Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/7902 E. 2021/11309 K. 30.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7902
KARAR NO : 2021/11309
KARAR TARİHİ : 30.09.2021

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozmasına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 30.06.2015 tarihli karar, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 29.09.2016 günlü ve…Karar sayılı ilamı ile “ Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına 1.10.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin ve 1.9.1986 tarihli işe giriş bildirgesinin … unvanlı…s.s. numaralı işyerinden verildiği, 10.8.2005 tarihli işe giriş bildirgesinin … unvanlı işyerinden verildiği, davacı adına davalı … işyerinden kısmi bildirim yapıldığı, ayrıca talep edilen dönemde … unvanlı işyerinden kısmi bildirim yapıldığı, dönem bordrolarında tek bildirim yapılan işçinin davacı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; mahkemece talep edilen döneme dair işyerlerinin tescil bilgileri dosya arasına alınmadan ve bordro tanığı bulunmadığından komşu işyeri tanığı araştırılıp beyanları alınmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; öncelikle davacının talep ettiği dönemde hangi işyerlerinde çalıştığı kendisine sorularak talebi netleştirilip, işyerlerinin tescil bilgileri ve işyeri sicil dosyaları dosya arasına alınarak, hangi işyerinde hangi dönemde çalıştığı bordro tanığının bulunmaması sebebiyle komşu işyeri tanık beyanlarıyla belirlendikten sonra karar vermekten ibarettir. Kabule göre ise de; hüküm kısmında davacının 1983-2005 tarihleri arasında 1017976 s.s. numaralı işyerinde çalıştığına karar verilmiş ise de, söz konusu 1017976 s.s. nolu işyerinin 2006 yılında kanun kapsamına alındığı dikkate alınmadan karar verilmesi hatalı olmuştur.” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece yapılacak iş; dosyadaki belge ve beyanlardan davacının çalışmasının tam çalışmamı kısmi çalışmamı olduğunun araştırılarak, kısmi çalışma niteliğinde olduğu anlaşıldığı takdirde, kabul edilen dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği araştırılarak, bir günlük çalışma süresinin yedibuçuk saat olmasına göre, haftalık ve aylık çalışma süreleri hesaplanarak çalışmanın kaç iş gününe karşılık geldiği hususu belirlenmeli, sigortalılık süresinin tespitine karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.