Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/11399 E. 2023/7300 K. 22.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11399
KARAR NO : 2023/7300
KARAR TARİHİ : 22.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/522 E., 2022/873 K.
HÜKÜM/KARAR : Direnme
İLK DERECE MAHKEMESİ : Marmara Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2012/81 E., 2017/3 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

… Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya direnme kararı verilmiştir.

… Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait otel işletmesi işyerinde, 01.04.1992-15.09.2010 tarihleri arası dönemde, her yıl yaz sezonunda (15 Nisan-15 Eylül) geçtiği iddia edilen çalışma süresinin tespiti talep edilmiştir.

II. CEVAP
Davalı Necati Demirbilek vekili; davacının çalışmalarının tam olarak bildirildiğin kayıtlara yansıyan süreyi aşan çalışma iddiasının yersiz olduğunu beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.

Feri müdahil SGK Başkanlığı vekili; hakdüşürücü sürenin geçtiği itirazında bulunarak; iddianın, Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun araştırma ve inceleme ile kanıtlanması gerektiğini beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2017 tarihli ve 2012/81E – 2017/3K Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Necati Demirbilek vekili ve feri müdahil SGK Başkanlığı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Davanın kamu düzenine ilişkin niteliği dikkate alınarak mahkemece taraf delilleriyle yetinilmeyip, zabıta araştırması da yapılmak suretiyle elde edilen kanıtlar ve belirlenen tanık anlatımlarına da başvurulup, konuya ilişkin tüm kayıtların dosya kapsamına katılması suretiyle çalışma olgusunun varlığı ve çalışma sezonu ile davacının teknik eleman olarak sezon öncesi ve sonrasında da bir süre çalışması gereğinden hareketle sonuca varılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamış ise de; dava dışı işyerlerindeki çalışma nedeniyle 1994 yılındaki sigortalılığın 31.05.1994, 1996 yılında ise 30.06.1996 tarihinde son bulmuş olması, bildirim yapılmayan bu yıllarda diğer yıllarla aynı sürede mevsimlik çalışma yapılmasının ve bu yıllarda da hizmet akdinin gerektirdiği bağımlılık unsurunu içeren sürekli çalışma ilişkisinin kabulünün mümkün bulunmamasına göre, tespiti mümkün mevsimlik çalışmalar için başlangıç tarihi olarak 15.05.1997 tarihinin esas alınması gereği üzerinde durulmamış olması; ayrıca, dava dilekçesindeki istemin 01.04.1992 tarihinden itibaren tespite yönelik olmasına ve Haziran 1992 tarihinden itibaren çalışmanın varlığını tespite yönelik hüküm kurulmasına karşın, davanın kısmen redle sonuçlandığı yönleri gözetilmeksizin hüküm kurulmak suretiyle delillerin takdiri ve kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği, ancak bu hatanın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği dikkate alınarak; HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek suretiyle davalı Necati Demirbilek vekili ve SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle; Marmara Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 10.01.2017 tarihli, 2012/81 E, 2017/3 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına; davanın kısmen kabulü ile; davacı …’nın, işveren Necati Demirbilek adına 2.8121.01.011002466.010.18-52 sicil numarasıyla tescilli, … unvanlı işyerinde, 15.04.1997-15.09.2010 tarihleri arası dönemde mevsimlik işçi olarak 2100 gün çalıştığı, çalışmasının 61 günlük kısmının bildirildiği, 2039 günlük kısmının SGK Başkanlığı’na bildirilmediğinin tespitine, karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve feri müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire bozma kararında; otelin kapasitesi, büyüklüğü araştırılarak sezonda devamlı bir teknik elemana ihtiyaç duyulup duyulmayacağı araştırılmalı, tanık beyanlarında sezon dönemi içinde 3 ay çalışıldığı beyan edilmekle net bir süre belirtilmediğinden her yıl sezonluk çalışma döneminin başlangıç ve sona eriş tarihleri net bir şekilde belirlenerek ortaya konulmalı, dava konusu döneminin tamamnı kapsar şekilde dinlenmeyen işyeri bordro tanıkları ile komşu işverenler ve çalışanlar yöntemince tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı ve sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

3.Bölge Adliye Mahkemesi Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Daire Bozma kararında; Mahkemece, davacının dava konusu ettiği döneme ilişkin otel çalışanları olarak kimlerin bildirildiğinin ilgili emniyet biriminden sorulması ile yine otel çalışanlarının bildirilmesi gereken başkaca kurum, kuruluş olması halinde bunlardan da dava konusu döneme ilişkin çalışan olarak bildirilenlerin isimlerin istenilmesi,dinlenen tanıkların hizmet döküm cetvellerinin dosya içine kazandırılması ile bu kapsamda toplanacak ve dosya içinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çalışmanın varlığı her türlü kuşkudan uzak, tereddütsüz saptanması gerektiği belirtilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Dosya kapsamındaki 02.09.2013, 10.09.2013, 24.07.2014 tarihli SGK Balıkesir İl Md. Altı Eylül SGM yazıları ve eki dönem bordroları ile isimleri bildirilen tanıklar …, …, …’ın ifadelerinin alındığı; SGK Balıkesir İl Md. Altı Eylül SGM 20.06.2014 tarihli yazısında, … ve … adlı bordro tanıklarının kimlik bilgilerine ulaşılamadığının belirtildiği; 1996 yılında 30 günlük sigortalılık bildirimi bulunan …’ın dinlenmesi konusundaki talimatlar nedeniyle yapılan araştırmada bu kişiye ulaşılamadığı için beyanının alınamadığı; birlikte çalışma iddialarına karşın sigortalılık bildirimleri gerçekleşmeyen çok sayıda tanık dinlendiği salt bozmaya konu Daire kararı okunduğunda dahi belirgin iken, “davacının çalıştığı döneme ilişkin bir araştırmanın yapılmadığı,” yönündeki bozma gerekçesinin kabulüne olanak bulunamadığı, İstinaf kanun yolu uygulamasının yargılama sistemimizde yer alması sonrasında, hukuka uygunluk denetimi kapsamındaki temyiz incelemesi sürecinde, sosyal güvenlik haklarına ilişkin tespit davalarının kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle uygulanan re’sen araştırma ilkesi gereklerini aşan delil toplanması konulu bozma gerekçelerinin de, istinaf kanun yolu uygulamasının anlam ve sınırlarının belirlenmesi yönünden denetlenip, Türk yargılama sistemi yönünden belirli ilkelere bağlanması gerektiği de düşünülerek, dosyada yeterli inceleme ve araştırma yapılmış olmasına karşın sonu belirsiz bir araştırma süreci yürütülmesi gereğini öngören bozma gerekçelerine bu yönüyle de uyulması mümkün olmadığından; davanın kısmen kabulü yönünde oluşan vicdani kanaate dayalı önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde feri müdahil Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Feri müdahil kurum vekili dilekçesinde özetle; eksik inceleme neticesinde karar verildiğini belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci, 506 sayılı Kanun’un 79 ve 5510 sayılı Kanun’un 86 ncı maddeleridir.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup feri müdahil Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkraları uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.