Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/11134 E. 2023/482 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11134
KARAR NO : 2023/482
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1992 E., 2021/1938 K.
DAVA TARİHİ : 23.09.2016
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2021/145 K.

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen ödeme emirlerinin iptali davalarında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların ise reddine dair karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; asıl ve birleşen davalar kapsamında, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan … Üniversitesi prim borçları nedeniyle tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; davanın öncelikle hakdüşürücü süre yönünden reddi gereğini; esasa ilişkin olarak da, işverenle birlikte müteselsil sorumluluğu bulunan davacı hakkında yürütülen takipte mevzuata aykırılık bulunmadığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile; “1-Mahkememizin ana dosyası (eski 2016/464 esasa kaydedilen) dosya yönünden davanın kısmen kabulü ile;
-Davalı Kurum tarafından 2016/151314 takip numaralı, 11.08.2016 tarihli, 210,51 TL bedelli ödeme emrinin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına yönelik istemin reddine,
-Mahkememiz dosyası ile birleşen 2016/487 esas-2017/18 karar sayılı dosya yönünden davanın reddine,
-Mahkememiz dosyası ile birleşen 2016/477 Esas-2017/17 karar sayılı dosya yönünden davanın reddine” karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, 2547 sayılı Kanun’un 57 nci maddesi uyarınca vakıf üniversitelerinde, ita amirinin mütevelli heyeti başkanı olduğunu, müvekkilinin rektör olarak mütevelli heyetinin tabii üyesi olduğunu, harcama yetkilisi olmadığından prim borcundan sorumluluğunun bulunmadığını, diğer taraftan, üniversitenin KHK ile kapatıldığı 23.07.2016 tarihine kadar müvekkilinin rektör olarak görev aldığını, 2016 yılı Haziran ayı prim borcunun 2016 yılı Temmuz ayı sonuna kadar ödenmesi mümkün olduğunu ancak, 23.07.2016 tarihi itibariyle üniversitenin kapatılması nedeniyle hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle borcun ödenememesinin haklı sebep oluşturduğunu, SGK Başkanlığı’nın üniversitenin borçları nedeniyle Maliye Bakanlığı’na başvurması gerektiğini, üniversitenin mevcut malvarlığı ile kapatıldığını, öncelikle, kamu alacağının asıl borçlusundan tahsil yolunun yerine getirilmesi gerektiğini, müvekkilinin taşınır ve taşınmazları üzerine konulan haczin eşitlik hakkı, yaşam hakkı, mülkiyet hakkı ve temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması hususlarında Anayasaya ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesine aykırılık içerdiğini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı SGK Başkanlığı vekili; resmi Kurum kayıtlarına dayanmayan eksik inceleme ve araştırma sonucunda karar verildiğini beyan ederek, ilk derece mahkemesinin kabul kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, ödeme emrine konu borçları bulunan işyerinin işvereni olan … Üniversitesi’nin, ödeme emrine konu borçların döneminde rektörü olduğu ve rektör olarak üst düzey yönetici sıfatıyla müteselsil sorumluluğu bulunduğu dikkate alındığında, mahkeme kararının yerinde olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkeme kararının yerinde olduğu belirtilerek, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri, temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; üniversitenin KHK ile kapatıldığı 23.07.2016 tarihine kadar müvekkilinin rektör olarak görev aldığını, 2016 yılı Haziran ayı prim borcunun 2016 yılı Temmuz ayı sonuna kadar ödenmesi mümkün olduğunu ancak, 23.07.2016 tarihi itibariyle üniversitenin kapatılması nedeniyle hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle borcun ödenememişinin haklı sebep oluşturduğunu, SGK Başkanlığı’nın üniversitenin borçları nedeniyle Maliye Bakanlığı’na başvurması gerektiğini, üniversitenin mevcut malvarlığı ile kapatıldığını, öncelikle, kamu alacağının asıl borçlusundan tahsil yolunun yerine getirilmesi gerektiğini, müvekkilinin taşınır ve taşınmazları üzerine konulan haczin eşitlik hakkı, yaşam hakkı, mülkiyet hakkı ve temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması hususlarında Anayasaya ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesine aykırılık içerdiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, rektörün üniversitenin tüm eylem ve işlerinden sorumlu olduğunu, dolayısıyla idari para cezası konusunda da sorumlu bulunduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanun’un 88 inci maddesi, hükümleridir.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağı yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgilisinden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.