Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/10577 E. 2023/415 K. 17.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10577
KARAR NO : 2023/415
KARAR TARİHİ : 17.01.2023

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1973 E., 2022/648 K.
KARAR : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/267 E., 2020/202 K.

Taraflar arasındaki davalı Kurumca 5510 sayılı Kanunun geçici 71 inci maddesinde yer alan desteğin iptaline ve dava dışı sigortalı hakkında hizmet belgesi istemine dair işlemin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından müvekkilinin yararlandığı sigorta primi teşviklerinin 26.12.2017 tarih, 15773712 sayılı işlemle iptal edildiğini, söz konusu işlemin usulsüz tanzim edilen 06.12.2017 tarihli rapora dayandığını bu nedenle davalı Kurumun 26.12.2017 tarih 15773712 sayılı işleminin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Kurum tarafından düzenlenen 06.12.2017 tarihli raporda dava dışı …’ın banka hesap ekstresinin incelenmesinde 2017/1-2017/10 aylar arasında sigortalıya ödenen ücretin brüt karşılığı ile sigorta primi arasında fark oluştuğunu, davalı Kurum tarafından 26.12.2017 tarih, 15773712 sayılı yazı ile 2016/4 ve 2017/18 sayılı genelge gereği 2017 yılı boyunca yararlandırılan teşviklerin iptal edildiğinin tespit edildiğini ve tahakkuk edecek prim, gecikme zamlarının tahsil edileceğinin bildirildiğini davacı tarafın kuruma itiraz ettiğini ve yasal gerekçeler belirtilmek suretiyle itirazının itiraz tetkik komisyonunca reddedildiğini ve kararın davacıya tebliğ edildiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı Kurumca 26.12.2017 tarih ve 3161366454/11-1074747.031/15.773.712 sayılı yazı ile davacı şirkete bildirdiği teşvik iptaline ilişkin işlemin iptal edilip edilmeyeceği hususunda toplanmaktadır.

5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesi;“ı) (Ek: 17/4/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hâzinece karşılanır, işveren hissesine ait primlerin Hâzinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıklan sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalılann tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutan ile Hâzinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlanm 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler ile 29.07.2003 tarihli ve 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa ve 22.02.2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile diğer taksitlendirme ve yapılandırma Kanunlarına göre taksitlendiren ve yapılandıran işverenler bu tecil, taksitlendirme ve yapılandırmaları devam ettiği sürece bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu bent hükümleri; 21.04.2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 08.09.1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz. Hâzinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. (Ek cümle: 31.07.2008-5797/2 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu idareleri hariç bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah, oran ve esaslar üzerinden 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel için de uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.” hükmünü içermektedir.

Somut olayda davalı Kurum tarafından düzenlenen 06.12.2017 tarihli raporda dava dışı sigortalı …’ın banka hesap ekstresinin incelenmesinde 2017/1-2017/10 aylar arasında sigortalıya ödenen ücretin brüt karşılığı ile sigorta primi arasında fark oluştuğu geekçesiyle, davalı Kurum tarafından 26.12.2017 tarih ve 3161366454/11-1074747.031/15.773.712 sayılı yazı ile 2016/4 ve 2017/18 sayılı Genelge gereği 2017 yılı boyunca yararlandırılan teşviklerin iptal edildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalının banka hesabına “ücret” açıklamasıyla yatan miktarın brüt karşılığı ile davalı kuruma bildirilen kazançlar arasında kurum aleyhine (eksik prime esas kazanç miktarı) fark oluşmadığı, davalı kurumca düzenlenen raporda dava dışı sigortalının banka hesabına ödenen miktarın brüte çevrilerek fark sigorta primi hesabı yapıldığı, ancak bildirilmesi gereken sigorta primine esas kazanç miktarının hesabının nasıl yapıldığının ayrıntılı olarak açıklanmadığı, raporda fark olarak hesaplanan miktarın sigortalının banka hesabına “iş avansı” olarak ödenen miktardan kaynaklandığı, avans miktarlarının ücret olarak değerlendirilerek brüt karşılığının hesabı ile ek prime kazanç miktarının belirlendiği, ancak sigortalının banka hesabına ödenen ücretin prime esas tutulması gereken miktarı ile bildirilen tutar arasında eksiklik olmadığı, buna göre dava dışı sigortalı …’ın denetmen raporunun dayanağı olan banka kayıtlarında yer alan elde ettiği kazancın eksiksiz olarak sigorta primine tabi tutulduğu kanaatine varılmıştır.

Tarafların iddia ve savunmaları, SGK kayıtları, tarafların delillerine göre davacının talebinin kabulüne davalı Kurumun 26.12.2017 tarih ve 3161366454/11-1074747.031/15.773.712 sayılı teşvik iptaline ilişkin kararın iptaline, dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı SGK vekili özetle; davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinin denetime bağlı olarak müfettiş incelemesi sonucunda gerçekleştirildiğini ve 5510 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi hükümleri gözetilerek davanın reddine dair karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinin denetime bağlı olarak müfettiş incelemesi sonucunda gerçekleştirildiğini ve 5510 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi hükümleri gözetilerek davanın reddine dair karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı hakkında yapılan denetim sonrasında ücretlerinin eksik ödendiği gerekçesi ile fark prim tahakkuku yapılması ve oluşn borç nedeniyle de davacı hakkında 5510 sayılı Kanunun geçici 71 inci maddesinde yer alan asgari ücret desteğinin iptaline ilişkin Kurum işleminin yerinde olup olmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun geçici 71 inci maddesi ile birlikte 86 ncı maddeleri hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Eldeki davada, davalı Kurumca yapılan tespit nedeniyle sigortalı olduğu kabul edilen dava dışı …’ın hakkında yapılan prime esas kazanç tespitleri nedeniyle oluşan fark prim tahakkuku ve çalışmaya ilişkin bordro ve belge istemi yanında, 5510 sayılı Yasanın geçici 71 inci maddesinde yer alan desteğin iptaline ilişkin kurum işlemlerinin iptali istenmiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki, davaya konu uyuşmazlığın dava dışı sigortalının çalışmalarının varlığı noktasında toplandığı dikkate alındığında, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalıların da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E;, 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya HMK 124 üncü madde uyarınca katılımının sağlanması (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2.Diğer taraftan, mahkemece davanın yasal dayanağı olarak 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesi kabul edilmiş ise de, davacı hakkında açıklandığı şekilde kurumca yapılan yerel denetim sonucunda sigorta primine esas kazançların eksik bildirilmesi nedeniyle dava konusu desteğin iptali ve belge istemine ilişkin işlemlerin yapıldığının anlaşılması karşısında, anılan madde kapsamında irdeleme yapılarak, madde şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile tahkikatın yöntemince yapılıp yapılmadığı ile dava dışı sigortalının kazançlarının davalı Kuruma iddia edildiği üzere eksik bildirilip bildirilmediği hususunun, işveren davacının tüm kayıtları üzerinde inceleme yapılması suretiyle araştırılması ile 5510 sayılı Kanunun 59 uncu madde hükümlerinin de davaya konu olay bakımından irdelenmesi ve davalı Kurum işleminin yerinde olup olmadığı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.