YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8221
KARAR NO : 2021/16839
KARAR TARİHİ : 29.12.2021
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi
Dava, 27.12.2018 tarihli yurtdışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.
…. Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, 27.12.2018 tarihli yurt dışı borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespitine, aksine işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, yapılan Kurum işlemlerinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemesince “..,açıklanan nedenlerle, kanunda tebliğ şartı olduğu halde davalı kurumun tebliğ yapılmadığı halde çıkardığı genelge ile tebliğ edilmiş sayarak ve tebliğden itibaren 3 aylık sürede borcun ödenmediği kabul ederek borçlanma işleminin geçersiz sayması işlemi kanuna aykırı olup davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile “…davanın kabulü ile;
1-) Atakum Sgm’nin 01/10/2019 tarih ve 95997964203.05.15- E.14490658 sayılı işleminin geçersiz sayılmasına, kurum işlemin iptaline,
2-)27/12/2018 tarihli yurtdışı borçlanmasında eksik olan evrakın süresi içinde davalı Kuruma teslim edildiğinin tespitine,
3-) 27/12/2018 tarihli yurtdışı borçlanma başvurusunun yeniden işleme alınarak müvekkil hakkında önceki yasa hükümlerinin uygulanmasına,…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, borçlanma işlemine esas yurt dışı hizmet belgesinin 3 ay içinde gönderilmemesi nedeniyle borçlanma işleminin iptalinin hukuka uygun olduğunu beyanla kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.
IV-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, “…buna göre, davacının 27/12/2018 tarihinde yaptığı borçlanma talebi, ekine yurtdışı hizmet cetvelini eklememiş olması nedeniyle usulsüzdür. Davacının kanunda öngörülen 3 ay içinde bu eksikliğini gidermemesi ve bu davanın 23.12.2019 tarihinde (idari yargıda 31.10.2019 tarihinde açıldığının bildirilmesine göre)açılması karşısında, davanın reddi gerekirken kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından bu sebeple davalı vekilinin başvurusunun duruşma açılmadan HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “…davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebep açısından kabulü ile, ….. İş Mahkemesi’nin 2019/479 Esas, 2020/337 Karar Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince kaldırılmasına,
1-Davanın reddine,…” karar verilmiştir.
V-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davacı vekili, yurtdışı borçlanma başvurusunun davalı Kurum tarafından haksız yere iptal edildiğini, davalı Kurum tarafından yazışmaların adi posta ile yurt dışı adresinden yapılması nedeniyle müvekkilinin eline geç ulaştığını beyanla 27.12.2018 tarihli yurt dışı borçlanması talebinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken reddine dair verilen kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, 01.04.1967 doğumlu davacının yurt dışında geçen çalışılan ve boşta geçen sürelerinden 15.03.1990 tarihinden itibaren 3000 günü 3201 sayılı kanun kapsamında borçlanmak istediğine dair dilekçesini Avusturya adresini yazışma adresi olarak bildirerek, 27.12.2018 tarihinde Kuruma verdiği, davalı Kurumun 29.01.2019 tarihli yazı ile borçlanma talep edilen Avusturya hizmet belgesinin aslının 3 ay içinde sunulması gerektiğini bildirdiği, bu yazının davacıya tebliğ tarihinin bulunmadığı, davacının Avusturya sosyal güvenlik makamlarından gönderilen 24.04.2019 tarihli asıl hizmet belgesi ve tercüme ettirilmiş ikamet belgesini 07.05.2019 tarihinde PTT ye verdiği, gönderinin 15.05.2019 tarihinde Kurum kayıtlarına girdiği, Kurumun 16.05.2019 tarihli yazı ile hizmet belgesinin 3 aylık süre içerisinde gönderilmemesi nedeniyle 27.12.2018 tarihli yurtdışı borçlanmasının iptal edildiğini bildirdiği ve bu yazının davacıya tebliği bilgisi bulunmadığı, davacının 02.08.2019 da PTT ye verdiği ve Kurum kayıtlarına 08.08.2019 tarihinde giren dilekçesi ile borçlanmanın iptaline itiraz ettiği, yazıların normal posta ile gönderilmesi nedeniyle eline geç ulaştığını bildirerek borçlanma işleminin tamamlanmasını istediği, cevap verilmemesi üzerine 17.9.2019 tarihinde Kuruma verilen dilekçe ile yeniden itiraz edildiği, itirazın 01.10.2019 tarihinde reddi üzerine 31.10.2019 tarihinde İdare mahkemesinde, davanın 07.11.2019 tarihinde görev yönünden reddi üzerine de 23.12.2019 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 4. maddesi tahakkuk ettirilen borç tutarının tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödeneceğinin düzenler.
Somut olayda, davacının, 07.05.2019 tarihinde, Kurumun istediği hizmet belgesi asıllarını PTT ye vererek eksik belgelerini sunması ve 02.08.2019 günlü borçlanmanın iptaline ilişkin itiraz dilekçesi gözetildiğinde, 31.10.2019 dava tarihi itibariyle 3 aylık makul süre geçmemiş olduğundan, 27.12.2018 günlü yurt dışı borçlanma talebinin geçerli olduğu gözetilerek sonuca göre karar verilmesi gerekir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi ….Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nun 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 29.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.