Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/9457 E. 2021/14970 K. 29.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9457
KARAR NO : 2021/14970
KARAR TARİHİ : 29.11.2021

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi

Dava, rücuan alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı Kurum 04.04.2013 tarihinde meydana gelen trafik-iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelirin tahsilini talep etmiştir .
II-CEVAP
Davalı vekili iş kazasının meydana gelmesinde kusurlarının olmadığını, gerekli bütün önlemlerin alındığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi, davacı Kurumun istinaf talebinin esasdan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğunu, işverenin tamamen kusursuz olduğunun kabul edilebilmesi için işverenin tüm tedbirleri alması gerektiğini, araç sürücüsüne yeterli ileri sürüş tekniklerine ilişkin kusur verilmiş mi, yeterli uyku ile araç kullanması, araçta yeterli bakım durumlarının olup olmadığı, araçta teknik açıdan kusur bulunup bulunmadığı, araca fazla yük yüklenip yüklenmediği ve diğer mevzuata ilişkin hususların araştırılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş olup, 21. maddenin 4. fıkrası ise 3. kişilerin sorumluluğu” İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
İnceleme konusu davada; Davacı Kurum tarafından 04.04.2013 tarihinde meydana gelen iş kazasında yaralanan sigortalıya ödenen gelirin talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyada alınan 16.05.2014 ve 14.03.2017 tarihli kusur raporlarında davalı işveren %70, sigortalı %30 oranında, 29.07.2016 ve 13.02.2019 tarihli kusur raporlarında ise sigortalı %100 kusurlu, işveren kusursuz bulunmuş olup, mahkemece sigortalının %100 kusurlu bulunduğu raporlar esas esas alınarak hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Somut dosyada; iş yerinde tır şoförü olarak çalışan sigortalı olay günü saat 13.30 sıralarında …’dan Malkara istikametine giderken direksiyon hakimiyetini kaybederek aracını şarampole düşürmesi neticesinde vefat etmiştir. Kaza tespit tutanağında olay günü havanın açık, vaktin gündüz, yolun kuru olduğu, orta refüjle bölünmüş tek yönlü yol olduğu, yolda fren izi olmadığı belirtilmiştir. Sigortalının aracının kontrolünü kaybetmesi neticesinde olayın meydana geldiği anlaşılmakta ise de buna sebep olan nedenlerin dolayısıyla kazaya yol açan hususların araştırılması gerekmektedir.
Bu itibarla mahkemece, öncelikle iş yerindeki çalışma koşulları, çalışma düzeninin nasıl olduğu, sigortalının daha önceki günlerdeki seyir durumu, sigortalının kullandığı aracın marka ve modeli ile periyodik bakım ve onarımından kaynaklanan hata olup olmadığı, uykusuzlık, yorgunluk yönünden uygun çalışma ortamının sağlanıp sağlanmadığı hususlarında detaylı incelemeyi içerecek şekilde olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden ihlal edilen mevzuat hükümlerini, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, bu bağlamda işverenin ve sigortalının kusur aidiyet ve oranlarını gerekçeleriyle belirleyen, denetime elverişli kusur raporu alınmalı, ayrıca dosyada mevcut tüm raporlar irdelenerek çelişkiler giderilmelidir. Diğer yandan alınacak kusur raporunda, kusur oranlarındaki değişikliğe göre hesap raporu alınması gerektiği taktirde yöntemine uygun hesap raporu da alınıp elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.