Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2022/10097 E. 2023/4317 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10097
KARAR NO : 2023/4317
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen aidiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyizi neticesinde ilk kararın bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ikinci kez davanın kabulüne karar verilmiş; bu kararın da bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın kabulüne dair üçüncü kez verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin murisi …’ın vefatı üzerine müvekkilinin 03.01.2012 tarihli dilekçesi ile ölüm aylığı bağlanması için SGK Aydın İl Müdürlüğü’ne başvurduğunu, Aydın SGK İl Müdürlüğü’nün 03.05.2012 tarihli yazıları ile davacı murisinin 900 gün hizmeti olmadığından bahisle ölüm aylığı talebini reddettiğini, davacı murisinin 1967 yılından itibaren çeşitli işyerlerinde inşaat işçisi olarak çalıştığını, ancak kendisinin cahilliğinden dolayı ayrı ayrı sigorta sicil numarası aldığını, sahip olduğu sicil numaralarının …, … ve … olduğunu, davacı murisi … TC numaralı …’ın çalıştığı işyerlerindeki görevlilerin işe giriş bildirgelerinde baba adı ve doğum tarihi kısmını yanlış doldurduklarını ancak kendisinin okuma yazması bulunmadığından bu hataları anlamadan bu bildirgeleri imzaladığını, davalı Kurum tarafından iptal edilen sigorta sicil dosyalarında mevcut işe giriş bildirgelerindeki imzaların uzman incelemesinden geçmesi durumunda tümünün müvekkilinin murisine ait olduğunun ortaya çıkacağını, davacı murisinin sağlığında emekli olmak amacıyla davalı kuruma başvurduğunu, en son 02.05.2003 tarih … sayılı Kurum yazısı ile müvekkilinin murisine 01.03.1971-31.05.1991 tarihleri arasında 1467 gün çalışması bulunduğunun bildirildiğini, ayrıca davacı murisi …’ın nüfus kaydının bulunduğu Buldan ilçesinde 1933 veya 1934 doğumlu başka bir …’ın bulunmadığının Nüfus Müdürlüğü yazısından da anlaşıldığını, davacı murisi …’ın davalı Kurum tarafından haksız olarak iptal edilen 6438405 ve 5928921 sicil numaralı dosyalarındaki hizmetlerinin …’a ait olduğunun tespit ve tescili ile, hizmet gün sayısı yeterli olduğundan davacı murisi … ‘ın iptal edilen sigortalı günlerinin tespit ve tescili ile müvekkili …’a tahsis talep tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına, ölüm aylıklarına hak ediş tarihinden itibaren gecikilen her ay için yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen … ve …sigorta numaralarına ilişkin işe giriş bildirgelerinde baba ismi olarak … ve … isimlerinin yazılı olduğunu, Kurumlarının …sigorta sicil numaralı sigortalısı davacı asil murisi …’ın baba isminin … olması nedeniyle çalışmalarının davacı murisi sigortalıya ait olmadığının anlaşıldığını ve iptal ipka işleminin yapılamadığını, kendisine ait 9472861 sicil numarasına ilişkin hizmet süresinin 900 gün olmadığından davacı asile ölüm aylığı bağlanamadığını, bu tür davaların kamu düzenine ait olup kesin delillerle aydınlatılması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11.07.2014 tarihli ve 2012/305 Esas, 2014/98 Karar sayılı kararı ile “Açılan davanın kabulüne,

1-SGK İl Müdürlüğünde…, …, ….,…sigorta sicil numarasında kayıtlı bulunan şahsın gerçekte davacının eşi ve murisi …. TC kimlik numaralı nüfusta 1962 yılında 1664 ( …) … İlçe cilt, hane sıradan nakil olarak gelen Denizli İli Buldan ilçesi Yeni Mahalle 15 cilt, … hane numarasında kayıtlı … ve … oğlu, Çoru 05.09.1934 d.lu, … olduğunun tespitine,

2-34492278616 TC numaralı davacı …’a tahsis talep tarihi olan 03.01.2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına ve bağlanan ölüm aylıklarına hak ediş tarihlerinden itibaren gecikilen her ay için yasal faiz işletilerek ödenmesini gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 23.06.2015 tarih ve 2014/19424 Esas 2015/14470 Karar sayılı kararında; Somut olayda; çalışmaların davacıya ait olup olmadığına dair yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu,

Mahkemece yapılacak işin; öncelikle …, …, …sigorta sicil numaralarından hizmet bildirimi yapan işyerlerinin işyeri kayıtları ve dönem bordrolarını davalı kurumdan getirtmek, re’sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, bildirgedeki kimlik bilgileri dahilinde birinin olup olmadığını nüfus müdürlüğünden sormak ve bu hususta mahallinde kolluk araştırması yaptırmak, üzerindeki imzanın davacının ölen eşine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırmak ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre davacının emekli aylığına hak kazanıp kazanmadığına karar vermek olduğu,

Kabule göre de …sigorta sicil numaralı dosya yönünden talep bulunmadığı halde bu dosya yönünden de karar vermek suretiyle talepten fazlası hakkında hüküm kurulması hatalı olduğu belirtilerek söz konusu karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2017 tarihli ve 2015/218 Esas, 2017/130 Karar sayılı kararı ile “1-Davanın kabulüne,

2-SGK İl Müdürlüğünde …, … sigorta sicil numarasında kayıtlı bulunan şahsın gerçekte davacının eşi ve murisi … TC kimlik numaralı nüfusta 1962 yılında 1664 ( …) … İlçe cilt, hane sıradan nakil olarak gelen … ilçesi Yeni Mahalle 15 cilt, .. hane numarasında kayıtlı … ve … oğlu, Çoru 05.09.1934 d.lu, … olduğunun tespitine,

3-… TC numaralı davacı …’a tahsis talep tarihi olan 03.01.2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına ve bağlanan ölüm aylıklarına hak ediş tarihlerinden itibaren gecikilen her ay için yasal faiz işletilerek ödenmesini gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

C. 2’nci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) 03.07.2018 tarih ve 2017/3451 Esas 2018/6002 Karar sayılı kararında; somut olayda,… ve … sigorta sicil numarasında kayıtlı dosyalarda aynı tarihler için çakışacak şekilde farklı işyerlerinden bildirilen … adına hizmetler bulunduğu gibi … sigorta sicil numaralı dosyada…., 6438405 sigorta sicil numaralı dosyada ise … adına da bir kısım hizmet bildirimlerinin bulunduğu, davacı murisinin aynı dönemde iki ayrı işyerinde çalışması mümkün olamayacağından bozma ilamında belirtildiği şekilde bu dosyalardaki bildirilen tüm hizmetler için ayrı ayrı araştırma yapılması gerektiği dikkate alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu,
Yapılacak işin, …ve … sigorta sicil numaralarından hizmet bildirimi yapan tüm işyerlerinin işyeri kayıtları ve dönem bordrolarını davalı kurumdan getirtmek, her işyeri için ayrı ayrı olmak üzere re’sen seçilecek bordro tanıklarını dinlemek, bildirgelerdeki kimlik bilgileri dahilinde birinin olup olmadığını nüfus müdürlüğünden sormak ve bu hususta mahallinde kolluk araştırması yaptırmak, tespit edilen kişileri davaya dahil etmek, gerektiğinde bildirgeler üzerindeki imzanın davacının ölen eşine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırmak ve toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre … ve …sigorta sicil numaralı dosyalardaki hizmetlerin davacı murisine ait olup olmadığını her işyeri nezdinde ayrı ayrı belirlemek, akabinde davacının ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadığına karar vermek gerektiğine işaret edilerek İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmuştur.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2021 tarihli ve 2018/179 Esas, 2021/83 Karar sayılı kararı ile “1-Davanın kabulüne,

2-SGK İl Müdürlüğünde …, … sigorta sicil numarasında kayıtlı bulunan şahsın gerçekte davacının eşi ve murisi … TC kimlik numaralı nüfusta 1962 yılında 1664 ( …) … İlçe cilt, hane sıradan nakil olarak gelen Denizli İli Buldan ilçesi Yeni Mahalle 15 cilt, … hane numarasında kayıtlı … ve … oğlu, Çoru … d.lu, … olduğunun tespitine,

3-… TC numaralı davacı …’a tahsis talep tarihi olan 03.01.2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına ve bağlanan ölüm aylıklarına hak ediş tarihlerinden itibaren gecikilen her ay için yasal faiz işletilerek ödenmesini gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

E. 3 üncü Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 03.06.2021 tarih ve 2021/3329 Esas 2021/7576 Karar sayılı kararında, “Dosyada kapsamına göre; davacının eşi ve murisinin …. TC kimlik numaralı nüfusta 1962 yılında 1664 (…) … İlçe cilt, hane sıradan nakil olarak gelen … İli…n ilçesi Yeni Mahalle …cilt, …hane numarasında kayıtlı … ve … oğlu, Çoru … d.lu, … olduğu, davacı murisi adına olduğu iddia olunan … ve …sigorta sicil numaraları üzerinden farklı işyerlerinden sigortalı bildirimlerin bulunduğu, ihtilaf konusu dönemde davacı murisi adına getirtilen işe giriş bildirgelerinin bir kısmında sigortalı işçinin doğum yeri, baba adı gibi kimlik bilgilerinde farklılıklar bulunsa da yapılan araştırma kapsamında her iki sicil numarası ile yapılan bildirimlerin davacı murisi …’a ait olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmişse de; 6438405, 5929921 sigorta sicil numaralarından bildirilen sigortalı hizmet dökümleri incelendiğinde gerek aynı sicil numarası içerisinde gerekse iki ayrı sicilde bildirilen hizmet sürelerine göre çakışan dönemlerin bulunduğu anlaşılmakla, mükerrer sigortalılığa yol açacak şekilde mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmiştir.

Dava, aidiyet tespiti istemine ilişkin olup, bu tür davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, 6438405 ve 5929921 sigorta sicil numaraları üzerinden … adına yapılan sigorta bildirimleri incelenerek, gerek aynı sicil numarası içerisinde, gerekse iki ayrı sicilde çakışan süreler tespit olunarak, çakışan dönemlere ilişkin işe giriş bildirgelerindeki imzanın davacının ölen eşine ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırmak, anılan dönemlerde davacı murisinin çalışmalarının geçtiği işyerlerinden verilen işe giriş bildirgelerine göre gerçek kişi olduğu anlaşılan işyeri sahiplerinin (…, … ve …) kimlik bilgileri Kurumdan tespit edilerek, bu kişileri dinlemek, ayrıca çakışan dönemde çalışması bulunan bordro tanıklarının daha ayrıntılı beyanlarını almak olup, buna göre davacı murisinin aynı dönemde iki ayrı işyerinde çalışması mümkün olamayacağından belirtildiği şekilde çakışan dönemlerdeki hizmetlerinin, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmuştur.

F. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma kararı doğrultusunda yapılan incelemede; “1-Davanın kabulüne,

2-SGK İl Müdürlüğünde 6438405, 5929921 sigorta sicil numarasında kayıtlı bulunan şahsın gerçekte davacının eşi ve murisi 34495278552 TC kimlik numaralı nüfusta 1962 yılında 1664 ( …) … İlçe cilt, hane sıradan nakil olarak gelen … hane numarasında kayıtlı … ve … oğlu, Çoru … d.lu, … olduğunun tespitine,

3-… TC numaralı davacı …’a tahsis talep tarihi olan 03.01.2012 tarihini takip eden aybaşı olan 01.02.2012 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasına ve bağlanan ölüm aylıklarına hak ediş tarihlerinden itibaren gecikilen her ay için yasal faiz işletilerek ödenmesini gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili; davacı murisinin 9472861 sicilde bildirilen hizmetlerin nüfus bilgilerinin tutmaması sebebiyle davacı murisine ait olmadığının anlaşıldığı ve iptal ipka işlemi yapılamadığı, 9472861 sicil numarasına ilişkin hizmet süresinin ise 900 gün olmadığından davacıya aylık bağlanmadığını, Kurum kayıtlarının aksinin yazılı deliller ile ispatlanması gerektiğini, davanın hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde aydınlatılması gerektiğini belirtilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı murisinin iptal edilen sigortalı günlerinin tespiti ile tahsis tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması, ölüm aylıklarının hak ediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun’un ve 5510 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.