Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/10305 E. 2023/13564 K. 27.12.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10305
KARAR NO : 2023/13564
KARAR TARİHİ : 27.12.2023

MAHKEMESİ: … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/523 E., 2022/1632 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Yalova İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/153 E., 2021/564 K.

Taraflar arasındaki iş kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa …’nin … Turizim Ltd. Şti.’nde uzun yol otobüs şoförü olarak çalıştığını, olay tarihi olan 07.01.2016 tarihinde …-Bandırma seferi için hazırlandığını, söz konusu seferin fazladan (ek sefer) olarak düzenlendiğini otobüs hareket ettikten kısa bir süre sonra (Alibeyköy Otogar çıkışında) …’nın rahatsızlandığını, bu sebeple şoför koltuğuna yedek şoförün geçtiğini, Otobüs’ün Eskihisar’dan Topçulara geçmek üzere feribota bindiğinde rahatsızlığının daha fazla arttığını ve feribot iskelesine çağrıldığını, saat 22.30’da Yalova Devlet Hastanesine götürüldüğü ancak 08.01.2016 tarihinde kalp krizi sonucunda vefat ettiğini, davalı işverenin gerekli eğitimleri ve seminerleri vermediğini, gerekli önlemleri almadığını, müteveffanın fazladan sefere çıktığı, dinlenme sürelerinin aşıldığı, denetim ve gözetim sorumluluğunu yerine getirmediği belirtilerek davacılar için maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça öncelikle iş kazası tespit davasının açılması gerektiğini, meydana gelen ölüm olayının iş kazası olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, çalışma süresinden sayılmayan araç içi dinlenme saatinde meydana gelen kalp krizinin iş kazası olarak kabulünün mümkün olmadığını, zararla eylem arasında illiyet bağının mevcut olması, zararının eylemin neticesi olarak ortaya çıkması gerektiğini ayrıca meydana gelen olayda müvekkil şirketin kusurunun bulunmadığını, mevzuat hükümleri gereğince bir kaptanın fazla çalışma yapmasının mümkün olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı ile ” …Kaldırma sonrasında aldırılan kusur raporları da tüm dosya muhteviyatıyla birlikte değerlendirildiğinde müteveffanın ölümünün doğal nedenlerden kaynaklandığı, bu noktada davalı işverenin sorumlu tutulması noktasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, davalının kusurunun bulunmadığı, davacının işe girişte daha önce böyle bir rahatsızlık geçirmediği, ilgili hekim muayenesinde de bu yönde bir hastalık bulgusunun varlığının görülmediği, tıbbi açıdan da eksiklik olmadığı kabul edilmiş olup, davacıların talepleri bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir..” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müteveffanın davalı şirkette uzun yol otobüs şoförü olarak çalıştığını, 07.01.2016 tarihinde … Bandırma seferi için hazırlandığını, söz konusu seferin fazladan ek sefer olarak düzenlendiğini, müteveffanın otobüsün Eskihisardan Topçular’a geçmek üzere feribota bindiğinde rahatsızlandığını, bunun üzerine feribot iskelesine ambulans çağrıldığını, müteveffanın 08.01.2016 tarihinde hastanede kalp krizi sonucu vefat ettiğini, işverenin 4857 sayılı Kanun’un 77 nci maddesine göre işverenlerin işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü tedbiri almak, iş sağılığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli araç ve gereçleri noksansız temin etmek zorunda olduğunu, bunlara uyulup uyulmadığına ilişkin denetim yükümlülüklerinin de bulunduğunu, davalının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, uzun yol şoförleri ile ilgili strese bağlı eğitim ve seminerlerin verilmesi gerektiğini, dosyadaki takograf kayıtlarından müteveffanın çalışma süresinin yasal süresinin üzerinde olduğunun anlaşılacağını, aldırılan 20.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın çalışma sürelerinin çıkartıldığını, buradan da davacının çalışma sürelerinin yasal ve insani sınırın çok üzerinde olduğunun anlaşıldığını, müteveffanın daha önce herhangi bir sağlık sorunun bulunmadığını, sağlık sorununun oluşmasının nedeninin davalı işyerindeki zor çalışma şartları olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, “…mahkemece davacı miras bırakan sigortalının kaza öncesi ve kaza sonrası dönemlere ait tüm tıbbi belge ve raporlarının dosyaya celp edildiği, davacının beslenme ve yaşam şekli ile ilgili yeteri kadar evrak bulunmadığından değerlendirme yapılamadığı, ölüm olayından önceki tarihlerde sigortalının bünyesini zorlayacak bir çalışma yaptırılıp yaptırılmadığı, olay günü sigortalıyı işyerinde rutin dışında bir gerginlik ve stres içine sokacak bir olayın cereyan edip etmediği, ile olay günü sigortalının ne kadar süre çalıştırıldığı ve ölüm olayının ne şekilde meydana geldiği gözetilerek, aralarında bir kardiyologun da bulunduğu, iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetlerinden rapor alındığı, alınan raporda davacı miras bırakanı sigortalıda meydana gelen iş kazasının ani gelişen kalp krizi olduğu, bu vakanın öncesinden tespit edilmesinin mümkün olmadığı, davacının yaşı ve çalışma koşullarının rahatsızlık üstünde etkisi olmadığı, tamamen doğal gelişen bir rahatsızlık olduğu bildirildiğinden ve alınan tüm raporların birbirlerine teyit eder mahiyette olduğu da gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmamış davacıların istinafının reddi gerekmiştir…” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş kazasına maruz kalan sigortalının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanamadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddeleri ile 417 nci maddesi, 5510 sayılı Kanun’un 13 ve 16 ncı maddeleri ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4 ncü maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının ilgilisine yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.