Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/7793 E. 2022/12640 K. 18.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7793
KARAR NO : 2022/12640
KARAR TARİHİ : 18.10.2022

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No :

Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı 168.623,38 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle davacının uzuv kaybının müvekkiline ait iş yerinde ve işini yaptığı esnada oluşmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından davacının davalı işyerinde işe başlamadan önce uzuv kaybı yaşayıp yaşamadığı noktasında tedavi gördüğü hastanelerden belgeler celp edilmeden karar verildiğini, kendilerine atfedilebilecek kusur bulunmadığını, davacının olay sonrası alınan ilk ifadesinde kusurun kendisine ait olduğunu, iş yerinde temin edilmiş olmasına rağmen alet koruyucusunu takmamasının kendi kusuru olduğunu belirttiğini, müfettiş raporunda belirtilen olay sırasında davacının sol el baş, işaret ve orta parmaklarında uzuv kaybının müvekkilin iş yerinde oluşmadığını, davacının elinde bulunan bu uzuv kayıplarının daha önceki tarihlerde geçirdiği ancak müvekkili firma ile bağlantısı olmayan bir işyerinde davacının kendi beyanı ile ailesine ait bulunan iş yerinde oluştuğunu, kusur oranlarının hatalı tespit edildiğini, davacının aşamlarda 20 yıldan fazla tecrübesi olduğunu ifade ettiğini ve bu kıdem üzerinden tazminata esas ücret hesabı yapılmış ise de bu hususun da hatalı olduğunu, sigorta kayıtlarının incelemesinde davacının kısa süreli olarak çalıştığının görüleceğini, bölge adliye mahkemesince esastan red kararı verildiğinde nispi istinaf karar harcı yüklemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, yargılamaya konu 06/01/2015 tarihli iş kazası sonucunda davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının öncelikle Kurum Sağlık Kurulu tarafından %17,00 olarak tespit edildiği, sonrasında Yüsek Sağlık Kurulu’nun sürekli iş göremezlik oranını düzeltme kaydıyla %25,00 olarak belirlediği, davalı tarafın itirazları üzerine sürekli iş göremezlik oranının öncelikle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ve devamında Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu tarafından %32,00 olarak tespit edildiği, davacı vekilinin 15/05/2019 tarihli dilekçesinde “Davacının iş göremezlik oranına dair ATK raporu dosyamıza ulaşmıştır. Dosyada mevcut ve maddi tazminat hesabına esas alınmış olunan (%25 oranındaki)Yüksek Sağlık Şurası raporu mevcuttur. Davacı taraf olarak %25 orana itiraz edilmediğinden, usuli kazanılmış hak ilkesi gereği, bu oran üzerinden değerlendirme yapılması gerekecektir kanaatindeyiz.” şeklinde, 06/06/2020 tarihli dilekçesinde ise “ATK Üst Kurul raporu dosyamıza ulaşmıştır ve davacıya %32 özür oranı belirlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı’nın 4 numaralı KHK’si uyarınca, üst kurul raporları kesindir. Dolayısıyla, kesin olan raporun taraflara tebliğinin sonucunun beklenmesi hukuki açıdan gereksiz olduğu gibi, dosyamız kapsamı itibariyle, davacı tarafın sözlü ve yazılı muvafakatı ile önceki %25’lik özür oranına itiraz edilmeyip davanın neticelendirilmesi için hesap raporu talep edildiğinden, usuli kazanılmış hak ilkesi gereği %25’lik özür oranının esas alınması gerekmektedir.” şeklinde beyanda bulunduğu, iş kazasının meydana gelmesinde davacının %10, davalının %90 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Usuli kazanılmış hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.(HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Somut olayda, tespit edilen %25,00 sürekli iş göremezlik oranına davacı tarafın bir itirazı bulunmadığı, bu nedenle davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat alacağı olmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesi kararı gerekçesinde davacının talebiyle bağlı kalınarak maddi tazminata hükmedildiğinin belirtilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılmalı, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair 17/03/2021 Tarih, 2021/210 Esas, 2021/430 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, … 1. İş Mahkemesi’nin 12/11/2020 tarih, 2015/421 Esas, 2020/281 Karar sayılı kararının gerekçesinde yer alan;
1-„Maddi tazminat yönünden“ başlığı altındaki 6. paragrafın tamamen silinerek yerine geçmek üzere „Tahkikat aşamasında alınan maluliyet raporları, kusur tespit raporu, hesap raporu, SGK kayıtları ve tüm dosya kapsamından 06.01.2015 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranının Kurum tarafından %25,00 olarak tespit edildiği, davalı tarafın itirazı üzerine Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi ve Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu tarafından %32 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğu yönünde rapor düzenlendiği, olayın meydana gelmesinde davalı işverenin %90 oranında kusurlu olduğu anlaşılmış olup 12.10.2020 tarihli bilirkişi hesap raporunda davalının kusur oranına karşılık gelen maddi zararın %25 sürekli iş göremezlik oranına göre 168.623,38 TL olduğu, %32 sürekli iş göremezlik oranına göre ise yeniden hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmakta ise de davacının Kurum tarafından tespit edilen %25,00 sürekli iş göremezlik oranına karşı bir itiraz ileri sürmemesi nedeniyle oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alındığında 168.623,38 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.“ rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
2–„Manevi tazminat yönünden“ başlığı altındaki 3. paragrafın tamamen silinerek yerine geçmek üzere „Bu ilkeler ışığında; kazanın oluş şekli, sürekli iş göremezlik oranı, tarafların mali içtimai durumu, paranın alım gücü, kusur durumu, manevi tazminatın niteliği gözetildiğinde takdiren 30.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.“ rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.