Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/9017 E. 2022/533 K. 17.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9017
KARAR NO : 2022/533
KARAR TARİHİ : 17.01.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : … 8. İş Mahkemesi

Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti ile aylık bağlanması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı, 13.10.2016 tarihli ve 13750567 sayılı dilekçesi ile emeklilik işlemlerinin başlatılması için davalı kuruma başvurduğunu, kurumun 13.10.2016 günlü cevabında davacının sicil dosyasının tetkikinde prim gün şartının ve yaş şartının yerine gelmediğinden tahsis talebinin reddedildiğini, emeklilik şartı olan 60 yaş ile 7000 prim gün şartını doldurduğunda yeniden tahsis talep belgesi ile müracaatının gerektiğini belirttiğini, davacıya ait olan sigortalı işe giriş bildirgesine göre davacının 05.06.1985 tarihinde … sicil numaral … A.Ş. unvanlı işyerinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının bir süre devam ettiğini, davacının 05.06.1985 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesinin davalı kurumda bulunduğunu ileri sürerek, davacının … A.Ş. unvanlı işyerinde en az bir gün çalıştığının ve emekliliğe hak kazandığının tesbitine, kuruma başvuru tarihi itibariyle emekli maaşının bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı kurum vekili, davanın hizmet tesbitine ilişkin olduğundan işverenin tesbit edilerek davaya asil olarak müdahil olmasının bağlanması gerektiğini, kurumun fer’i müdahil olarak katılımı yönünden karar verilmesi gerektiğini, davaların kamu düzenine ilişkin olduğu, yetki, derdestlik, husumet ve hak düşürücü gibi ilk itirazlar ile zamana aşımı def’i yapılmış sayılarak usul ve yasaya aykırı olarak açılmış davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARAR
Davanın kabulüne, davacının 05/06/1985 tarihinde 128887.06 sicil nolu işyerinde 1 gün süre ile çalıştığının ve sigortalılık başlangıç tarihinin 05/06/1985 olduğunun tespitine,
Davacıya 13/06/2016 tarihli tahsis talebine göre davacının yurda dönüş kuralını yerine getirdiği 01/11/2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
B- BAM KARARI
… Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili, işe giriş bildirgesinin verilmesinin tek başına fiili çalışmasını ispata yeterli olmadığını, çalışma olgusunun ispat edilemediğini ileri sürmüş ve kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İnceleme konusu dosyada; Davacının, 05.06.1985 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun tespiti ve kuruma başvuru tarihi itibariyle aylık bağlanması gerektiğinin tespitini talep ettiği, davacı adına … … İnş.Tic.A.Ş. tarafından verilmiş 05.06.1985 tarihli işe giriş bildirgesinin bulunduğu, 13.10.2016 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, yurtdışı ve askerlik borçlanması dahil 5632 gün 4/1-a kapsamında sigortalılığının bulunduğu, mahkemece davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 05.06.1985 tarihi olduğunun, davacıya 01.11.2016 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Yasa hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6. maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi, yurda kesin dönülmüş olmasıdır.
Kesin dönüşün, aylık tahsis talebinde bulunanların yurtdışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade ettiği; “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin amaçlandığı; “sosyal yardım ödeneği” ibaresinin ise bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşıdığı kabul olunmaktadır. Ne var ki, “kesin dönüş” ifadesi, mutlak anlamda, yurtdışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurtdışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilemez. İkamet şartına bağlı olmayan nitelikte sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alanlara, anılan koşulun gerçekleştiğinin kabulü ile aylık bağlanabilecektir. Aksi yöndeki düşünce, Anayasamızın 23. maddesi ile güvence altına alınmış olan “Yerleşme ve seyahat hürriyeti”nin; İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine) ek 4 nolu Protokolün 2. maddesi ile tanınmış “Serbest dolaşım özgürlüğü”nün ihlali sonucunu doğuracaktır. 3201 sayılı Kanunun 6. maddesinin B bendi ile tekrar yurtdışına gitmek değil, yabancı ülke mevzuatına tabi olarak çalışmak ve ikamete dayalı sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği almak, aylığın kesme nedeni olduğu belirtilmiş; 3201 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlanıp altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanların, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını “3201 sayılı Kanuna göre aylık alanlara mahsus yoklama belgesi” vererek, aylıklarını almaya devam edebilecekleri, Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesi ile hüküm altına alınmış olup, yurtdışında uzun süre kalmak, tek başına bir aylık kesme nedeni teşkil etmemektedir.
Ayrıca, yurtdışında geçen çalışmalar sonucu o ülkenin sosyal güvenlik sisteminden hak kazanılan yaşlılık ya da malûllük aylığının bir sonucu olan ve ikamete dayalı bulunmayan sosyal sigorta veya sosyal yardım niteliğindeki edimlerden yararlanmak, yurtdışından kazanılmış olan sosyal güvenlik hakkının en doğal sonucu olup, bu haktan feragat anlamı çıkacak şekilde bir “kesin dönüş” tanımı yapılması, sosyal güvenlik hakkından feragat edilemeyeceği olgusunun göz ardı edilmesi sonucunu da doğuracaktır.
Mahkemece, 3201 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince, borçlanılan süreler gözetilerek yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, yurtdışındaki çalışma veya çalışmaya dayalı yardım ilişkisinin sona ermesi gerektiğinden kesin dönüş şartı araştırılıp sonucuna göre karar verilmelidir.
Ayrıca kabule göre de; 5510 sayılı Yasanın 42. Maddesinin gözetilmemesi ve hüküm fıkrasında tahsis talep tarihinin hatalı gösterilmesi yerinde değildir.
Yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.