Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/13825 E. 2023/1187 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13825
KARAR NO : 2023/1187
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/72 E., 2022/1578 K.
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 27. İş Mahkemesi
SAYISI : 2017/64 E., 2021/378 K.

Taraflar arasındaki meslek hastalığından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 01.03.2004 – 17.09.2012 tarihleri arasında kaynakçı olarak çalıştığı, Tuzla SGK tarafından müvekkilin meslek hastalığı bulunduğunun kabul edildiği, 29.11.2013 tarihli aylık bağlama kararında iş göremezlik derecesinin %16 olduğu ancak kendilerinin bu orana itiraz ettiklerini, işverence iş güvenliği önlemlerinin yeterli ve etkin olarak alınmaması, havalandırmanın yetersiz olması nedeniyle akciğer siderozu meydana geldiğini ileri sürerek meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsilini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 01.03.2004 – 17.09.2012 tarihleri arasında çalıştığı, davacının müvekkil şirkette çalışmaya başlamadan önce başka işyerlerinde de çalıştığı, müvekkil şirketin iş sağlığını koruyucu tüm tedbirleri aldığını, davacının hastalığı ve iyileşememesinin kendi kusurlu davranışından kaynaklandığı ve iyileşmek için gerekli çabayı göstermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
1-Net 240.170,68 TL maddi tazminatın 1.000 TL’sinin taleple bağlı kalınarak 27.07.2012 tarihinden itibaren bakiyesinin davacının meslek hastalığına yakalandığının tespit edildiği tarih olan 07.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2-Net 30.000 TL manevi tazminatın davacının meslek hastalığına yakalandığının tespit edildiği tarih olan 07.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının davalıdan önce başka yerlerde çalıştığını ve bu yerlerden sağlığı ile ilgili gerekli gerekli bilgi ve belgelerin istenmediğini, önceki çalışmalarından kaynaklı olarak meslek hastalığının ortaya çıkabileceği, Adil Tıp Raporunda maluliyetin başlama tarihinin 07.06.2012 olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu, davalı nezdinde işe başladığında işyeri doktor kontrolünde hastalığın başlangıcının önceye gittiğinin belirli olduğunu, davacının hastalığın oluşumu ve devamında kusurlu olup gerekli özeni göstermediğini, iş yerinde işçi sağlığı ile ilgili tüm önlemlerin alındığını, davacının kusursuz bulunmasını kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki bilgi, belgeler ile bilirkişi raporları ve davacının Sosyal Güvenlik Kurumu ile davalıya yönelik olarak açtığı kesinleşen tespit davasındaki belirlemelere göre, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken 5510 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi kapsamında meslek hastalığına yakalandığı, hastalık nedeniyle maluliyet oranının %22 olduğu, maluliyetin başlama tarihinin 07.06.2012 tarihi olduğunun anlaşıldığı, Mahkemece, davaya konu meslek hastalığında davalının %100 kusurlu olduğu kabul edilmiş olup 10.04.2019 tarihli bilirkişi heyet raporundaki tespitlere göre davalının kusur oranına itirazının yerinde görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının ve gerekçesinin usul ve Kanun ile dosya içeriğine uygun görüldüğü, kararda re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık hallerinden hiç birisinin de bulunmadığı gerekçesiyle;

Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine,
karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebeplerle aynı doğrultuda kararının bozulması gerektiğini belirtmiştir.

C. Gerekçe
C.A. Davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.

Mülga 5521 sayılı Kanun’un, 6763 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.

25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8 inci maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3 üncü maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.

6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362 nci maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.

HMK 362/2 nci maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir.”

HMK 366 ncı maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346 ncı madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.

Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL, 01.01.2022 tarihi sonrası için 107.090,00 TL’dir.

Bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK’nun 110 uncu maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alınmalıdır.

Belirtilen açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, temyize konu tutarın yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu kısma yönelik temyiz itirazlarının aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.

C.B. Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının meslek hastalığının başlama tarihi ile davacının kusurlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci, 176 ıncı maddeleri, 5510 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz kapsam ve nedenlerine ve özellikle somut olayda mahkemece davaya konu meslek hastalığı nedeniyle hükme esas alınan kusur oran ve aidiyetlerinin iş kazasının oluşuna uygun olması, hükme esas alınan hesap raporundaki hesap ilkelerinin Dairemizce benimsenen ilkelere uygun olması ve taraflarca temyiz sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin aynı zamanda istinaf sebebi olarak daha evvelce ileri sürüldüğü ve Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde açıklandığı şekilde incelenerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği bu yönle Bölge Adliye Mahkemesince oluşturulan gerekçenin de yerinde olduğu dikkate alındığında kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz isteminin miktardan REDDİNE,

2. Davalı vekilinin maddi tazminata yönelik Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz harcının ilgilisinden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.