Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/13733 E. 2022/16920 K. 28.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13733
KARAR NO : 2022/16920
KARAR TARİHİ : 28.12.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı davalı vekili ve feri müdahil kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili ve feri müdahil kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 10/02/2002 tarihinde davalıya ait işyerinde işçi olarak çalışmaya başladığını, 20/02/2003 tarihinde askere gittiğini, davalı işverenin 10/02/2002-20/02/2003 tarihleri arasında müvekkilini sigortalı olarak göstermediğini, müvekkilinin terhis olduktan sonra tekrar davalıya ait işyerinde 05/03/2003 tarihinde çalışmaya başladığını, bu tarihten sonra çalışmasının hiçbir kesintiye uğramadığını, uzunca bir zaman geçtikten sonra 01/03/2005 tarihinde 4/b sigorta yaptığını, 4/b sigortalılık durumunun 17/05/2012 tarihine kadar devam ettiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin işten ayrıldığı tarihe kadar 4/a sigortalı yapıldığını, işverenin Sosyal Güvenlik Mevzuatına aykırı işlem tesis ettiğini beyanla davacının davalıya ait işyerinde 10/02/2002 ile 20/02/2003 tarihleri arasında ve yine 05/03/2003 ile 17/05/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı… Mob. Dek. Tar. … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının davalı şirket yanında 10/02/2002 tarihinde çalışmaya başladığını, 20/02/2003 tarihine kadar çalıştığını daha sonra askere gittiğini ve 05/03/2003 yılında çalışmaya tekrar çalışmaya başladığını beyan ettiğini, davalı şirketin 2007 yılında kurulduğunu, bu tarihte davalı yanında çalışmasının mümkün olmadığını, davacının beyanına göre sadece 15 gün askerlik yapmış göründüğünü, 01/03/2005 tarihinden itibaren … sigortası bulunan, kendi nam ve hesabına iş yapan bir kişinin sigortalı işte çalıştığı iddiasının yerinde olmadığını, davacının davalı şirkette 17/05/2012-28/08/2017 tarihine kadar iş kanunu çerçevesinde çalıştığını ve sigortalı olarak gösterildiğini ve sigorta primlerinin de davalı tarafından yatırıldığını beyanla davacının davasının öncelikle görev, husumet ve zamanaşımı yönünden reddine, mahkemece bu itirazların nazara alınmaması halinde davanın esastan reddine, karar verilmesini savunmuştur.
Feri Müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının davalı işyerinde 17/05/2012 ila 28/08/2017 tarihleri arasında 4-a sigortalısı olarak 1903 gün çalışmasının bulunduğunu, 01/10/2017 tarihi itibari ile de 4-b sigortalısı olduğunu, 01/03/2005 tarihinde 4-b sigorta tescilinin olduğunu fakat gününün olmadığını yine 11/09/2000 tarihli 4-a sigorta girişinin olduğu ama hizmet bildirilmediğini, davalı iş yerinin 17/05/2017 tarihi itibariyle kanun kapsamına alındığını, davacının sürekli fiili çalışmaları bulunduğunu ispatlamak zorunda olduğunu, davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini beyanla nihai olarak davanın reddine, karar verilmesini savunmuştur.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile;
Davacının davalıya ait işyerinde 01/03/2005-16/05/2012 tarihleri arasında kuruma bildirimi yapılmayan 2596 gün süreyle hizmet akdi kapsamında çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine…” karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Feri müdahil Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle: Hizmet tespiti davalarında işverenin davayı kabul etmesi ispat için yeterli olmadığı, gerekirse komşu işyerleri bordro tanıklarının dinleneceği, bordro tanıkları için yeterli araştırma yapılmadan karar verildiği, davacının sigortasız çalıştığı yönünde hizmetin tespitine karar verdiği dönemde davacının 7102778695 Bağkur sicil numarası ile 01/03/2005-16/05/2012 tarihleri arasında 7 yıl 2 ay 16 gün … (4/1.b.4 ) sigortalılığı bulunduğu ve davacının bizzat kendi adına … primi ödemesi yaptığı, kaldı ki 4/A sigortalı olarak çalıştığı dönemde … prim ödemesi yaparken aslında 4/A sigortalılığının müvekkil kuruma bildirilmediğinden de haberdar olduğu, hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Davalı Şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle: Firmanın 24/12/2007 tarihinde işletme faaliyetine başladığı, bu tarihten önce … … şirket olarak değil şahıs olarak işletilen ve yanında sigortalı hiçbir işçisi olmadan başka bir adreste çalışma yaptığı çalışma alanı bu işyeri ile farklı olduğu, dinlenen tanıkların davacının yakın akrabası ve yakın arkadaşları olması sebebi ile gerçekle ilgisi olmayan ifadelerde bulunulduğu, aynı döneme ilişkin … olarak primlerini ödemiş olup bu tarihleri de kapsar şekilde sigortalı olarak çalıştım iddiasınını 5510 sayılı Yasaya aykırı olduğu, rapora itirazın, yeniden rapor ve ek rapor taleplerinin mahkemece değerlendirilmediği, iş yerinde davacının sigortaya kaydının yapılmayan çalışması bulunmadığı, şirketin kurulma tarihi olan 06/06/2007 tarihinden itibaren 2 yıl sorumluluğu olup bu süre geçtiğinden bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince “Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle, … İş Mahkemesi 2018/41 Esas, 2022/146 Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili ve feri müdahil Kurum velkili istinaf dilekçelerinde öne sürdükleri neden ve gerekçelerle temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-)Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir.İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim,m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Davraz … Müdürlüğü’nün 19/01/2022 tarihli cevabi yazısında ; … vergi numaralı … … yetki alanları içerisinde bulunan Yeni Sanayi Sitesi 20. Blok No. 34/2 … adresinde 01/07/1986 – 30/09/1993 tarihleri arasında büro, okul, ibadethane, otel, lokanta, sinema, tiyatro vb kapalı alanlar için mobilya imalatı 06/05/1996 – 31/12/1996 tarihleri arasında ağacın ilk işlenmesinden elde edilen ürünlerin toptan ticareti, 17/06/1998 – 25/12/2007 tarihleri arasında belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda hırdavat malzemesi ve ev aletleri perakende ticaretinden dolayı kayıtlı bulunduğunun, 25/12/2007 tarihinde Davraz Vergi Dairesindeki faaliyetini terk ettiğinin, 23/12/2009 tarihinde Kaymakkapı … Müdürlüğünde işe başladığının tespit edildiğinin bildirildiği, Kaymakkapı … Müdürlüğünün 20/01/2022 tarihli cevabı yazısında ; … vergi numaralı … … yetki alanları içerisinde bulunan Işıkkent Mahallesi 256. Cadde No-94 Merkez … adresinde 23/12/2009 tarihinden itibaren seyyar ahşap ürünler montajı, tavan taban çakımı işine başladığının ve 15/03/2010 tarihinde bu faaliyetini terk ettiğinin tespit edildiğinin bildirildiği; Bozdemir Mob. Dek. Tar. … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Davraz … Müdürlüğüne yazdıkları 09/01/2008 tarihli yazılarıyla … vergi sicil numaralı mükellefi … yapmakta olan … Bozdemir isimli işletmeyi, Gelir Vergisi Kanunun 81. Maddesinin 3. Bendi gereğince … ile birlikte 24/12/2007 tarihli Bilanço üzerinden 25/12/2007 tarihinde devir aldığının belirtildiğinden ve Davraz Vergi Dairesinin 19/01/2022 tarihli ve Kaymakkapı Vergi Dairesinin 20/01/2022 tarihli cevabi yazılarından; … … … Vergi sicil numarası ile 24/12/2007 tarihi öncesinde … faaliyetinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular ışığında davanın somutlaştırılması yükümlülüğü çerçevesinde, davalı şirketin ticaret ve vergi kayıtlarına göre 2007 yılında kurulduğu ve davalı kurum kayıtlarına göre 2009 yılında kanun kapsamına alındığının anlaşılması karşısında mahkemece öncelikle askerlik süresi hariç olmak üzere 10/02/2002 ile 20/02/2003 tarihleri arasında ve yine 05/03/2003 ile 17/05/2012 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını iddia eden davacıya, önceki dönemlerde nerede kimin nezdinde çalıştığı, hangi işveren nezdinde çalıştığı, çalışmaya ara verip vermediği, başka işyerinde çalışması olup olmadığı, çalışma ve işten ayrılış süreleri sorularak talebi tam olarak açıklattırılmalı, önceki çalıştığı işyeri var ise bu kişi/kişilerin HMK 124. maddesi gereğince davaya dahil edilmesi sağlanmalı, resen araştırma ilkesi gereğince tüm deliller toplanmalı, uyuşmazlık konusu husus hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekili ve feri müdahil kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28/12/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.