Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/10836 E. 2023/3436 K. 30.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10836
KARAR NO : 2023/3436
KARAR TARİHİ : 30.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1212 E., 2022/1981 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/388 E., 2022/24 K.

Taraflar arasındaki aksine işlemin iptali ile yersiz aylık borcu olmadığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.1994 tarihinden itibaren eşinin 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresi ile 1479 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı, yine eşinin 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmaları ve 3201 sayılı Kanun kapsamında yapılan borçlanma süresi toplamı ile de 01.04.1996 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında ölüm aylığı almaya devam ederken, davalı Kurumun 2013 yılında en son çalışmaların Bağ-Kur kapsamında olduğunun tespiti gerekçesi ile 506 sayılı Kanun kapsamındaki aylığını kestiğini ve yersiz aylık borcu çıkardığını, bu işlem üzerine açılan ve 21.Hukuk Dairesi tarafından onanmakla kesinleşen kararla 506 aylığın iptali işleminin iptal edildiğini, bu kararın infazı aşamasında ise Kurumun bağlanmış bağkur ölüm aylığını keserek yersiz aylık borcu çıkardığını, kesinleşen ilam gereği davacının her iki ölüm aylığını almaya devam etmesi gerektiğinin ve yersiz aylık borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili özetle, müteveffa sigortalı …’ün Bağ-Kur sigortalısı olduğu ve vefat tarihi olan 04.03.1994’de en son sigortalılığının 1479 sayılı Kanun olması nedeniyle eşi … ile çocuklarına 4481 gün Bağ-Kur hizmeti dikkate alınarak 01.04.1994 tarihi itibariyle dul ve yetim aylığı bağlandığı ancak hak sahiplerine hem 4/a hem de 4/b den ölüm aylığı aldığının tespit edildiği, 4/a kapsamında bağlanan ölüm aylığının en son Bağ-kur sigortalısı olması nedeniyle 23.11.2008 tarihi itibariyle iptal edildiği, Denizli 4 İş Mahkemesinde açılmış olan davada 506 sayılı Kanundan bağlanan aylığın devam etmesi yönünde karar verildiği, buna göre bağkurdan bağlanan ölüm aylığının mahkeme kararına istinaden başlangıç tarihi itibariyle iptal edilerek 87.712,92 TL yersiz ödenen aylıklar için borç tahakkuk ettirildiği, mahkeme kararından kaynaklı 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılık süresi gereğince yersiz ödenen aylıklar için sorumluluğun doğduğu belirtilerek, açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı karar verildiğini beyanla istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı Kurum vekili, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı karar verildiğini, Kurum işlemlerinin mevzuata uygun bulunduğunu beyanla istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda; Denizli 4 İş Mahkemesi’nin 2014/312 esas, 2015/417 kararına istinaden, davacının murisinin 506 sayılı yasa kapsamında hizmetleri nedeniyle bağlanan ölüm aylığının durdurulduğu tarihten itibaren bağlanmasına karar verildiği, davacı tarafın halen almakta olduğu ölüm aylığının bu dava dosyası ile bağlanan ölüm aylığı olduğu anlaşılmıştır. Davacıya 1479 sayılı Kanun kapsamında bağlanan aylık ise bu karar sonrası iptal edilmiştir. Kurum işlemi bu nedenle yerindedir. Murisin 1479 sayılı Kanun kapsamında hizmetleri nedeniyle davacıya bağlanan ölüm aylıkları nedeniyle Kurum tarafından yersiz ödeme borcu çıkartılması yerinde ise de, davacıya fazla ödeme yapılması Kurum hatasından kaynaklanmakta olup, yersiz ödeme borcunun hesaplanmasında 5510 sayılı yasanın 96/b maddesinin uygulanması gerekir. 1479 sayılı yasa kapsamında yersiz ödeme borcu olarak Kurumca talep edilebilecek 5 yıllık meblağ 44.531,45 TL’dir. Davacının maaşından kesilen 43.199,58 TL’nin mahsubundan sonra 20.06.2017 tarihi itibariyle bakiye 1.331,87 TL borç bulunduğu yönündeki ilk derece mahkemesi değerlendirmesi ve kararında herhangi bir hata görülmemiştir, dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Taraf vekilleri istinaf gerekçeleri ile temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eş üzerinden ayrı ayrı alınan 506 ve 1479 sayılı Kanun kapsamındaki ölüm aylıklarının ödenmeye devam etmesinin gerektiği ile yersiz aylık borcunun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile

2. 1479 sayılı Kanun 40 ıncı madde, 506 sayılı Kanun 65 inci maddesi,

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin ilgilisinden alınmasına,30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.