarak … ve …’i davaya dahil edilmesi gerektiğini, kurum işleminin yerinde olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.

Dahili Davalı … vekili, davaya konu olayda iş sözleşmesinin bütün unsurları mevcut olduğunu, müvekkilinin davacıya ait bir işin görülmesini üstlendiğini, bunun karşılığında bir ücret belirlendiğini (yevmiye usulü) ve işe ilişkin talimatlar davacıdan alınarak bağımlılık unsuru da tamamlandığını, davaya konu olaydaki sözleşmenin eser sözleşmesi olarak kabulü mümkün bulunmayıp, tipik bir iş sözleşmesi ve işçi-işveren ilişkisi olduğunu, eser sözleşmesi olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının iddiası diğer dahili davalı … ile bu sözleşmeyi kurduğu yönünde olduğunu ve bu aşamadan sonra iddiasını genişletmesinin mümkün olmadığını, eser sözleşmesi olduğunu kabul anlamına gelmediğini tekrarla; öyle kabul edilse bile müvekkilinin işçi, davacı asıl işveren, diğer dahili davalı alt işveren sayılacağını, bu durumda bile davalı şahsın, müvekkilinin sigorta primlerinden, ücretinden, diğer hak edişlerinden ve kusuru (önlem almama nedeniyle) ile meydana gelen iş kazasından doğan zararlardan sorumlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dahili davalı … vekili, müvekkilinin kaza tarihinin olduğu gün davacı işveren tarafından sigorta girişi yapıldığını aynı gün de yine çıkışının yapıldığını, arada geçerli bir iş sözleşmesinin olduğunu ve bu yüzden iş kazası olduğunun açık bir şekilde belli olduğunu, hatta … SGK il müdürlüğünün mahkememize sunmuş olduğum kayıt dışı tespit sonuçları bölümlü belgede müvekkilinin iş kazası geçiren olarak nitelendirildiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile … arasında yalnızca “binanın boyanması işi” için anlaşma yapıldığı, …’in yukarıda yer verilen işe başlama-ara verme noktasında kendi başına hareket ettiği yönündeki ve arkadaşı …’i de yardımcı olarak çağırdığı şeklindeki ifadelerine göre …’in bu işin görülmesini bağımsız bir şekilde yerine getirdiği ve yalnızca işin neticesinden (bitirilmesinden) sorumlu olarak yanında çalıştırdığı kişilere karşı işveren konumunda olduğu, neticede davacı ile davacının taşınmazına ait boya işini üstlenen … ve … isimli şahıslar arasındaki hukukî ilişkinin, asıl işveren alt işveren ilişkisi olmayıp taraflar arasındaki istisna akdine (eser sözleşmesine) dayalı iş sahibi müteahhit ilişkisi olduğu bu nedenle 5510 sayılı Kanunun 4. maddesine göre davacının sigortalı sayılanlardan olamayacağı gibi prim belgesi verilmesinin de zorunlu olamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında kurum kayıtları, alınan beyanlar, … 2. İdare Mahkemesi’nin 08.06.2020 tarih ve 2019/1134 esas, 2020/335 karar sayılı kesinleşen ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ilişkinin istisna akdine dayalı iş sahibi müteahhit ilişkisi olduğu; bu hali ile, işveren sıfatı bulunmayan davacının 5510 sayılı Yasadan kaynaklanan bir takım görevlerin yerine getirilmesi konusunda sorumluluğunun bulunmadığı gerekçeleri ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesi ile birebir aynı sebeplerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalılar … ve … arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi ile asıl işveren alt işveren ilişkisi mi olduğu yoksa istisna akdine dayalı bir ilişki mi olduğu hususunun tespiti ile buna dayalı olarak kurum tarafından düzenlenen komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle davalı gerçek kişilerin davacının ikametinde yapılan boya işinin istisna akdi kapsamında kalması ve aralarında hizmet akdi kurulmamış olması nedeniyle kurum tarafından yapılan işlemlerin hukuki olmadığı değerlendirilerek, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.