Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/8099 E. 2022/14186 K. 15.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8099
KARAR NO : 2022/14186
KARAR TARİHİ : 15.11.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
No :

Dava, iş kazasından sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı ve davalılardan …vekillerinin istinafa başvurması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesince verilen karar davacı ve davalılardan… San. ve Tic AŞ vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 24.09.2013 tarihli iş kazası neticesinde sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 2.500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Islah dilekçesiyle maddi tazminat istemini fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 591.930,00 TL’ye artırmıştır, başvurma harcını da yatırmak suretiyle 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
II- CEVAP:
Davalı… San. ve Tic A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, gerekçeli kararda davalıların asıl işveren alt işveren ilişkisinin tartışılmadığını, davacının ücretinin hatalı olarak tespit edildiğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi kararında özetle; “Davanın Kabulü ile; 591.930 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle; “-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
-Davalı… San. ve Tic A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle: maddi tazminat hesabının aylık 30 gün üzerinden yapılması gerekirken, 26 gün üzerinden yapılmasının hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı… San. ve Tic A.Ş. vekili temyiz dilekçesinde özetle: sürekli iş göremezlik oranındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla giderilmesi gerektiğini, müvekkili ile diğer davalı arasında asıl -alt işveren ilişkisi olmadığını, işin anahtar teslim verildiğini, müvekkilinin arsa sahibi ve işin sahibi olarak işin proje sahibi olarak işi ihale ettiğini, hesapta sendikal ücretin esas alınmasının hatalı olduğunu, kalıpçı ustası ücretinin Çevre Şehircilik birim fiyatlarına göre belirlenmesi gerektiğini ve hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A- Davalı vekilinin, davacı lehine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. – 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 – 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacılar lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatların birbirlerinden ve diğer hüküm fıkralarından bağımsız olarak kesinlik incelemesine tabi tutulması gerektiği gözetilerek, temyize konu iş bu manevi tazminat hükmünün 30.000,00 TL olup, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
B- Davalı vekilinin, davacı lehine hükmedilen maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenlerin sıfatlarına, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacı vekili ile davalılardan… San. ve Tic A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlikte maddi zarar sigortalının zararlandırıcı sigorta olayından önce ve sonraki durumu arasında oluşan farktan ibarettir. Başka bir anlatımla zararlandırıcı sigorta olayı meydana gelmeden önce malvarlığı hangi durumda ise o durumla zararlandırıcı sigorta olayı olduktan sonraki durum arasında ortaya çıkan fark iş kazası veya meslek hastalığı sonucu maddi tazminat isteminin temelini oluşturur.
Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş göremezlik ve karşılık kusur oranları, SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Tazminat miktarının ise işçinin kaza tarihindeki bakiye ömrü TRH 2010 tablosu esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu ise söz götürmez. Bu kapsamda aktif devre hesabı için, davacının işveren nezdinde kaza tarihinde aldığı ücret (ücretin tespiti noktasında uyuşmazlık var ise … Bakanlığı verileri ve ilgili meslek odalarından yöntemince tespit edilecek ücret) dikkate alınıp, bu ücret iş kazasının gerçekleştiği tarihteki ücrete oranlanması ve aktif devre süresince bilinen asgari ücretlere bu asgari ücret katı uygulandıktan sonra, asgari geçim indirimi de (01.01.2022 tarihinde yürürlüğe giren 7349 sayılı kanunla kaldırıldığı bu tarihe kadar) ücrete eklenerek hesap yapılması temin edilmeli, işlemiş/bilinen dönem sonundan itibaren ise %5 artırım ve %5 iskontolama suretiyle bilinmeyen hesap devresinde davacının hak edeceği alacak miktarları belirlenmeli bu şekilde pasif devre başlangıcı olan 60 yaşa kadar aktif devre hesabı yapıldıktan sonra, 60 yaşın ikmalinden itibaren pasif devre hesabına geçilerek, bilinen son asgari ücretin asgari geçim indirimi eklenmemiş tutarı dikkate alınarak bakiye ömür sonuna kadar hesap yapılması gerekmektedir. Ayrıca 4857 sayılı Kanunun 32/5.maddesi kapsamında Ücretin en geç ayda bir ödeneceği düzenlenmiş olması karşısında emredici bu hüküm doğrultusunda aksi kararlaştırılmadığı müddetçe en geç ay hesabı gözetilerek ücrete hak kazanıldığı hususu da hesapta dikkate alınmalıdır.
Somut olayda, hükme esas alınan 30.09.2019 tarihli hesap raporunda; ücret tespiti noktasında tanık anlatımlarının ve sendika tarafından bildirilen ücretin davacı iddiasını doğruladığı kabul edilip, bu ücrete yemek ve barınma ücretleri de eklenmek ve davacının 26 gün çalıştığı gözetilerek asgari ücretin yaklaşık 2,90 katı üzerinden hesap yapılmış ise de; davacının sendikalı işçi olup olmadığı araştırılmadan bu ücrete itibar edilmesi, öte yandan işçinin aylık olarak ücrete hak kazanacağı gözden kaçırılarak ay hesabı altında belirlenen 26 gün üzerinden hesap yapılması, ve ücret eklerine (yemek ve barınma ücreti) hak kazandığının kabulü halinde bu eklerin emsal araştırılıp belirlenerek ücreti eklenmesi gerektiği hususunun da gözden kaçırılmak suretiyle hesap yapılması hatalı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş, davalı beyanlarına göre davacı sigortalının olay tarihinde “inşaat kalıbı ustası” niteliğinde işçi olduğu kabul edilerek, … ve meslek odalarından (kaza tarihinde sendikalı işçi ise bağlı olduğu sendikadan) ücret araştırması ile usulüne uygun şekilde ücret ekleri (yemek ve barınma noktasında) araştırma yapmak, tespit edilecek ücretin davacının aylık çalışma ile hak kazanacağı, ücret eklerine ise fiili çalışma günleri gözetilerek yapılacak hesapta dikkate almak ve yukarıda işaret olunan diğer hesap ilkeleri de gözetilerek davacının maddi tazminatını usulüne uygun olarak hesap bilirkişisine hesaplattırmak, giderek mahkemece verilen iş bu kararın davalılardan … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmemiş olması nedeniyle davacının iş bu davalı aleyhine elde ettiği usuli kazanılmış hakları da gözeterek sonucuna göre maddi tazminata hükmetmekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı vekili ile davalılardan… San. ve Tic A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi hükmünün HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıran taraflara iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.