Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/7492 E. 2022/9480 K. 21.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7492
KARAR NO : 2022/9480
KARAR TARİHİ : 21.06.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: Karasu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılardan … Elekt. Dağ. Tic. A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılardan … Elekt. Dağ. Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle, kazalı sigortalının geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasıyla 200.000,00-TL maddi, 150.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 1.278.580,00.-TL’ ye çıkarmıştır.
II-CEVAP
Davalılardan … Elekt. Dağ. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … tarafından davaya herhangi bir cevap bildiriminde bulunulmamıştır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine;
1-Maddi tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile 860.311,662 TL’nin kaza tarihi olan 28/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden davanın kabulü ile; 150.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 28/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı …Ş. nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı…vekili temyiz dilekçesinde özetle ; gerek savcılık aşamasında ve gerekse yerel mahkeme tarafından yapılan keşif sırasında alınan ifadelerde ” yaralanan kişinin 3 metrelik demiri havaya kaldırarak dikkatsizce taşırken olayın meydana geldiği” nin açıkça ortada olması ile yaralanan davacının dikkatsizliğinin tespit edilmesinin, olayda müvekkili şirket yönünden illiyet bağını kestiğini, kusura ilişkin 27.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda yer alan aleyhe hususların ve raporda müvekkili şirkete atfedilen %5 kusur oranını kabul etmediklerini, olayda bina inşaatı sahibi davalı … ve zarar gören kazazede …’un kendi koruma tedbirlerini alması gerekirken, hiçbir iş güvenliği önlemi alınmadan yapılan iş sonucunda gerçekleşen kazadan dolayı müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, hesap raporunun dosya kapsamında bulunan kusur durumuna ilişkin rapor ile Adli Tıp 2.Üst Kurulu’nun “ davacının meslekte kazanma gücünden kaybının % 85 olduğu” kararına istinaden düzenlendiğini, ancak raporun, dosya kapsamındaki belgelerde bildirilen veriler üzerinden, davacı muayene edilmeden hazırlandığını, dosya kapsamındaki raporlar ve belgeler arasında çelişki olduğunu, davacının maluliyet oranını kabul anlamına gelmemek üzere, bu oran üzerinden SGK tarafından davacıya ödenecek ücretin de yüksek ve hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 28/01/2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazası nedeniyle davalıların % 85, davacı işçinin % 15 oranında kusurlu oldukları, sürekli iş göremezlik oranının Sosyal Güvenlik Kurumu raporlarında %79 olarak tespit edildiği, 18/01/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu ve 20/05/2019 tarihli YSK tarafından düzenlenmiş olan raporlarda ise davacıya ait maluliyet oranının % 85 olarak belirlendiği, bilirkişi hesap raporunda % 85 maluliyet oranı dikkate alınarak maddi zararın belirlendiği ve fakat SGK tarafından % 79 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden hesap edilen ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmının tenzil edildiği ve maddi zarar talebinin bu şekilde belirlenerek hükme bağlandığı anlaşılmıştır.
İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tahsiline ilişkindir. Bu nedenle haksız zenginleşmenin ve mükerrer ödemenin önüne geçmek için ilk peşin sermaye değerinin rücuya tabi kısmının hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekir.
Davanın yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanunu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu’nun 55. maddesinin gerekçesinde; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” düzenlemesi mevcuttur.
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesinde; “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” düzenlemesi yer almıştır. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Somut olayda, davacının maluliyet oranın % 85 olarak kesinleşmesine karşın; kurumca %79 maluliyet oranı üzerinden bildirilen ilk peşin sermaye değerli gelirin rücuya tabi kısmının tazminat alacağından tenzil edilmesi suretiyle TBK’nun 55. maddesine aykırı olacak şekilde yapılan hesabın hükme esas alınması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacıya %85 oranındaki maluliyet oranı üzerinden Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için önel vermek, Kurumca istemin kabul edilmemesi halinde açılacak davanın sonucunu bekleyerek bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmını – usulü müktesep hakkın gözetilmesi ile birlikte – 17/05/2018 tarihli hesap raporunda belirlenen maddi tazminat alacağından tenzil ederek yapılacak hesabı hükme esas almaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı … Elekt. Dağ. Tic. A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak, ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … Elekt. Dağ. Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.