Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/13101 E. 2022/15627 K. 07.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13101
KARAR NO : 2022/15627
KARAR TARİHİ : 07.12.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davalıya ait iş yerinde 2004 Aralık tarihinden 25.08.2014 tarihine kadar aralıksız olarak hizmet akdine istinaden çalıştığının, bildirimi yapılmayan çalışmalara ait prim ödeme gün sayısı ve prime esas kazanç tutarlarının tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … …’ndeki tüm iş yerlerini mühürlemesi sonucunda esnafın iş yerlerini taşımak zorundu kaldığını, davalının da … Sanayi’nde davacı … …’ndeki iş yerinin kapatılmasından sonra yeni iş yeri açamadığından önceden beri tanıdığı davalıdan kendisine gelen araçların onarımlarını yapabilmek için yeni bir iş yeri açana kadar davalıya ait iş yerini kullanma talebinde bulunduğunu, davalının da iş müsait olduğu sürece davacıya iş yerini kullanma izni verdiğini, davacının kendi müşterisine ait olduğu zaman davalının atölyesinde bu aracı tamir ettiği, tamir için gereken malzemeyi kendisinin temin ettiğini, davacının kendisine ait iş yeri olmaması nedeni ile müşteri çevresi kaybederek zamanla iş yapamaz hale geldiğini, davalının elemana ihtiyaç duyduğu bir dönemde davacının kendi yanında maaşlı çalışmasını talep ettiğini,belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili duruşmalarda davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının 15.03.2006 – 10.03.2007 ve 10.06.2007 – 06.09.2007 tarihleri arasında … işyeri sicil numaralı işveren …’e ait oto kaporta ve tamir atölyesinde sigortalı olarak prime esas asgari kazanç tutarı üzerinden çalıştığının tespitine; dair karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, davalıya ait işyerinde 2004 yılının Aralık ayından 25/08/2014 tarihine kadar aralıksız ve kesintisiz olarak çalıştığını, çalışmalarının kuruma bildirilmediğini, son ücretinin 2500 TL olduğunu, davanın tam kabulü gerektiğini, kararın kısmen reddine ilişkin kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada fer’i müdahil sıfatıyla bulunmaları gerektiğini, kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, kurum kayıtlarının resmi belge olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını, davanın reddi gerektiğini, kararın usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının, davalının çalışanı olmadığını, yanında ama kendi ad ve hesabına bağımsız çalıştığını, kurum kayıtlarında görüldüğü üzere davacının bağ-kur kaydının olduğunu, davalı müvekkiline ait işyerinde kayıtlı süre ve ücret dışında bir çalışmasının olmadığını, davının reddi gerektiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kaldırılmasını talep etmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalıların istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalılar vekilleri; istinaf dilekçeleri ile aynı doğrultdaki nedenlerle kararı temyiz etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır.
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Eldeki davada, davacının 07.05.2017 tarihinde işyerinde yapılan denetimde, kurum denetim elemanına verdiği imzalı beyanında işe girişinin 10.03.2007 tarihi olduğunu belirtmesi, imza inkarının bulunmaması, imzanın baskı ve tehditle atıldığı iddiası olmaması karşısında; mahkemece verilen tespit hükmünün 10.03.2007 tarihi itibari ile verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme yapılması bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan, 6552 sayılı Kanunun 11/09/2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda dava açılış tarihinin 03.07.2017 tarihi olmasına karşın, kurumun fer’i müdahil yerine, davalı olarak yargılamada yer alması yerinde görülmemiştir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak; ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, Üye …’ın muhalefetine karşı, Başkan … ile Üyeler …, … ve …’nın oyları ve oy çokluğuyla, 07.12.2022 gününde karar verildi.

(M)

KARŞI OY GEREKÇESİ

1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık “hizmet tespitinde işyerinde yapılan denetimde sigortalının işe giriş tarihine dair beyanınınimzalı olması ve anılan tarihten önce çalışma iddiası halinde, denetim raporunun imzalı olması nedeni ile çalışma olgusunu eş değer yazılı belge ile kanıtlaması gerekip gerekmediği” noktasında toplanmaktadır.
2. Dairemizin 2021/5009 E, 2022/8251 Karar sayılı karşı oy gerekçesinde ayrıntılı açıklandığı şekilde kamu düzeni, resen araştırma ilkesi ve delil serbestisi kapsamında kalan hizmet tespitinde kesin delillerin bağlayıcılığı yoktur. İşçi(sigortalı) işveren ilişkisinde sosyal güvenlik hakkı kapsamında sigortalının ispat hukuku ilkelerine aykırı olarak yazılı delil sınırlandırılmasına tabi tutulması vazgeçilmez ve kişiye sıkıya bağlı hak olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak niteliktedir. Çalışma olgusu hukuki fiil olup, her türlü delille kanıtlanabilir. Sigortalının işe giriş beyanını içeren denetim raporu senet ve bağlayıcı nitelikte olmayıp, sadece çalışılan günler için yazılı delil niteliğindedir. Çalışılmayan günler için delil niteliğinde olamaz. Kaldı ki bildirilen tarih işverence işe giriş yapılan tarih olup kayda uygundur. Kurum denetim elemanı bey beyanla yetinmeyip çalışma olgusunun varlığını tespit ettiğinde işveren aleyhine işlem yapabilir. Kısaca gerek sigortalının ve gerekse işverenin beyanı kurum için bağlayıcı olamaz. 5510 sayılı Kanunu’nun 59. maddesi uyarınca kurum için bağlayıcı olmayan bu durum mahkeme içinde bağlayıcı olamaz. Zira aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan bu raporun, aksi her türlü delille kanıtlanabilir.Hizmet tespitinde senetle ispat kuralının uygulanması görüşü isabetli değildir.
3. Açıklanan nedenlerle denetim raporunda imzalı beyanda işe giriş tarihi öncesi hizmet tespitinin ve hukuki fiil olan çalışma olgusunun yazılı delile bağlanması görüşüne ve bu nedenle çoğunluğun bu yöndeki bozma gerekçesine katılınmamıştır.