Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/9161 E. 2023/3228 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9161
KARAR NO : 2023/3228
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2018/1482 E., 2019/503 K.
KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 3. İş Mahkemesi
SAYISI : 2013/294 E., 2018/134 K.

Taraflar arasındaki iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalılardan Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat İnş. San. ve Tic. A.Ş., Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine dair karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalılardan Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat İnş. San. ve Tic. A.Ş., Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilleri tarafından temyiz edilip, temyiz incelemesinin davalı Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş tarafından duruşmalı icra edilmesi talep edilmekle 15.06.2021 Salı günü için yapılan tebligatlar üzerine duruşmalı temyiz eden davalı Buga Otis Asansör San. ve Tic.A.Ş. adına Av. ….. ile davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Tur. Sey. İnş. San. ve Tic. A.Ş. adına Av. …’in geldiği, davacılar ve diğer davalılar adlarına gelen olmadığı görüldükten ve gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak, sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra duruşmaya son verilerek, aynı gün yapılan müzakerede dosyadaki noksanların ikmali için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verildikten, noksanların ikmal edilerek dosya dairemize gönderilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğlu …’nın davalı …’nın yanında, 2012 Ağustos ayında işe başladığını, işe başladıktan yaklaşık 1 ay sonra öldüğü gün 14.09.2012 tarihinde sanki 2 gün önce işe başlamış gibi Sosyal Sigorta Kurumuna işçi sıfatı ile kaydının yapıldığını, 14.09.2012 tarihinde, müteveffanın davalı Buga Otis Asansör San ve Tic. A.Ş.’de firmanın taşeron olarak üstlendiği KOMER isimli kongre merkezinin asansör işlerinin tesisatı sırasında vefat ettiğini, vefat nedeninin işlerin yapıldığı yerde topraklama hattının bulunmaması nedeni ile elektrik akımına kapılması olduğunu, kazanın ardından, müteveffanın kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş olduğu, otopsi raporunda da elektrik akımına kapıldığı için vefat ettiğinin tespit edildiğini, müteveffanın … Mesleki Eğitim Merkezi, metal işleri alanında sac işleri alanında kalfalık belgesine sahip olduğunu, kazanın oluşumunda kendi kusurunun olmadığını, davalı firmaların ihmalinden kaynaklanan ve yetersiz önlem alınmasından doğan bir ihmaller silsilesi neticesinde kazanın oluştuğunu, davalı Korner Kuşadası Kongre Merkezi Tur. Sey. İnş. San. ve Tic. A.Ş. ile yüklenici Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş. arasında 27.02.20l2 tarihinde 13 maddelik bir sözleşme tanzim edildiğini, bu sözleşmeye göre KOMER kongre Merkezindeki asansör işlerinin Buga Otis Asansör firması tarafından yapılacağının, iş emniyeti gereğince, yüklenici Buga Otis firmasının, her türlü emniyet tedbirlerini almakla; işveren Korner Kongre binasının ise bu tedbirlerin alınması için yüklenici firmaya imkan vermekle yükümlü olduğunu, bütün görevlerin yüklenici ve taşeron firmalarm sorumluluğu olduğunu, davacının oğlunun vefatı ile destekten yoksun kaldığını, ihmali davranışlar zinciri sonucunda manevi anlamda evlat kaybı nedeni ile telafisi mümkün olmayan bir üzüntüye düştüğünü, ölümlü iş kazasının meydana geldiği tarih itibari ile yapılan işin, henüz profesyonel nitelikte bir eleman olmayan müteveffa tarafından yerine getirildiğini belirtip fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup baba … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 275.000,00 TL manevi Tazminatın, anne … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 275.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili; diğer davalılar Buga Otis Asansör San ve Tic. A.Ş. ile Komer Kuşadası Kongre Merkezi Tur. Sey. İnş. San ve Tic. A.Ş. arasında akdedilen 27.02.2012 tarihli sözleşme hükümlerine göre, Komer Kongre Merkezi’ndeki asansör işlerinin Buga Otis firması tarafından yapılacağını,davalı müvekkili ile diğer davalı Buga Otis Asansör San ve Tic. A.Ş. arasında 09.07.2012 tarihli “Montaj Taşeronu Sözleşmesi“nin olduğunu, bu sözleşmeye göre davalı müvekkili Hasan Aşarkayanın taşeron, Buga Otis’in ise işveren sıfatında olduğunu, 14.09.2012 tarihinde, Komer Kongre Merkezinin şantiye alanında, davalı müvekkilin, henüz yeni işe aldığı işçisi …’nın elektrik çarpması neticesinde vefat ettiğini, vefat eden işçinin, davalı müvekkilinin aynı zamanda yakın akrabası olduğunu, gerçekleşen elim kazadan dolayı müvekkilnin halen daha derin bir üzüntü içerisinde olduğunu, davalı müvekkilin sigortalı işçisi olan müteveffanın, henüz yeni işe başladığı için eğitim safhasında olduğu için davalı müvekkili tarafından risk taşıyan işlerin kendisine yaptırılmadığını, bu nedenle, iş alanında sadece arkadaşlarına malzeme taşımakla görevlendirildiğini, asansör kuyusu dışında iken asansör montajını yapan iş arkadaşlarına malzeme taşıdığı esnada, iş alanındaki demir raylara teması ile elektriğe kapılarak vefat ettiğini, söz konusu kazanın meydana gelişinde davalı müvekkilinin kusurlu olmadığnı, ölüm olayının meydana gelişindeki hareket ve netice arasındaki illiyet silsilesine göre, diğer davalılardan Ayyıldızlar İnşaat ve Ticaret A.Ş.‘nin asli kusurunun söz konusu olduğunu, Ayyıldızlar İnşaat şirketinin sorumluluğu olan elektrik işleri ile ilgili 6631 sayılı yasa kapsamında gerekli tedbir ve önlemlerini yerine getirmediğini, kazanın meydana geldiği anda, şantiye alanındaki enerji panosunda kurulu bulunan kaçak akım rölesinin devreye girmeyip, çalışmadığını, elektrik akımı kesilmediği için de, mütevaffa işçi …’nın ölümünün gerçekleştiğini, davalı müvekkilinin de davacılar kadar acı içerisinde olduğunu, davacı baba …’nın, müteveffanın bir meslek sahibi olabilmesi için, kendisine ısrarda bulunması nedeni ile müteveffayı işe aldığını, iyi niyetli olarak, akrabasına ekonomik olarak yardımda bulunmak ve yeğenini meslek sahibi yapabilmek için işe aldığını, davacıların ise, sağlıkları yerinde olmasına rağmen, düzenli çalışmadıklarını, kendileri çalışmak yerine her iki çocuğunu da eğitim dönemlerinde dahi çalıştırmayı tercih ettiklerini, olayı ekonomik bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş. vekili; raporda ölüm sebebinin elektrik akımı sonucu olduğu kabul edilmesine rağmen elektrik işlerinden sorumlu olmayan müvekkilinin 1. derecede sorumlu gösterilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ölüm vakasının, asansör montajı işi ile ilgili olmayıp, Ayyıldız isimli firmanın gerekli önlemleri almaması nedeniyle elektrik kaçağından dolayı meydana geldiğini, elektrik işlerinin müvekkilinin taahhüdü dışında kalan işlerden olduğunui, diğer davalı KOMER ile müvekkilimi arasında imzalanan 27.12.2012 tarihli sözleşme hükümleri gereğince ölüme sebep olan elektrik kaçağından dolayı müvekkilinin hiçbir sorumluluğunun olmadığını, sözleşme gereği emniyet tedbirlerinin alınmasından, çalışanların seçiminden ve eğitiminden taşeron olarak faaliyet gösteren …’nın sorumlu olduğunu, 09.07.2012 tarihli “Montaj Taşeronu Sözleşmesi”nin 3 üncü maddesi gereğince montajdan mesuliyetin tümüyle taşerona ait olduğunu, sözleşmenin 4 üncü maddesinde iş güvenliğinin gerektirdiği her türlü tedbileri, ilgili mevzuata uygun olarak almanın yine taşeronun sorumluluğunda olduğunu, davalı müvekkilinin asansör sektöründe dünyanın en büyük firması olduğunu, güvenlik konusunun müvekkili için en önde gelen konu olduğunu, en ufak kazanın olmaması için gerekenin çok daha üzerinde bir özen ve dikkat gösterdiğini, müvekkilinin tüm taşeronlarına yaptığı gibi davalı …’ya da gerekli eğitimleri verdiğini, gerekli denetimleri yaptığını, hatta davalının bu tedbirlere uymasını sağlamak için de bir ceza sistemi geliştirdiğini, üzerine düşen özen yükümlülüğünü fazlasıyla yerine getirdiğini, hem sözleşmesel olarak, hem fiili olarak hem de vicdani olarak bir sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

3.Davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekili; müteveffa …’nın, davalılardan …’nın sigortalı çalışanı olduğunu, dolayısıyla müteveffa ile müvekkili şirket arasında herhangi bir işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığını, davalılardan … ile diğer davalı Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirketin olaydan sorumluluğunu gerektirir hiçbir hukuki sebep ve illiyetinin bulunmadığını, kongre merkezi yapım işleri konusunda diğer davalı yüklenici Ayyıldızlar İnşaat ve Ticaret A.Ş. arasında anlaşma yapıldığını, sözleşme kapsamında, “Korner Kongre Merkezi” inşaatında tesis edilecek 11 adet asansör ve 2 adet yürüyen merdivenin, imal ve temin edilerek montajının yapılması ve çalışır durumda binanın asansör ve yürüyen merdivenlerinin imal ve inşası konusunda anlaşıldığını, yüklenici olarak işin yapımı ve tüm sorumluluğun Buga Otis şirketine ait olduğunu ve bu şirketin müvekkili şirket ile arasında yapılan sözleşmeye aykırı bir şekilde, işyerinde her türlü emniyet tedbirini alma yükümlülüğünü ve işi kendisi yerine getirmeyi üstlendiği halde; yetkisiz ve deneyimsiz olduğu kaza dolayısıyla da sabit olan diğer davalı … ile muvafakatleri dışında işi yaptırmak üzere anlaştığını, davalı …’nın, deneyimsiz bir eleman kullanması sonucunda kazanın gerçekleştiğinin açık ve sabit olduğunu, kazanın oluş biçiminden de müteveffa …’nın da diğer davalılar Buga Otis ve … ile birlikte kusurlu olduğunu, iş kazasının müteveffa işçi, Buga Otis şirketi ve …’nın ağır kusurundan oluştuğunu, …’nın, elektrik çarpmasından değil de …’nın, gerekli güvenlik tedbir ve önlemlerini almaması nedeniyle, işçinin düşmesi ile kazanın oluştuğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, davalı KOMER’in, işbu kazanın oluşunda hiçbir kusurunun bulunmadığını, talep edilmiş olan manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, ilgililerin kusur ve gelir durumu dikkate alındığında zenginleşmeye neden olabileceğini, haksız ve fahiş manevi tazminat talebini kabul etmediklerini, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

4.Davalı Ayyıldızlar İnşaat ve Tic. A.Ş. vekili; Komer Kuşadası Kongre Merkezinin iş kazasının meydana geldiği inşaatın sahibi olduğunu, asansör işini aralarında sözleşmeye istinaden yüklenici Buga Otis Asansör San. ve Tic A.Ş.’ye yaptırdığını ve yüklenici firma olarak Buga Otis şirketinin her türlü emniyet tedbirini almakla yükümlü olduğunu, …’nın Buga Otis A.Ş. firmasının sözleşme gereğince montaj taşeronu konumunda olduğunu, asansör kurulumu işini yaptığını, malzemeleri Buga Otis’in vereceğim, montajı ise …’nın yapacağını, müteveffa …’nın diğer davalı …’nın yanında çalıştığını, müvekkili firmanın ne inşaat sahibi, ne asıl işveren olan asansör imalatçısı ne de taşeron asansör montajcısı olmadığını, vefat edenin ölümü ile ilgili ortada bir illiyet bağı bulunmadığını ve müvekkili firmaya karşı bir husumetten bahsetmenin mümkün olmayacağını, işçinin ölümüne vücudundan geçen elektrik akımının sebebiyet verdiğini, elektrik akımının vücudundan geçmesinin, asansör kuyusu aydınlatılmasında kullanılan uzatma kabloları ve bu kablolardan birine bağlı olan projektördeki olumsuzluklardan kaynaklandığını, müvekkili şirketin aydınlatma için Komer’le sözleşmesinin olduğunu, bu sözleşme uyarınca aydınlatma ve montaj işlemlerini yaptığını, sözleşmede kesinlikle diğer çalışan firma ve taşeronlarına elektrik sağlama gibi bir yükümlülüğünun bulunmadığı gibi, bir uzlaşmasının da söz konusu olmadığını, taşeron şirketin kendi inisiyatifiyle panoya müdahale ettiğini, işveren veya müvekkili firmadan izinsiz olarak kendine ait deforme olmuş uzatma kablolarınnı, fişsiz uçlarının açıkta olduğu elektrik kablolarını ve toprak teli kesilmiş uzatma kablolarını kullanarak ölümlü iş kazasının gerçekleşmesine neden olduğunu, dava dilekçesinde istenen tazminat miktarlarının çok fahiş olduğunu, müvekkilinin olayda sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların oğlu …’nın 2012 Ağustos ayından itibaren davalılardan Buga Otis Şti.’nin taşeronluğunu yapan … yanında çalışmaya başladığını, davalı Buga Otis Şti.’nin davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi inşaatının asansör yapım işini aldığını, elektirik tesisatı işlerinin de davalı Ayyıldızlar İnşaat Şirketi tarafından yapıldığını, davacıların oğlu …’nın 14.09.2012 tarihinde asansör montaj işinde çalışmakta iken elektirik çarpması nedeniyle meydana gelen işkazası olayında hayatını kaybettiği anlaşılıp, mahkemece alınan dosya içeriğine uygun 01.05.2017 tarihli kusur bilirkişisi heyet raporu gereğince olayda …’nın kusuru bulunmayıp, davalı …’nın % 30, davalı Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş.’nin % 30, davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş.’nin % 20 ve davalı Ayyıldızlar İnşaat ve Tic. A.Ş. ‘nin % 20 oranında kusurlu ve sorumlu olduklarının tespit edilip, hesap bilirkişisinin 07.11.2017 tarihli raporu gereğince ve davalıların davacıların maddi zararlarından sorumlu tutulmaları gerekeceği dikkate alınarak anne Aysel lehine 1.072,81 TL, baba Mehmet lehine 574,70 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 14.09.2012 tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen alınıp davacılara ödenmesine, olayın özelliği, davacılar murisi … nın yaşı, davacıların olayda çocuklarını kaybetmiş oluşu, kusur durumu gözetilerek uğradıkları üzüntü ve manevi zararların bir ölçüde giderilmesine yönelik olarak takdiren 100.000,00 TL’şer manevi tazminatın olay tarihi olan 14.09.2012 tarihinden yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalılardan Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat İnş. San. ve Tic. A.Ş., Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş. ve … vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerinin oğlu Murat’ın iş kazası sonucu elektrik akımına kapılarak feci şekilde can verdiğini, ölüm şeklinin yaşanan olayın ve hametini ortaya koyduğunu, müvekkillerinin derin acı içinde olduğunu, bu üzüntünün gelip geçici üzüntü olmadığını, kaybın yerinin hiçbir zaman dolmayacağını, tazminat talebinin yaşanan acının bir nebzede olsa hafiletilmesini amaçladığını, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğunu, müvekkillerinin emekli maaşlarının olması nedeniyle destekten yoksun kalmadıkları gerekçesiyle düşük miktarda maddi tazminat hesaplandığını, müvekkillerine her nekadar kendi çalışmaları nedeniyle aylık bağlanmışsa da çocuklarının yardımlarına her zaman muhtaç olduklarını, yapılan hesaplamada vefat edenin ölüm tarihindeki brüt ücreti üzerinden hesaplama yapıldığını, ancak hüküm tarihine en yakın 2017 yılı asgari ücrete göre tespit edilecek brüt ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkillerine yasadan kaynaklanan ve kurum tarafından yapılan ödemelerin düşülmesinin hatalı olduğunu,vefat edene herhangi bir kusur izafe edilmemesine rağmen hesaplanan tazminattan düşüm yapılmasının hatalı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; iş kazasının şantiye alanında yerde topraklama hattının bulunmaması nedeni ile elektrik çarpması neticesinde meydana geldiğini,inşaat alanındaki elektrik sistemini kurmak ve çalışan taşeronlara dağıtmanın yüklenici Ayyıldızlar İnşaat ve Ticaret A.Ş.‘nin sorumluluğunda olduğunu, işin asıl sorumluluğunun diğer davalı yüklenici Ayyıldızlar İnşaat ve Ticaret A.Ş. olduğunu ve ölüm olayının meydana gelişinde asli kusurlu olduğunu, tüm bilirkişi raporlarında, ana dağıtım panosunda topraklama hattının bulunmadığının tespit edildiğini, buna rağmen müvekkiline % 30 asli kusur yüklenirken, belirtilen fahiş kusurun görmezden gelindiğini, asansör kuyusunda kullanılan seyyar kablonun yer yer yıpranmış olması ve hasarlı yerlerine güvenli izolasyon yapılmamasının gerekçe gösterildiğini, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacıların, çocuklarını kaybetmiş olmalarından dolayı acı içerisinde olduğunu, ancak hükmedilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu, bu miktarın kesinleşmesi halinde müvekkilinin ekonomik mahvına, davacıların ise zenginleşmesine sebep olacağını, müvekkilinin küçük çapta bir işletme olduğunu, bu derece yüksek bir manevi tazminat miktarını karşılayabilecek ekonomik güce sahip olmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
3.Davalı Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş. vekili isitnaf dilekçesinde; asansör montaj işinde çalışmakta iken bu olay olmuşsada müteveffanın vefat nedeninin elektrik çarpması olduğunu, bunun sebebinin topraklama kablosu olmayan panolar, kesilmiş uzatma kablosu, camı kırık armatür olduğunu, görülen asansör işi ile topraklama kablosunun olup olmaması, uzatma kablosunun kesik olup olmaması ya da camı kırık armatürün kullanılması arasında bir ilişkiden bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket ile Komer A.Ş. arasında düzenlenen sözleşme uyarınca asansör işlerinin tamamlanabilmesi için gerekli olan tüm elektrik işlerinin sorumluluğunun kendi aralarındaki sözleşme dolayısıyla Ayyıldız İnşaat tarafından üstlenildiğini, şantiye genelinde elektriğe dair sorumluluğun Ayyıldız İnşaat firmasına ait olduğunu, Komer A.Ş. de üst işveren olarak denetim ve işlerin usulüne uygun yürütülüp yürütülmediğinden ötürü asli sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin elektrik çarpması sonucu oluşan sonuçtan asli sorumlu görülmesinin hatalı olduğunu,asansör raylarının montajı işinin müvekkili şirket tarafından anahtar teslim olacak şekilde …’ya bırakıldığını, müvekkili şirket ile aralarındaki sözleşme gereği emniyet tedbirlerinin alınmasından, işçilerin seçiminden ve eğitiminden …’nın sorumlu olduğunu,anahtar teslim olarak verildiğinden aralarında bir üst işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını,yerleşik içtihatlarda işçi yönünden kusurun aidiyeti ve oranının, olayın meydana gelmesinde üçüncü kişinin eyleminin bulunup bulunmadığının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerektiğinin vurgulandığını, dosyada mübrez raporların Yargıtay’ın aradığı kriterleri sağlamadığını, müvekkiline atfedilecek kusurun bulunmadığını, olaya ilişkin düzenlenen üç farklı bilirkişi raporunda müvekkili bakımından itirazlarının ve maddi gerçeklerin nazara alınmaksızın kusur tespiti yapıldığını ve her raporda farklı kusur tespitine yer verildiğini, itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin müteveffayı elektrik çarpmasıyla oluşan olaydan ötürü sorumlu tutulamayacağını, asli bir sorumluluğunun bulunmadığını üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
4.Davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. istinaf dilekçesinde; BUGA OTİS’e müvekkili tarafından verilen işin; 11 adet asansör ve 2 adet yürüyen merdivenin imal ve temin edilerek montajının yapılması ve çalışır durumda teslim edilmesi işi olduğunu. İşe başlanması için öncelikle BUGA OTİS’in yeri teslim alması gerektiğini, BUGA OTİS’in iş yapacağı yeri teslim almadığını, İşi teslim almadığı gibi işe kendisi başlamadığını, hatta işi ehil olmayan … isimli firmaya, müvekkili şirketin bilgi ve onayı haricinde devrettiğini, davalı yüklenici BUGA OTİS’in kazanın oluşumunda ağır kusurunun mevcut olduğunu, dosya kapsamında alınan tüm kusur raporları arasında çelişki olduğunu, çelişki giderilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kazanın asli kusurlu olarak …’nın sorumluluğunda yapılan asansör raylarının imalatı sırasında oluştuğunu, kaza anında KOMER A.Ş.’ye ilişkin elektrik işi yapılmadığını, asansör boşluğuna asansör rayı yerleştirmek için çalışılmaya başlandığı yani kendi işlerini yapmakta oldukları ve bu nedenle elektrik kullandıklarının çok açık olduğunu, kendi işlerini yaparken kullandıkları elektrik nedeniyle KOMER A.Ş. veya Ayyıldızlar A.Ş.ye kusur atfının mümkün olmadığını, kullanılacak elektriğin, KOMER A.Ş. veya Kongre Merkezi inşaat yüklenicisi Ayyıldızlar firmasından talep edilmediğini, BUGA OTİS yetkilileri ile …’nın güvenli ve kontrollü biçimde elektriğin temini yoluna gitmediğini, yüklenici ile yapılan sözleşme gereğince inşaat şirketi olmayan ve sadece inşaat bitince Kongre merkezi işletmeciliği yapmak üzere kurulmuş olan KOMER A.Ş.’nin kusurlu olmadığı ve olamayacağının açık olduğunu, müvekkili şirkete kusur atfedilemeyeceğini, şirket kontrol amirinin de hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet verenlerin kendi kusurları dolayısıyla BUGA OTİS yetkilileri ile … olduğunu, bilirkişilerin olayın oluş şekline somut belge ve delillere göre asli kusur ve tali kusurları isabetsiz belirleyerek ve çelişkili oranlar tespit ettiğini, bilirkişilerin kusur oranlarına davalı BUGA OTİS ile … yönünden eksik ve düşük oranlarda belirlediğini ve dolayısıyla KOMER A.Ş. ile dava dışı Dikmen Alkış yönünden belirlenen kusur oranlarını da fahiş oranda belirlendiğini, müvekkili şirketin olayın oluşunda hiçbir kusurunun olmadığını, davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerekitğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına göre somut olayda davacıların oğlu …’nın 2012 Ağustos ayından itibaren davalılardan Buga Otis şirketinin taşeronu … yanında çalışmaya başladığı, davalı Buga Otis Şirketinin davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi inşaatının asansör yapım işini aldığı, elektirik tesisatı işlerinin de davalı Ayyıldızlar inşaat şirketi tarafından yapıldığı, davacıların oğlu … nın 14.09.2012 tarihinde asansör montaj işinde çalışmakta iken elektrik çarpması nedeniyle meydana gelen işkazası sonucu vefat ettiği, mahkemece uzman bilirkişi heyetinden alınan 01.05.2017 tarihli raporda;olayın meydana gelmesinde vefat eden … nın kusurunun bulunmadığı, davalı …’nın %30, davalı Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş.’nin %30, davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş.’nin %20, davalı Ayyıldızlar İnşaat ve Tic. A.Ş. ‘nin %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,Aziz Bilge ve Mehmet Faik Bezgi’nin Buga Otis işveren vekilleri olarak, Dikmen Alkış’ın Komer A.Ş. sorumlu teknik eleman kontrol amiri olarak, …’nın Ayyıldızlar İnşaat sorumlu teknik elemanı olarak işyeri adına hareket ettiklerinden kusura ilişkin bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamına uygun uygulamayı yansıtır ve denetime açık şekilde oluşu nedeniyle davalıların bu açılardan istnaf talebinin yerinde görülmediği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sigortalının ölümü nedeniyle gelir bağlanması halinde; yapılan ödemeler ve bağlanan gelirin Türk Borçlar Kanununun 55 inci maddesine göre Kurum tarafından rücu edilebilen kısmı belirlenen destekten yoksun kalma zararından indirileceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 inci maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” Hükmü aynı Kanunun 51. maddesinde; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler” hükmünün bulunduğunu, somut olay açısından durum değerlendirildiğinde, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından baba …’nın, kendi çalışmalarından dolayı 01.05.2014 tarihinden itibaren 2/6254455 sayılı dosyadan yaşlılık aylığı alması nedeniyle, müteveffa oğlundan bağlanan iş kazası ölüm gelirinin durdurulduğu, anne …’ya, 15.08.2014 tarihinden itibaren 2/6139994 sayılı dosyadan yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle, müteveffa oğlundan bağlanan iş kazası ölüm gelirinin durdurulduğu,Türk Borçlar Kanununun 50 inci maddesi hükmüne göre vefat edenin gelirinden sürekli destekte bulunduğunun ileri sürülüp, Türk Borçlar Kanununun 55 inci maddesine göre maddi delillerle hesaplanabilir sürekli ve düzenli fiili bir desteğin varlığının da kanıtlanmadığı dikkate alındığında mahkemece, farazi desteğin karine olduğu kabul edilerek Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddeleri uyarınca somut olayın özelliğine göre davacı babanın ve annenin yaşlılık aylığı dikkate alınarak ve yapılan ödemeler ve bağlanan gelirin Kurum tarafından rücu edilebilen kısmının düşülerek maddi tazminata karar verilmesinde hatalı yön bulunmadığından davacılar vekilinin bu açılardan istinaf talebinin yerinde görülmediğini, davacılar için mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı düşük olmadığı gibi fahiş miktarda da olmayıp, hakkaniyete ve olayın özelliğine uygundur,dolayısıyla bu açıdan ilk derece mahkemesinin kararında hatalı yön bulunmadığından davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf talebinin de yerinde görülmediğine işaretle davacılar vekili, davalılardan …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK. 353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalılardan …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddi tazminat hesabının gelirin bağlandığı dönem ile sınırlandırılmasının hatalı olduğunu YİBK 22.06.2018 – 2016/5-2018/6 gereği gelir bağlanmadan destek tazminatının belirlenmesi gerektiğini, hesaba esas ücretin asgari ücret olarak dikkate alınması hatalıdır, asgari ücretin esas alınmasının hatalı olduğunu, manevi tazminatların az olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde özetle; Ceza dosyasındaki bilirkişi raporlarında, şantiye enerji panolarında topraklamanın olmadığının tespit edildiğini, enerjinin alındığı panodan geriye doğru ana panoya kadar inceleme yapıldığı, hiçbir panoda topraklama olmadığının tespit edildiğini, kazanın meydana geldiği anda, şantiye alanındaki enerji panosunda kurulu bulunan kaçak akım rölesinin devreye girmediğini, elektrik akımı kesilmediği için de, mütevaffa işçi …’nın ölümünün gerçekleştiğini, müvekkiline izafe edilecek bir kusur olmadığını, dosyanın Adli Tıp uzmanına inceletilmesi gerektiğini, Müvekkilinin iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verdiğini koruyucu ekipman teslim ettiğini, manevi tazminat miktarlarının faizleri ile beraber fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3.Davalı Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle; tüm sorumluluğun Komer ve Ayyıldız şirketlerinde olduğunu, elektrik panosunda kaçak akım rölesi eksikliği ve kablolarda taopraklama damarının olmaması nedeniyle müvekkiline kusur verilemeyeceğini, illiyet bağının kesildiğini, 27.02.2012 tarihli sözleşmenin 12.2 inci maddesine göre; asansör işlerinin tamamlanabilmesi için gerekli olan tüm elektrik işlerinin sorumluluğu; kendi aralarındaki sözleşme dolayısıyla Ayyıldız İnşaat tarafından üstlenildiğini, inşa edilen kongre merkezinin elektrik tesisatının farklı bir firma tarafından döşeneceği sözleşme hükmü ile sabit olduğunu, öte yandan, Komer şirketi tarafından 10.08.2007 tarihli toplantıya istinaden kontrol amiri olarak mühendis Dikmen Alkış’ın tayin edildiğini, elektrik işlerinin doğru şekilde yapılıp yapılmadığının kontrolünün Ayyıldız İnşaat’ın üst işvereni olan Komer şirketine ait olduğunu, dolayısıyla elektrik işlerini üstlenmesinden ötürü Ayyıldız İnşaat’ Şirketinin asli sorumluyken, Komer Şirketinin de üst işveren olarak denetim ve işlerin usulüne uygun yürütülüp yürütülmediğinden ötürü asli sorumlu kabulü gerektiğini, asansör raylarının montajı işi nedeniyle sözleşme gereği İSG tedbirlerinin …’ya bırakıldığından sorumluluk yüklenemeyeceğini İşin anahtar teslim olarak verildiğini müteveffanın işe başlama bildirimi ise müvekkil şirketçe yapılmadığını, müvekkil şirketin, işe başlangıcını dahi bilinmediği müteveffaya eğitim verebilecek durumda olduğunu düşünmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kusur raporunun kusurun tespiti noktasında yeterli irdeleme içermediğini, kusur raporları arasında çelişkinin olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

4. Davalı Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekili temyizinde özetle; Kusurun inşaat firması olmayan müvekkiline yüklenemeyeceğini davalı Buga Otis Şirketinin tam kusurlu olduğunu, Müvekkilinin çalışmadan haberdar olmadığını bu nedenle Buga Otis Şirketine şirket yetkilileri ile beraber %30 kusur verilmesinin az olduğunu, …’nın iş başı yaptığını işveren vekiline haber vermediğini, o gün işe giriş yapan elemanı çalıştırması nedeniyle kusurlu olduğunu, kullanılacak elektriğin Ayyıldızlar Şirketinden istenilmediğini, müvekkil şirketin kongre merkezinin işletimini yapmak üzere kurulmuş bir şirket olduğunu, İnşaat şirketi olmadığını, elektirik kablolarının topraklamasız olması yalıtkanı kısmen olmayan malzeme kullanmaları nedeniyle; Buga Otis şirketi ve çalışanların tam kusurlu olduklarını, müvekkil şirketin bilgisi dışında elektrik panosuna müdahale ederek uygun olmayan deforme olmuş uzatma kablolarının, fişsiz elektrik kablosu ve toprak teli kesilmiş uzatma kablosu kullandıkları için müvekkiline kusur verilemeyeceğini, Şirketin Kontrol amiri sıfatıyla Dikmen Alkış’a kusur verilmesinin hatalı olduğunu, olay yerinde Aydem Şirketi yetkilisi tarafından savcılık tarafından yaptırılan ön kontrolde elektirik kaçağı olmadığı tespit edildiğini, inşaat işlerinin yönetiminden Ayyıldızlar Şirketi, asansör imal ve montajından Buga Otis Şirketinin sorumlu olduğunu, Komer Şirketi bu şirketlerle malzeme ve işçilik dahil sözleşme yaptığından inşaat imalatında yönetim,denetim,gözetim yükümlülüğü olmadığını, müvekkilinin kontrol amiri Dikmen Alkış’ın, şirketinin ihale ettiği işlerin sözleşme ve şartname hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığını kontrol ile mükellef kontrol mühendisi, iş güvenliği kurallarının uygulanması hususunda denetim, gözetim görevi ve yetkisi olmadığını Kurum müfettişinin müvekkili şirkete 2. derece kusur verdiğinin dikkate alınmadığını, ceza dosyasında müvekkili şirket yetkililerinin beraat ettiğinin mahkemece dikkate alınmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
C.A. Davalılar …, Buga Otis Asansör San. ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin, davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:

1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır.

3. Mahkemece davacı anne Aysel’e 1.072,81 TL, baba Mehmet lehine 574,70 TL maddi tazminata hükmedildiği, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2019 tarihli kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, karar tarihi itibari ile kesinlik sınırının 58.800,00 TL olup hükmedilen maddi tazminatların bu miktarın altında kaldığı anlaşıldığından davalılar …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin bu hükümlere yönelik temyiz itirazlarının aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.

C.B. Davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminata ve davalılardan …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin ise manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sigortalının vefatı nedeniyle hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51, 52, 53, 55, 56 ve 332 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 13, 16, 19, 20 ve 21 inci maddeleri ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı kararı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 77 inci maddesi

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle hükme esas alınan kusur raporundaki tespitlerin ve manevi tazminat miktarının dosya kapsamı ve Dairemizce kabul edilen ilkelere uygun olması nedeniyle bu hususların bozma sebebi yapılamayacak olmasına göre; davalılardan …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin tüm, davacılar vekillinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 22/06/2018 tarih 2016/5 E – 2018/6 sayılı kararında, “ana ve/veya babanın çocuğunun haksız fiil ve veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, destek ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların ana ve/veya babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği” kabul edilmiştir.

3.Destekten yoksun kalma tazminatı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53 üncü maddesinin 3 üncü bendinde düzenlenmiş olup, “Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini gerekmektedir”. Bu maddeye göre, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır.

4. İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesine göre; ”Destekten yoksun kalma tazminatının doğumu için destek ile tazminat talebinde bulunan kişi arasında bir destek ilişkisi bulunmalıdır. Burada bahsedilen destek ilişkisi hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar. Destek ilişkisinin varlığında destek olunanın ihtiyaçlarının sürekli ve düzenli olarak karşılanması yer almaktadır. Burada ifade edilmek istenen süreklilik ve düzenlilik hali yardımın belirlenen zamanlarda ve belirli miktarlarda yapılması değil, eğer destek ölmeseydi yardımların devam edeceğine dair bir beklentinin bulunmasıdır. Eğer yardım devamlı destek saiki ile değil de, tek seferlik, geçici, düzensiz ya da gelişigüzel zamanlarda yapılıyor ve ileride yardımın devam edeceğine dair bir beklenti yaratmıyorsa, bu durumda desteğin sürekli ve düzenli olduğundan bahsetmek mümkün olmayacaktır”.

5. Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinden anlaşıldığı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Eş deyişle amaç; destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.

6. Burada önemle üzerinde durulması gereken husus, sigortalının destek gücünün, ana ve/veya babanın destek ihtiyacı ile beklenilen destek şeklinin ve miktarının yaşam deneylerine uygun olması gereğidir.

7. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 inci maddesi hükmüne göre; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler”.

8. Türk Borçlar Kanununun 51 inci maddesine göre ise; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler”.

9. Bakım gücü-bakım ihtiyacı; bu konuda önemli olan, kimlerin yardımcı, kimlerin yardım gören olabilmeye elverişli oldukları değildir; somut olaylar ve belirli kişiler bakımından geleceğe uzanacak ve gelecekte dahi mümkün olabilecek biçimde kimlerin gerçekten yardımcı, kimlerin yardım gören olduklarıdır. Yardımcı (=destek) kavramı, bakım gücünü; yardım gören kavramı ise bakım ihtiyacını gerektirdiğinden, şayet bakım gücü yoksa destekten; bakım ihtiyacı mevcut değilse, yardım görenden söz edilemez. Bundan başka aradaki sıkı ilişki dolayısıyla birinin yokluğu durumunda diğerinin varlığı da düşünülemez. Bu yönden, destekten yoksun kalma davasında davalı taraf, bakım gücü ve bakım ihtiyacının olayda var olmadığını savunabilir. Tazmin alacaklısı sıfatiyle dava açmış olan davacı, yaşam deneyimleri ve olayların olağan yürüyüşü nedeniyle ispat yükünün yer değiştirmesi durumu söz konusu bulunmadıkça bakım gücünü ve bakım ihtiyacını ispat zorundadır (Mustafa Çenberci, İş Kanunu Şerhi-1978 …, shf 846 ve devamı).

10. Bu durumda; destekten yoksun kalınan zararın belirlenmesinde, ölen sigortalının elde ettiği gelirin miktarına göre destek gücünün kapsamının ne olduğu, sürekli ve düzenli destek olup olmadığı ve davacıların destek ihtiyacının bulunup bulunmadığı varsa bu ihtiyacın ne şekilde karşılandığının dikkate alınması gerekir.

11. İçtihadı Birleştirme Kararında söz edildiği gibi, bakma kavramı; “Para ve para ile ölçülebilecek bir değer olabileceği gibi bir hizmet ifası ve yahut benzeri yardımlar şeklinde olabilir. Bu nedenle, desteğin yardımının yanızca parasal nitelikte olması bakım gücünün varlığı için koşul değildir”. Ancak aksi kanıtlanmadıkça, sigortalının ileride yapacağı farazi desteklerden olan; ana ve babasının bakım ihtiyacı ileride gerçekleşirse bakım ihtiyacını gidermek, bazen ziyaret etmek, evlerinde yardım etmek, kendilerine alışveriş yapmak, yemek yapmak vs. gibi destekler hesaplanabilir nitelikte değildir.

12. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacı anne ve babaya gelir bağlanmış ise de; babanın 01.05.2014 tarihinde çalışmaya başlaması, anneye ise 15.08.2014 tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması nedeniyle ölüm gelirlerinin kesildiği anlaşılmıştır. Mahkemece hesap bilirkişiden alınan ve maddi tazminat miktarı noktasında itibar edilen 07.11.2017 tarihli raporda da davacı anne ve baba için sigortalının vefat ettiği 14.09.2012 tarihinden, gelirden çıktıkları bu tarihlere kadar hesap yapılması ile yetinildiği, fiili ödeme olarak belirtilen miktarın rücuya kabil kısmı maddi tazminat alacaklarından tenzil edilerek netice tazminat alacakları belirlenmiş ise de yapılan hesabın uygun olmadığı açıktır.

13.Zira Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında davacı anne ve babanın destekten yararlandığının ispatı için kurumdan gelir bağlanması şartı aranmamakta olup, bunun bir sonucu olarak da davacı anne ve babanın destek tazminatı alacaklarının kurumdan bağlanan gelirin ödendiği süre ile sınırlı olduğunu kabul etmek açıkça İçtihadı Birleştirme Kararıyla amaçlanan sonucu bozucu mahiyettedir.

14.Öte yandan davacı anne ve baba tarafından Türk Borçlar Kanununun 50 inci maddesi hükmüne göre; ölen sigortalının gelirinden kendisine sürekli destekte bulunduğu ileri sürülüp, Türk Borçlar Kanununun 55 inci maddesine göre maddi delillerle hesaplanabilir sürekli ve düzenli fiili bir desteğin varlığı da kanıtlanmamıştır.

18.O halde, mahkemece, sigortalının anne ve babasına destek olacağı karine olarak kabul edilerek, Türk Borçlar Kanununun 50 inci ve 51 inci maddeleri uyarınca, somut olayın özelliğine göre hesap edilebilir mahiyette destek yoksunluk maddi tazminatı alacağının varlığının açıkça ispat edilememiş olması nedeniyle davacı anne ve baba yararına hakkaniyete uygun muhik maddi tazminatlara hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde gelir bağlanan süre ile sınırlı ve bariz miktarda az olan maddi tazminatların hüküm altına alınması isabetsiz görülmüştür.

19.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

20.O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır

VI. KARAR:
Açıklanan sebeplerle;
A)Davalı …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatlara yönelik temyiz istemlerinin miktardan REDDİNE,

B)Davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminatlara, Davalılardan …, Buga Otis Asansör San.ve Tic. A.Ş., Komer Kuşadası Kongre Merkezi Turizm Seyahat A.Ş. vekillerinin ise manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazları nedeniyle davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmedilen maddi tazminat ile ilgili İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3. Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

4. Aşağıda dökümü yapılan temyiz karar harcının temyiz eden davalılardan tahsiline,

5. Bozma sebebine göre Dairemizde icra edilen duruşmaya katılan davalı vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacı vekilinin duruşmaya katılmamış olması nedeniyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

6. Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.