Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/11386 E. 2023/8713 K. 26.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11386
KARAR NO : 2023/8713
KARAR TARİHİ : 26.09.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen davacı hakkında kurumca bağlanan aylığın miktarının eksik olduğu iddiası ile aylığın yeniden hesaplanması ve farkların davalı Kurumdan yasal faizi ile birlikte tahsili davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair, karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 1951 doğumlu olduğunu ve ilk defa 01.11.1973 tarihinde 1901008424784 sigorta sicil numarası ile işe başladığını, 14.09.2006 tarihinde işten ayrılarak emekli olduğunu, müvekkilinin 11.364 günlük SSK hizmetinin mevcut olduğunu, ayrıca 600 günlük askerlik borçlanmasının mevcut olduğunu, müvekkiline bu kadar güne karşılık 1.114,73 TL emeklilik maaşı bağlandığını, müvekkiline bağlanan aylığın olması gerekenden düşük olduğunu, davalı Kuruma bu eksikliğin giderilmesi için başvurulduğunu ancak davalı Kurum tarafından verilen cevabi yazıda her hangi bir hatanın olmadığının beyan edildiğini belirterek, davalı Kurumun eksik bağladığı maaşın olması gereken maaşa yükseltilerek müvekkiline ilk tahsis talep tarihinden itibaren yeni bir talepte bulunmasına gerek olmaksızın yeni aylığının bağlanmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili özetle, Kurum aleyhine açılan davanın yasalara aykırı olduğunu, zamanaşımı, yetkisizlik, görevsizlik ve her türlü itirazda bulunduklarını belirterek davanın usul yönünden reddini, davanın esasının incelemesine geçildiği takdirde davanın esastan reddini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 28.04.2016 tarihli ve 2016/698 Esas, 2016/199 Karar sayılı kararıyla; “…Bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacıya 1.124,01 TL yaşlılık aylığının bağlanması, 44,96 TL ek ödeme ve 4,69 SYZ ile birlikte toplam tutarın 1.173,66 TL olması gerektiği tespit edildiğinden, davalı Kurum tarafından davacıya eksik yaşlılık aylığı ödendiği kanaatine varılarak davanın kabulü ile, davacının yaşlılık aylığının bağlanırken eksik bağlandığının tespiti ile, davacıya 1.124,01 TL yaşlılık aylığının bağlanmasının, 44,96 TL ek ödeme, 4,69 SYZ ile birlikte toplam 1.173,66 TL yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, tespit edilen miktara göre eksik ödenen aylıkların davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,…” dair karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28/04.2016 tarihli ve 2016/698 Esas, 2016/199 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz, kararın temyiz edilmesi üzerine; “…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aylık artışlarını düzenleyen Ek 38 inci maddede gelişme hızı oranında artış yapılacağının öngörülmediği halde, aylık miktarının gelişme hızı da gözetilerek arttırılarak belirlendiği, 01.01.2003 ve sonrası Ek 38 inci maddenin uygulanmasını bertaraf eden anılan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin, tüfe ve gelişme hızına göre aylık miktarının belirlendiği ve ek ödemenin hatalı olarak uygulandığı anlaşılmakla, anılan rapor yukarıda belirtilen aylık tutarının tepsine yönelik öngörülen ilkelere uygun olmadığından hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Hal böyle olunca, Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden aylık hesabı yönünden yeniden denetime elverişli rapor alınıp irdelenerek varılacak sonuca göre, davacının ilk kararı temyiz etmemesi ile davalı kurum lehine ilk kararda belirtilen miktarlar bakımından oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınarak bir karar verilmesi….” gereğine işaret edilerek, karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, “…Mahkememizce bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi görüşüne başvurulmuştur. 21.02.2022 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamındaki belirtilen kriterler dikkate alınarak hesaplama yapılmış ve davacının alması gereken aylığın 1.178,39 TL olduğu hesaplanmıştır. Ancak davacı tarafından kararın temyiz edilmemesi nedeniyle usulü kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek ilk kararda olduğu gibi davacıya 1.124,01 TL yaşlılık aylığının bağlanmasının, 44,96 TL ek ödeme, 4,69 SYZ ile birlikte toplam 1.173,66 TL yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine…” dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı hakkında bağlanan aylıkta hata olmadığını, esasen davanın reddi yerine kabulüne dair karar verilmesi gerektiğini belirterek verilen kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı hakkında davalı kurumca bağlanan ve ödenen yaşlılık aylığında hesaplama hatası ile eksik ödemenin olup olmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi hükümleridir.

3. Değerlendirme
1. 506 sayılı Kanun’un Geçici 82/a bendi, “ a) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar prim ödeme sürelerine ait aylığı aşağıdaki şekilde belirlenir.

2.Sigortalının aylık talep tarihine kadarki toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, bu Kanunun yürürlük tarihi itibariyle ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlere göre hesaplanacak aylığının sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prim ödeme gün sayısı ile orantılı bölümü, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren aylık başlangıç tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve gayrisafi yurt içi hâsıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı artırılarak hesaplanır.

3.Hesaplanan yaşlılık aylığı, aylık bağlanması için yazılı başvurunun yapıldığı yılın Ocak ayı ile aylığın başladığı takvim yılının başlangıç tarihi arasında geçen her ay için Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranları kadar artırılır.” hükmünü getirmiş, 4447 sayılı Kanun ile mülga 506 sayılı Kanun’un 2422 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile değişik 61. maddesinin birinci fıkrasının A bendinin a alt bendinde 5000 günden fazla primi ödenen her 240 gün için %60 oranına ilave olarak 1’er puan arttırılarak yaşlılık, malullük ve ölüm aylığı oranının tespit edileceği hüküm altına alınmış, ek 20 nci maddede de “Bu Kanuna göre gelir ve aylıkların hesaplanmasında katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanır.

4.Göstergeler, derece ve kademeler halinde, gösterge ve üst gösterge tablolarında belirtilir.

5.506 sayılı Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıkların hesaplanmasında 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memurlarının aylıklarına uygulanan katsayı uygulanır.

6.Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödenekler ile bağlanacak gelir ve aylıkların hesaplanmasına esas gösterge ve üst gösterge tabloları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca tesbit edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

7.Bu çerçevede, 01.01.2000 öncesi ve sonrasında fiili çalışmaları bulunan sigortalı yönünden 2000 yılı öncesi aylığı için, davacının 01.01.2000 tarihi öncesindeki prime esas kazançlarına göre anılan tarih öncesi aylık miktarının hesabında, 506 sayılı Kanun’un Ek 34 üncü maddesinin “Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.” düzenlemesi ile Ek 35 inci maddede belirtilen, üst gösterge tablolarının tavan göstergesine göre hesaplanacak aylıkların aylık bağlama oranının %50 olduğu, anılan maddenin 2 nci fıkrası ile üst gösterge tablosunun tavan göstergesi ile gösterge tablosunun tavan göstergesi arasında bağlanacak aylıklarda aylık bağlama oranını belirleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmiş olup Bakanlar Kurulunun 1987/11994 sayılı Kararı ile üst göstergelerin taban aylık bağlama oranının %50 olarak belirlendiği, bilahare 1992/2607 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile üst gösterge tablosunda her bir göstergenin taban aylık bağlama oranının ayrı ayrı olmak üzere %50 ila %59,9 arasında belirlendiği gözetilerek, 2000 yılından önceki primi ödenmiş son 10 yıllık kazancı alınarak bu yılların ortalama kazancının karşılığının üst gösterge tablosunda 2000 ve daha sonraki yıllarda tahsis talebinde bulunan sigortalılar ve kamu sektörü için hazırlanan üst gösterge tespit tablosunda ortalama yıllık kazanca eşit ya da en yakın sayının karşılığı belirlenecek, 10 yıla bölünerek bulunan ortalama kazancın karşılığının üst gösterge tablosunda bulunmaması halinde bu defa sigortalının 2000 yılından önceki 5 yıllık kazancı alınarak kamu sektörü için hazırlanan 2000 yılı gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılacaktır. Sonrasında bulunan gösterge x katsayı x aylık bağlama oranı formülü ile 2000 yılı öncesi aylığı belirlenerek, 506 sayılı Kanun’un 4447 sayılı ile değiştirilmeden önceki 96.maddesinin, “Bu Kanuna göre Malüllük ve Yaşlılık sigortalarından bağlanacak aylıklar ile ölüm sigortasından hak sahibi kimselere bağlanacak aylıkların hesabına esas tutulan aylığın alt sınırı, gösterge tablosundaki en düşük göstergenin katsayı ile çarpımının %70’den az olamaz” hükmü gereği, alt sınır aylığının 9475 x 12000 x %70 = 79.590.000 TL (yeni 79,59 TL) olduğu gözetilerek, bulunan aylık miktarı 79,59 TL’den az ise öncelikle bu miktara yükseltilecek ve 2000 öncesi hizmetine oranlanarak kısmi yaşlılık aylığı belirlenerek, Türkiye İstatistik Kurumundan, celp edilecek tüketici fiyat endeksi artış oranı ile gelişme hızı oranları (ait oldukları yıllarda geçerli olan yönteme göre hesaplanan ve ait oldukları yılların akabinde yayınlanan) nazara alınarak, bulunan aylık 1999/Aralık ayı TÜFE ve Gelişme Hızı ile 2000 yılına taşınacak ve tahsis talep tarihinin Ocak ayına kadar her yıl TÜFE ve Gelişme Hızı ile çarpılmak suretiyle güncellenecektir. Yine 1999 Aralık ayında hesaplanan tam aylığı da Ocak ayına kadar TÜFE ile güncellenecektir.

8.Davacının 01.01.2000 sonrası hizmeti ise 506 sayılı Kanun’un Geçici 82 nci maddesinin (b) bendine göre hesap edilir. Anılan bentte, “b) Sigortalının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki prim ödeme sürelerine ait aylığı ise, sigortalının aylık talep tarihine kadar toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden bu Kanunun 61 inci maddesi hükümlerine göre hesaplanacak aylığının, bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki prim ödeme gün sayısına orantılı bölümü kadardır.”hükmü getirilmiştir.

9.4447 sayılı Kanun ile değişik 506 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi hükmüne göre, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde 2000 ve sonrası her takvim yılına ait prime esas kazancı, tahsis talep tarihine kadar TÜFE ve Gelişme Hızı ile güncellenecektir. Ayrı ayrı güncellenen toplam miktarın ortalaması (OYK=Ortalama Yıllık Kazanç) toplam gün sayısı üzerinden tespit edilen aylık bağlama oranı çarpımının 12’de biri üzerinden (OYK X ABO / 12) üzerinden bulunan tutar, 2000 sonrası gün sayısına orantılı bölümü alınarak yeni kısmi aylık hesap edilecektir.

10.Güncellenen kazançlar toplamı 2000 sonrası gün sayısına bölünerek günlük ve daha sonra yıllık kazanç bulunur. Aylık bağlama oranı, 4447 sayılı Kanun’la getirilen düzenlemeye göre, sigortalının tahsis talep tarihi itibariyle tespit edilen toplam prim ödeme gün sayısının ilk 3600 gününün her 360 günü için %3.5, sonraki 5400 günün her 360 günü için %2 ve daha sonraki her 360 gün için %1.5 oranlarının toplamı alınarak bulunmaktadır. Buna göre tahsis talep tarihi itibarıyla tam aylığı belirlendikten sonra 4447 sayılı Kanun ile değiştirilen 96.maddede belirtilen alt sınır kontrolü yapılacak, her iki aylık mukayese edilerek yüksek olan aylık belirlenerek hesaplamaya devam edilecektir. 4447 sayılı Kanun ile değişik 96.maddeye göre alt sınır ise, tahsis talep tarihi Ocak ayında geçerli günlük asgari kazancın 30 katının %35’inden az olamaz. Alt sınır kontrolü yapıldıktan sonra, kısmi aylık miktarı hesap edilerek her iki kısmi aylık toplanacak ve bulunan bu aylık iki miktar ile mukayese edilecektir.

a-İki kısmi aylığın toplamı, öncelikle sigortalının 1999 yılı tam aylığının tahsis talep yılı Ocak ayına kadar TÜFE rakamı ile güncellenerek bulunan aylığından daha az olamayacaktır.

b-Diğer bir mukayese ise, bulunan aylık, 506 sayılı Kanun’un geçici 89 uncu maddesine göre 4447 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 96 ncı maddeye göre hesaplanıp, bu tarihten sonra gelir ve aylıklarda yapılan artışların eklenmesi sonucunda tahsis talep tarihine kadar getirilen miktarın altında olamaz.

11.Bu açıklamalar ışığında tahsis talebinde bulunulan yılın ocak ayı itibariyle bulunacak yaşlılık aylığı miktarı, anılan Kanun’un Ek 38 inci maddesinin “Bu Kanuna göre bağlanan gelir ve aylıklar ile geçici 76 ncı maddeye göre yapılan telafi edici ödemeler, her ay ödeme tarihlerinde bir önceki aya göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları indeksi artış oranı kadar artırılarak belirlenir.” hükmü gözetilerek yıllara göre belirlenmeli, ancak Kanun Koyucunun 01.01.2003 sonrası yaptığı yasal düzenlemelerle (4784, 5073, 5282, 5454, 5565 sayılı Yasalar gibi) anılan maddenin uygulamasını bertaraf ederek farklı artış oranları belirlediği gözetilmeli ve bu çerçevede yıllara göre ödenmesi gereken aylık tutarları belirlenmelidir.
12.Eldeki davada ise, davacı hakkında 15.09.2006 tarihi itibari ile bağlandığı anlaşılan aylık hakkında, hükme esas bilirkişi raporu ile, A1 aylığının 2006 yılına taşınması ile 711,38 TL tutarlı ve kurum ile aynı miktarda aylık miktarının tespit edildiği, A2 aylığında ise bildirilen prime esas kazançların güncellenerek ortalama aylık ve günlük kazançlara göre 339,37 TL kurum gibi, kısmi aylığın belirlendiği anlaşılmakta olup, buna göre 2006 yılı Ocak aylığının her iki aylığın toplamı olan 1.050,75 TL olması, giderek davacı hakkında 5454 Sayılı Kanun ile öngörülmüş olan 2006 yılı Ocak ve Temmuz aylarında yapılan artışlarda uygulandığında (1050,75 X 103/100= 1082,27TL ve 1082,27 X 103/100=1114.74 TL olması gerektiği) davalı Kurumun bağladığı miktar ile aynı miktara ulaşıldığı ulaşılmakla, davacı hakkında bağlanan aylığın miktarında eksiklik olmadığından, davanın reddi yerine hatalı bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

13.Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.