YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10376
KARAR NO : 2022/16314
KARAR TARİHİ : 20.12.2022
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No :
İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün asıl dava dosyasının davalıları … San. ve Tic. A.Ş., …, …, … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi ve de adı geçen davalılar avukatları tarafından duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek temyiz isteklerinin süresinde olduğu, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.12.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılar … San. ve Tic. A.Ş., …, …, … ve … adlarına Av. … geldi. Davacılar ve diğer davalı adına gelen olmadı. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; asıl dava dosyasının davalılarının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından 14/12/2011 tarihinde meydana gelen iş kazasında davacılar murisi sigortalının vefat ettiği, kazanın meydana gelişinde sigortalının %60, davalı işverenin %40 oranında kusuru bulunduğu, diğer davalılara atfı kabil kusur bulunmadığı, anılan iş kazasından dolayı davacılar eş ve çocuklara iş kazası ölüm geliri bağlandığı, eşe bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 33.359,05 TL, … …’e bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 6.243,51 TL, … … …’e bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ise 10.759,09 TL olduğu, ilk derece mahkemesinin 12/12/2019 tarihli kararının Dairemiz’in 30/03/2021 tarih ve 2020/7241 Esas, 2021/4272 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen dava dosyaları yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, yeni bir hesap raporu alınmasına mahal vermeden hükme esas bilirkişi hesap raporu ile tespit edilen maddi zarar tutarlarından davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan iş kazası ölüm gelirlerinin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarının tenzil edilerek davacıların maddi tazminat alacak miktarlarınının belirlenmesi gerektiği, davacıların birleşen dava dosyasında davalı … şirketine yönelttikleri maddi tazminat taleplerinin davacı eş … için 150.000,00 TL maddi, davacı … … için 15.000,00 TL maddi, davacı … … … için 35.000,00 TL tutarında olduğununun dikkate alınması gerektiği, davacıların manevi tazminat istemleri yönünden kaza tarihinden yasal faiz uygulanmasına yönelik talepleri bulunduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğinden bahisle bozulasına karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karşın „Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere mahkememizce asıl dosya ve birleşen dosyalar yönünden aşağıda yazılı şekilde ayrı ayrı hüküm tesis edilmiş, Her ne kadar Yargıtay bozma ilamında davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan iş kazası ölüm gelirinin ilk peşin sermaye değerlerinin sorumlulara rücu edilebilecek kısmının hesap edilerek maddi tazminat tutarından tenzili gerektiği ifade olunmuş ise de; … İl Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda müfettiş raporunda da belirtildiği üzere davacılara ölüm aylığı bağlanması kararı bulunsa da işverene rücu edilecek … tutarı olmadığından … gelir tablosu çıkartılmadığı ve işverene bir husumet yöneltilmediğinin bildirildiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.“ gerekçesi ile davacılara bağlanan iş kazası ölüm gelirlerinin peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımları tenzil edilmeden sonuca gidildiği, haklarında verilen husumet nedeniyle davanın reddi kararları bozma dışı kalan davalı gerçek kişiler hakkında bir karar verilmediği, asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı hükümler kurulmuş ise de mükkerrer tahsilata neden olmaması için tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesi gerektiği hususunun dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.
İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe … Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tahsiline ilişkindir. Bu nedenle haksız zenginleşmenin ve mükerrer ödemenin önüne geçmek için ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekir.
Davanın yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen … ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu’nun 55. maddesinin gerekçesinde; “… ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen … ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan … ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen … ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” düzenlemesi mevcuttur.
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesinde; “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” düzenlemesi yer almıştır. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Somut olayda, Kurum’un hak sahiplerine bağladığı gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin davalı işverenin kusuruna isabet eden rücu edilebilecek kısmını bu aşamada rücu etmemiş/etmeyecek olması ödemenin rücu edilebilecek … ödemesi olduğu sonucunu değiştirmediği gibi Dairemiz’in bozma ilamına uyulmasına ve uyulan bu bozma ilamında hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda belirlenen zarar tutarlarından davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan iş kazası ölüm gelirlerinin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarının tenzil edilerek davacıların maddi tazminat alacak miktarlarınının belirlenmesi gerektiği açıkça belirtilmesine karşın bozma gereği yerine getirilmeyip gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilbilecek kısımları tenzil edilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur. Yine daha önce haklarında davanın reddine dair verilen karar bozma dışı kalan davalı gerçek kişiler yönünden yeniden bir karar verilmesi gerekirken herhangi bir hüküm kurulmaması doğru değildir. Ayrıca mükerrer tahsilatın önlenmesi açısından davacıların maddi tazminat istemleri hakkında tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da hataldır.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Hükmün Gerekçe ve hüküm fıkralarının tamamen silinerek yerine geçmek üzere;
„Mahkememizde görülmekte bulunan tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 14.12.2011 tarihinde geçirdiği trafik iş kazasında davacıların murisleri …’nin vefat ettiğini, iş kazasının oluşunda işverenin kusurlu olduğunu, müteveffa …’nin davalılardan …. Gıd. A.Ş.’nin bünyesinde iş akdine istinaden satış temsilcisi sıfatıyla çalışmakta iken pazarlama için gittiği …’dan dönüş yolculuğunda … plakalı araç ile kaza yaptığını, aracın bakımlarının iş veren tarafından muntazam yaptırılmadığını, lastiklerin bayat ve dişsiz olduğunu, aracın son muayenesinin geçerlilik süresinin 29.07.2011 tarihinde bitmiş olmasına rağmen muayenesinin iş veren tarafından yaptırılmadığını, davacıların murisinin kaza sonucu ölümü ile davacıların maddi ve manevi sıkıntı içerisine düştüğünü belirterek; … … için; 500,00 TL maddi, 66.000,00 TL manevi, … için 500,00 TL maddi, 66.000.00 TL manevi ve … için 1.000,00 TL maddi ve 66.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (14.12.2011) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizin bu dosyası ile birleştirilen … 2. İş Mahkemesinin 2014/474 Esas 2014/420 Karar sayılı dosyası ile davacılar tarafından … A.Ş. hakkında eş … lehine 150,000,00 TL maddi, … lehine 35,000,00 TL maddi, … lehine 15,000,00 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte bu davalıdan alınıp bu davacılara verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şahıslar yönünden husumet itirazında bulunduklarını, kazanın oluşumunda işçinin kusurlu olduğunu, işverenlikçe alınması gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını, kazalı işçinin dinlenmesi için gerekli tedbirlerin alındığını, kazanın oluşumunda işverenliğe atfedebilecek bir kusurun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2020/7241 esas 2021/4272 karar sayılı ilamı ile ” asıl ve birleşen dava dosyaları yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğini gözetmek, yeni bir hesap raporu alınmasına mahal vermeden hükme esas bilirkişi hesap raporu ile tespit edilen maddi zarar tutarlarından davacılara iş kazası sigorta kolundan bağlanan iş kazası ölüm gelirlerinin ilk peşin sermaye değerlerinin rücu edilebilecek kısımlarını tenzil ederek davacıların maddi tazminat alacak miktarlarını belirlemek, davacıların birleşen dava dosyasında davalı … şirketine yönelttikleri maddi tazminat taleplerinin davacı eş … için 150.000,00 TL maddi, davacı … … için 15.000,00 TL maddi, davacı … … … için 35.000,00 TL tutarında olduğunu dikkate almak, davacıların manevi tazminat istemleri yönünden kaza tarihinden yasal faiz uygulanmasına yönelik talepleri bulunduğunu göz önünde bulundurarak oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.” gerekçesi ile bozularak mahkememize iade edilmiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yukarıda yazılı esas sırasına kayıt yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Davalılar …, …, … ve … her ne kadar asıl dava dosyasında davalı olarak gösterilmiş iseler de davacılar murisinin doğrudan işvereni olmayıp işçinin çalıştığı şirketin ortakları oldukları anlaşıldığından ve doğrudan kendilerine husumet yöneltilemeyeceğinden bu davalılar hakkındaki dava husumet yokluğu nedeniyle rededilmiş, Yargıtay bozma ilamında işaret edildiği üzere mahkememizce asıl dosya ve birleşen dosya yönünden aşağıda yazılı şekilde ayrı ayrı hüküm tesis edilmiş, davacı eşe bağlanan gelirin 33.359,05 TL tutarındaki ilk peşin sermaye değerinin, … …’e bağlanan gelirin 6.243,51 TL tutarındaki ilk peşin sermaye değerinin, … … …’e bağlanan gelirin 10.759,09 TL tutarındaki ilk peşin sermaye değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısımları hükme esas alınan 08/10/2019 tarihli hesap raporunda belirlenen zarar tutarlarından tenzil edildikten sonra eş …‘ın maddi zararının 102.767,37 TL, … …’in maddi zararının 2.619,98 TL, … … …’ün maddi zararının 18.520,38 TL olduğu tespit edildikten sonra usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H ÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Asıl dava dosyası yönünden;
1-)Davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine,
2-)Davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 41.739,94 TL, davacı … yönünden 1.490,60 TL ve … yönünden ise 5.221,41 TL maddi tazminatın tahsilde tekerrür olmamak üzere 14.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacılara verilmesine,
3-)Davacı … için 25,000,00 TL davacı … için 15,000,00 TL davacı … için 15,000,00 TL olmak üzere toplam 55,000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınıp davacılara verilmesine, davacıların fazlaya dair manevi tazminat taleplerinin reddine,
4-)Davacı tarafça yatırılan 594,00 TL peşin harç ve 158,65 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 752,65 TL harcın davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacılara verilmesine,
5-)Alınması gereken 7.066,80-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 594,00-TL harcın ve 158,65-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 6.314,15-TL harcın davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak hazineye irat kaydına,
6-)Maddi tazminat yönünden … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 6.260,99 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
7-)Maddi tazminat yönünden … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 1.490,60 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacıya verilmesine,
8-)Maddi tazminat yönünden … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacıya verilmesine,
9-)Manevi tazminat yönünden davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacılara verilmesine,
10-)Manevi tazminat yönünden davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacıya verilmesine,
11-)Manevi tazminat yönünden davacı … kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …. ve Tic. A.Ş.‘den alınarak davacıya verilmesine,
12-)Manevi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …. ve Tic. A.Ş.‘ye verilmesine,
13-)Manevi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …. ve Tic. A.Ş.‘ye verilmesine,
14-)Manevi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı …. ve Tic. A.Ş.‘ye verilmesine,
15-)Davalı gerçek kişiler kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …’nin 3/2. ve 7. maddelerii uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı gerçek kişilere verilmesine,
B)2014/474 Esas sayılı birleşen dava dosyası yönünden;
1-)Davacı … için 116.110,99 TL destekten yoksun kalma tazminatı, … için 5.117,39 TL destekten yoksun kalma tazminatı, … … için 22.824,02 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsilde tekerrür olmamak üzere temerrüt tarihi olan 18.11.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’nden alınarak davacılara verilmesine,
2-)Alınması gereken 9.840,22-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.157,12-TL harcın davalı … şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
3-)Davacılarca yatırılan 683,10 TL harcın davalı … şirketinden alınarak davacılara verilmesine,
4-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan …’sine göre hesaplanan 14.980,54 TL nispi vekalet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacı …‘a verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
5-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan …’sine göre hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacı …‘e verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … şirketine verilmesine,
6-)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan …’sine göre hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … şirketinden alınarak davacı …‘e verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden … uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalı … şirketine verilmesine,
C)Davacılar tarafından asıl ve birleşen dosyada bozma öncesi ve bozma sonrası yapılan toplam 8.263,95-TL yargılama masrafının davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.113,73-TL’sının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
D) Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Mahkememizin iş yoğunluğu ve duruşması olan dosya sayısı nedeniyle 6100 sayılı HMK. md. 321/2 gereğince zorunlu olarak hüküm özeti tutanağa yazılmak suretiyle tefhim edildiğinden gerekçeli kararın taraflara HMK. md. 321/2 gereğince tebliğine, kararın tefhimi hükme ilişkin tüm hususların gerekçesiyle birlikte açıklanmasıyla gerçekleşmesi gerektiğinden ve zorunlu hal nedeniyle bu husus ikmal edilmemiş olduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 361. Md. gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen tefhim kılındı. 23/12/2021“ rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmalı temyiz eden davalılar avukatı yararına takdir edilen 8.400,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine,
temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 20/12/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.