Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/13682 E. 2023/260 K. 12.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13682
KARAR NO : 2023/260
KARAR TARİHİ : 12.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2019/55 E., 2021/134 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen rücuan tazminat istemli davadan dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Kurum vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kurumun sigorta il müdürlüğünde 010266504 sicil sayılı dosyada işlem gören davalı işverene ait işyeri sigortalılarından 19690940 sigorta sicil numaralı …’ın 18.04.2000 tarihinde maruz kaldığı iş kazası sonucunda sürekli iş göremez duruma düştüğünü, söz konusu iş kazasında sürekli iş göremez durumuna giren sigortalı …’a kurumca 79.608.963,088 TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, 48.333.333 TL de geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini ve 582.450.000 TL tedavi yardımı yapıldığını, böylece kurumlarının 80.239.746,421 TL zarara uğradığını, anılan iş kazasını inceleyen sigorta müfettişince düzenlenen 17/11/2003/55/Sor:7 sayılı raporda davalı işverenin adı geçen kazazede sigortalıya işçi sağlığı ve iş güvenliğinin alınmadığının tespit edilmesi üzerine 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesine göre sorumluluklarından doğduğunu belirtmiştir. Aynı raporda davalı işverenin işçi sağılı ve iş güvenliği tüzüğünde öngörülen tedbirleri almadığı ve bu nedenle de 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesine göre sorumlu olduğunun belirtildiğini. Kusur ve miktar bakımından bakiyeyi talep ve dava haklarının saklı tutulmak kaydıyla kurumca adı geçen sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödeme ve masrafların %70 tekabül eden kısmı olan 56.167.822.495 TL nin 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesine istinaden davalıdan tahsili bakımından bu davayı açma zorunluluğunun ortaya çıktığını, mahkememiz 2004/289 esas sayılı dosyasında davalı Ölmez Temizlik San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açmış oldukları dava davalının kusuru olmadığı gerekçesi ile reddedildiği fakat Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından bu kararın bozulduğunu, anılan dosya içerisinde bilirkişi raporunda …’nın kusurlu olduğu belirtildiği için ve 2007/116 esas sayılı davada açılmamış sayılmasına karar verildiğinden iş bu davayı açtıklarını, müvekkili kurumun tazminat isteminin sonuçsuz kalmaması için davalı adına kayıtlı gayrimenkul malların tapu kayıtlarına, banka mevduatlarına ve adına kayıtlı araçlarının trafik kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, kusur ve miktar bakımından bakiyeyi talep ve dava haklarının saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 56.167.822.495 TL nin bağlanan gelirler için gelir bağlama kararlarının onay tarihi olan 28.06.2004 tarihinde yapılan masraf ve ödemeler için de sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Özetle; “1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın 3 aylık yenileme süresi içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından HMK 150/5 maddesi gereğince 28.02.2013 tarihinden geçerli olmak üzere iş bu davanın açılmamış sayılmasına”dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece özetle; somut olayda; mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edilerek duruşmanın 27.11.2012 tarihine bırakılmasına ve duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine karar verildiği anlaşılmakta ise de; duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin duruşma gününden haberdar edilemediğinin kabulüyle; yeniden duruşma günü bildirilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken aksinin kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir, gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla özetle; “…Davanın kısmen kabulü ile; 14.406,44 TL nin gelir bağlama onay tarihi olan 28.06.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer sorumluların kusurlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, şeklinde karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kurum vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı vekili dilekçesinde özetle; kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kurum vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının müvekkili Kurum yararına bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 506 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı Kurum vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin kararı temyiz eden ilgiliye yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.