Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/1266 E. 2023/1478 K. 21.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1266
KARAR NO : 2023/1478
KARAR TARİHİ : 21.02.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kocaeli 5. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait Kocaeli fabrikasında 12 yıldan beri temizlik görevlisi olarak çalışmakta iken 14.02.2015 tarihi gece saat 23.20 civarında davacının yerden 2,5 metre yükseklikte olan üretim bandında çalışırken işyerinde çalışan …isimli işçinin merdiveni davacıdan habersiz olarak hareket ettirmesi nedeniyle davacının merdivenden düşerek ağır yaralandığından bahisle 139.520,89 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayla ilgili sigorta şirketine davanın ihbarı gerektiğini, davacının temizlik esnasında basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığını, dava konusu kazanın oluşumunda müvekkil şirketin herhangi bir ihmal ve kusuru bulunmadığını, çalışan …’in merdiveni hareket ettirmeden önce davacıyı uyardığını, davacının tutunmadığı için dengesini kaybederek düştüğünü, davalının olaya anında müdahale ettiğini, işyeri hekimi o saatte evinden getirtilerek davacının muayenesinin yaptırıldığını, dava konusu kazanın oluş biçimi ve gelişmelerin Kocaeli 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/318 E sayılı dosyası ile yürütülen ceza yargılamasının 30.06.2015 tarihli celsesinde mahkeme huzurunda dinlenen şirket çalışanları …, … ve …’in de ifadelerinde sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı işyerinde 22.12.2013 tarihinde paketleme elemanı olarak çalışmaya başladığı, 14.02.2015 günü davacının tekerlekli, platformlu, beş basamaklı ve iki tekerleği stoplu merdiven üzerinde üretim bandının temizliğini hortum ile su tutarak yaptığı, bu esnada üretim teknisyeni olarak çalışan …’in bandın başka bir bölgesinde temizliğin yapılması için üzerinde davacının bulunduğu merdivenin yanına gelerek merdiveni ittirdiği, ancak merdivenin bir tarafının banda takılması üzerine …’in diğer tarafa geçip merdiveni çekmeye çalıştığı, merdiven üzrinde bandın temizliğini yapan davacının dengesini kaybederek yaklaşık 2,5 metreden zemine düşerek yaralandığı, kazanın meydana gelişinde davacının %10 davalı şirketin %90 oranında kusurlu olduğu olduğu, davalı şirketin kusuru içerisinde olmak kaydıyla üretim teknisyeni Mesud’un %30, üretim koordinatörü …’nin %10 kusurlu oldukları, davacının sürekli iş göremezlik oranının %14,00 olduğundan bahisle davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı lehine 16.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının sürekli iş gücü kaybına uğramadığını, hükümde tespit edilen maddi zarara ilişkin miktarın gerçeği yansıtmadığını, manevi tazminat talebinin haksız olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere hükmedilen manevi tazminatın fahiş ve afaki olduğunu istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesine göre; hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç/borçlar ve tanınan hak/haklar, açık olmalı ve özellikle hükmün infazı yönünden şüphe uyandırmamalıdır. Bu bağlamda olmak üzere, dava konusu hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarları üzerinden yasal kesinti olmadığı halde yerel mahkeme hüküm kısmında ‘5-Yasal kesintilerin ödeme sırasında dikkate alınmasına,’ şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı lehine 16.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacının sürekli iş gücü kaybına uğramadığını, davacının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığının açık olduğunu, şirketin her türlü önlemi aldığını, buna rağmen müvekkile %90 kusur verilmesinin doğru olmadığını, Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil şartları davalı şirket yönünden gerçekleşmediği için aleyhe yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, mahkeme tarafından davacının maddi zararının 139.520,89 TL olarak kabul edildiğini, ancak özellikle kendilerine atfedilen kusur oranı ve bununla birlikte davacının maluliyet oranına ilişkin itirazları da incelendiğinde kusur oranı ve maluliyet oranına dayanarak bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre kurulan hükmün hatalı değerlendirmelere dayandığının görüleceğini, maddi zarar ve faize ilişkin karara karşı itirazlarının istinaf incelemesinde değerlendirilmemesinin eksik incelemeyi açıkça ortaya koyduğunu, manevi tazminat şatları oluşmadığı gibi kabul anlamına gelmemek kaydıyla manevi tazminatın fazla olduğunu, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının sürekli iş göremezlik oranının yasal prosedüre uygun olarak tespit edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 5510 sayılı Kanun’un18 inci, 19 uncu ve 95 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Bilindiği üzere 5510 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 uncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı; iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 95 inci maddesine göre “Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan alınacak rapor ile Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında sürekli iş göremezlik oranına yönelik görüş ayrılığı bulunduğu takdirde çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp 2. Üst Kuruluna gönderilerek çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Somut olayda davalının, yargılama aşamalarında davacının tespit edilen %14,00 sürekli iş göremezlik oranına karşı itirazları bulunduğu dikkate alınıp, yukarıda açıklanan sürekli iş göremezlik oranı tespit prosedürü işletilmeksizin sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklandığı şekilde sürekli iş göremezlik oranının her türlü şüpheden uzak şekilde belirlenmesi açısından sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu’ndan ve Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi’nden rapor alınması; mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle giderilmesi, yeniden hesap raporu alınmasının gerekmesi halinde hükme esas 08.07.2019 tarihli bilirkişi hesap raporunun bilinen (iskontosuz) / bilinmeyen (iskontolu) dönem başlangıç ve bitiş tarihlerinin değişmemesi gerektiğini ve davacının kanun yoluna başvurmamış olması nedeniyle oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine,Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.