Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/9081 E. 2022/6862 K. 10.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9081
KARAR NO : 2022/6862
KARAR TARİHİ : 10.05.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi

İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak (21 HD) ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi ve de davacılar vekilince duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.03.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacılar adına Av. … geldi. Davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir. Geri çevirme kararından sonra davalı …’ın temyiz harç noksanını gidermemesi nedeniyle ilk derece mahkemesince verilen ek kararla adı geçen davalının temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyanın tekrar Dairemiz’e gönderilmesinden sonra Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, vefat eden sigortalının kalıpçı ustası olduğu, dosyada mevcut ücret bordrolarının imza içermediği, bu bordroların asgari ücrete çok yakın bir ücret üzerinden düzenlendiği, temyiz incelemesine konu hükme esas hesap raporunda TÜİK, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı rayiç listesi ve … Briketçiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın bildirdiği emsal ücretlerin ortalaması alınarak tespit edilen ve asgari ücretin 2,1920 katına denk gelen ücret üzerinden maddi zarar hesabı yapıldığı, Yargıtay(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin eldeki dosyaya ilişkin 22/12/2016 tarih ve 2015/19490 Esas, 2016/15463 Karar sayılı bozma ilamında anılan bu … Briketçiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın sigortalının işi ile ilgili meslek odası olmadığından emsal ücret belirleyebilecek nitelikte olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
1-Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya yakınlarının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, gerçek ücret tespit edilirken daha önceki bozma ilamında mevcut uyuşmazlık yönünden emsal ücret belirleyebilecek konumda bulunmadığı açıkça belirtilen … Briketçiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası tarafından bildirilen emsalin dikkate alınması isabetsiz olduğu gibi adı geçen odanın bozmadan önce dosya kapsamına giren 30/09/2014 havale tarihli cevabi yazısında 2012 yılı günlük yevmiyesinin 80 TL, 2013 yılı günlük yevmiyesinin 85 TL, 2014 yılı günlük yevmiyesinin 90 TL olduğu belirtilmişken yine aynı odanın bozmadan sonra … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği aracılığı ile bildirdiği 07/08/2017 tarihli cevabi yazısında 2012 yılı günlük yevmiyesinin 80 TL, 2013 yılı günlük yevmiyesinin 80 TL, 2014 yılı günlük yevmiyesinin 85 TL olduğu belirtilmiştir. Bu haliyle oda tarafından bildirilen ücretler arasında açık çelişki bulunduğu halde bu durumun gözetilmemesi de doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, … Briketçiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın sigortalının işi ile ilgili meslek odası olmadığından emsal ücret belirleyebilecek nitelikte olmadığını dikkate alarak sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odasından bilinen devrede sigortalının alabileceği ücretleri sormak, elde edilecek sonuçları dosyadaki diğer verilerle birlikte değerlendirip müteveffanın gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, sonrasında davalıların asgari ücretin 2,1920 katı ücret üzerinden yapılan hesaplamaya karşı temyiz yoluna başvurmamaları nedeniyle davacılar lehine bu oran ve maddi zarar miktarları yönünden oluşan usuli kazanılmış hakkı, yine Yargıtay(Kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin eldeki dosyaya ilişkin 22/12/2016 tarih ve 2015/19490 Esas, 2016/15463 Karar sayılı bozma ilamı nedeniyle davalılar lehine asgari ücretin 2,95 katı ücret üzerinden oluşan usuli kazanılmış hakkı gözeterek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
2-Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar anne ve baba yararına hükmedilen 25.000,00‘er TL manevi tazminatlar ayrı ayrı azdır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, 10/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.