Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/12317 E. 2022/14324 K. 16.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12317
KARAR NO : 2022/14324
KARAR TARİHİ : 16.11.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :

Dava, yetim aylığını sona erdiren kurum işleminin iptali, biriken aylıkların tahsili ve yeniden aylık bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkilinin Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/03/2012 tarih ve 2012/55 Esas, 2012/54 Karar sayılı ilamı ile eşi … …’tan boşandığını, müvekkilinin eşi ile evli iken Camiatik Mah. Hükümet Cad. No:79/4 Tosya/Kastamonu adresinde ikamet ederken boşanma ile eşinden ayrıldığını, önce Demirel Mah. 1961 Sk. Yeşil Gözde Sit. A Blok No:7 Kat:10 Kepez/Varsak/… adresine daha sonra da Esentepe Mah. Akpelit Sk. No:20/19 Melikgazi/Kayseri adresine yerleştiğini, müvekkilinin boşanmasının ardandan babası Mustafa Hastopçu’dan dolayı yetim aylığı almaya başladığını, daha sonra kurum tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmadan müvekkilinin aylığının kesildiğini, bunun üzerine müvekkilinin kuruma gittiğini ve hakkında şikayet bulunduğundan bahisle kurum denetmenleri tarafından boşandığı eşi ile birlikte yaşadağı hususunda tespit yapıldığı gerekçesi ile yetim aylığının kesildiğinin beyan edildiğini, müvekkilinin eşinden hiçbir surette çalışmaması ve eşinin eski eşi ile görüşmeye devam etmesi, eşinin eski eşinden olan çocuklarının davacı müvekkilini istememeleri ve kabullenmemeleri sebebiyle ayrıldığını, müvekkilinin aldığı aylığın iddiaların aksine haksız şikayet ile eksik ve hatalı inceleme sonucunda kesildiğini, SGK tarafından yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu beyanla davalı kurum tarafından davacı müvekkilinin yetim aylıklarının kesilmesine dair işlemin iptaline, müvekkiline ödenmesi gereken ancak kesildiğinden ödenmeyen yetim aylıklarının kesilme tarihinden yasal faizi ile tekrar bağlanarak kendisine ödenmesine, kesilme tarihi itibariyle dava sonuna kadar müvekkiline ödenmesi gereken aylıkların ihtiyati tedbir yolu ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle kurumdan yetim aylığı alan hak sahibi kızı davacının aylığının boşandığı eşi ile birlikte yaşamasının tespit edilmesi nedeniyle kesildiğini, kurum il müdürlüğü Sosyal Güvenlik Denetmeni … … tarafından tanzim edilen 28/02/2013 tarih ve 49 sayılı raporda davalının boşandığı eşi … … ile Aydınlıkevler Mah. ………. Apt. Daire No:53 Melikgazi/Kayseri adresinde birlikte yaşadığının tespit edildiğini, 5510 sayılı kanunun 59. maddesinin ikinci fıkrasında kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir denildiğini, davacının boşandığı eşi ile birlikte ikamet ettiğinin denetmen raporunda yer alan tanık beyanlarından da anlaşıldığını, bu nedenlerle davanın reddine yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“Davanın reddine” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“1)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Eski eşiyle boşanmasını takiben sigortalı olup da 05.07.1994 tarihinde vefat etmiş olan babası üzerinden hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı bağlanan davacı hakkında davalı kurumca yapılan inceleme sonrasında düzenlenen denetmen raporu ile davacı hakkında fiilen birlikte yaşadıkları gerekçesi ile 01.10.2012-20.04.2013 tarihleri arasında kalan dönem bakımından yapılan tüm ödemelerin 5510 sayılı Yasa’nın 96’ncı maddesinin “a” bendi kapsamında borç tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 56’ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada,özellikle Anayasa’nın 20., 5510 sayılı Kanun’un 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 28., 45., 5490 sayılı … Hizmetleri Kanunu’nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili … Müdürlüklerinden sağlanan … kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili … Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşlanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli,davacının kiracı olarak kaldığı iddiası bakımından kira sözleşmesi olup olmadığı, var ise, bu kira sözleşmesinin kim tarafından imzalandığı, kira bedellerinin kim tarafından nasıl yatırıldığı araştırılmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Diğer taraftan, uyuşmazlığın çözümü açısından özellikle belirtilmelidir ki, 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla, yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazı kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
Ne var ki aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan “tutanaklar” ile ifade edilen; Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkârına konu olmayan tutanaklardır.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından yapılan incelemelere dayalı tutanakların değerlendirildiği ve varılan sonucun yazıya geçirildiği raporların, sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olmaları, anılan raporların 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri kapsamında aksinin yazılı delille kanıtlanması gereken belgeler olarak kabulleri için yeterli değildir.
Buna göre, özellikle, rapor veya ekli tutanaklarda imzası bulunmayanlar yönünden, söz konusu tutanakların aksinin yazılı delille kanıtlanması yükümünden söz etmek mümkün değildir.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları ve iş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ancak belirtilen nitelikteki ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, değinilen yasal düzenlemeler karşısında zorunludur.
Somut olaya dönüldüğünde eldeki davada, davanın reddine karar verilmişse de verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalı bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, Mahkemece, müfettiş raporundaki beyanı hükme esas alınan tutanak tanığı Rabia, Mahkemede beyanından dönmüş ve tutanağı imzalamadığını beyan etmiş ise de tutanağın imzalı olduğu anlaşılmakla çelişkinin Mahkemece giderilmediği anlaşılmaktadır. Dinlenen tanık Rabia’nın imzayı inkar etmesi halinde imza incelemesi yaptırılmalı, davacının boşandıktan sonra adresini boşandığı eşinin … Mahallesi’ndeki adresine naklettirdiği, bu adreste yapılan … araştırmasının yeterli olmadığı görülmekle; Mahkemece yeniden araştırma yapılarak bu adreste davacı ve boşandığı eşinin birlikte yaşayıp yaşamadıkları hususu komşuları, apartman kapıcı ve yöneticilerinden, mahalle muhtar ve azalarından sorulmalı ve tanık olarak beyanları alınmalı, medula kayıtlarında davacı ve eşinin bildirdiği adresler sorulmalı, davacı ve boşandığı eşinin Aile Hekimliği bilgileri celbedilmeli ve toplanan tüm deliller değerlendirilerek birlikte yaşama olgusunun açıkça ortaya konulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.

O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 16.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.