Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/7444 E. 2021/16786 K. 28.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7444
KARAR NO : 2021/16786
KARAR TARİHİ : 28.12.2021

Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi

İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine …Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
…Bölge Adliye Mahkemesi… Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi ve de davalı… Petrolcülük Taş. Tic. San. İth. ve İhr. A.Ş. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek temyiz istemlerinin süresinde olduğu, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için … Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı …Petrolcülük Taş. Tic. San. İth. ve İhr. A.Ş. adına Av. … ile davacılar adına Av. …, davalı asil … ve diğer davalılar adlarına Av. … geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmişti. Dosyanın Dairemize gönderilmesinden sonra Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

I-İSTEM
Davacılar eş için 234.183,74 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, çocuk … için 25.224,38 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, çocuk … için 59.708,67 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, çocuk … için 73.405,86 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, çocuk… için 62.051,16 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, kardeşler için 20.000,00’er TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
II-CEVAP
Davalılar davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince maddi tazminat istemlerinin kabulüne, davacı eş lehine 25.000,00 TL, davacı çocuklar lehine 15.000,00’er TL, davacı kardeşler lehine 2.500,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, …Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle manevi tazminatların az olduğunu,
Davalı… Petrolcülük Taş. Tic. San. İth. ve İhr. A.Ş.vekili temyiz dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin asıl işveren konumunda olmadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, işin tamamının anahtar teslim sözleşme ile davalı …’a verildiğini, ceza yargılamasında meydana gelen olaydan ötürü kusuru veya ihmali görülmeyerek hakkında soruşturma dahi yürütülmeyen müvekkilinin, ceza yargılamasında mahkum edilen sorumlulardan daha fazla kusur atfedilerek tazminattan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, … firmasının kusur oranı %10 iken, müvekkili şirketin kusur oranının % 25 olarak belirlenmesinin hiçbir makul gerekçesi olamayacağını, müvekkiline verilen kusurun fazla olduğunu, gerekçeli kararda kimin hangi oranda kusurlu olduğunun kabul edildiğinin açıklanmamasının hatalı olduğunu, bu nedenle davalılardan birinin dosya borcunu ödemesi halinde diğer davalıya rücu edeceği miktarın dahi belirsiz olduğunu, kusur raporlarında sözleşmenin değerlendirilmediğini, ücretin hatalı tespit edildiğini, manevi tazminatların fazla olduğunu,
Davalı gerçek kişiler vekili temyiz dilekçesinde özetle, hükme esas son hesap raporu incelendiğinde hangi yöntemle İPSD hesaplandığının anlaşılamadığını, yerel mahkemece de kabul edilen ifaya yönelik ödemeler davalılardan Oktay tarafından yapıldığı halde, tüm davalılar tarafından ödenmiş gibi kabul edildiğini, bu durumun dosyaya sunulan ödeme belgelerine ve bilirkişi raporuna aykırı olduğunu, davalı … tarafından ifaya yönelik olarak yapılan ödemelere yasal faizler eklenerek gerçek zarardan tenzil edilmemesinin de verilen kararın kaldırılmasına sebep bir durum olduğunu, kusurun hatalı tespit edildiğini, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, murise verilen kusurun az olduğunu, davalı …’a neden kusur verildiğinin halen anlaşılabilir bir durum olmadığını, Mahir’in iş kazasının meydana geldiği işyerinde hiçbir sıfatı, yetkisi ve görevi bulunmadığını, hesap raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olduğunu, ücreti hatalı tespit edildiğini, çocukların 25 yaşına kadar destekten faydalandırılmasının doğru olmadığını, eş için evlenme şansı indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, vekalet ücretinin ayrı ayrı verilmesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından, ilk derece mahkemesince alınan 07/02/2015 tarihli bilirkişi kusur raporunda davacılar murisinin %25, davalı… şirketinin %25, davalı …’in %50 oranında kusurlu oldukları, 01/09/2015 tarihli kusur raporunda davalı… şirketi asıl işveren değil, iş sahibi olarak kabul edilmesi ihtimalinde davacılar murisinin %25, davalı …’in %50, davalı …’ın %25 kusurlu, davalı… şirketinin kusursuz oldukları, davalı… şirketi asıl işveren olarak kabul edilmesi ihtimalinde davacılar murisinin %25, davalı …’in %40, davalı …’ın %10, davalı… şirketinin %25 kusurlu oldukları, 07/03/2016 tarihli bilirkişi kusur raporunda davacılar murisinin %25, davalı … ve Mahir’in birlikte %40, davalı …’ın %10, davalı… şirketinin %25 kusurlu oldukları yönünde görüş bildirildiği, Yargıtay… Ceza Dairesi tarafından düzeltilerek onanan ceza dava dosyasında davalılar … ile davalı …’ın işçisi saha şefi … isimli kişinin yargılandıkları, sanıkların cezalandırılmalarına karar verildiği, ceza dava dosyasında müteveffa sigortalının tali, sanıkların asli kusurlu kabul edildikleri, davalı asil …’in ilk derece mahkemesince karar verilmezden önce dosyaya ibraz ettiği 16/11/2018 dilekçesinde “…Biz işin sadece faturalı işçilik kapsamında fonksiyona sahiptik bir nevi kafalık yapıyorduk. Bütün iş malzemeleri güvenlik, yeme, yatma, sağlık ve iş güvenliği sorumluluğu işveren… etektrik ve enerji üretim A.Ş ile yüklenici … İnşaat’ın taahütündeydi. Şantiye teknik yönetim ve şantiye şefliği … inşaat’ın yönetimindeydi. Olayın meydana geldiği tarih 11/12/2012 olduğundan söz konusu bölgede çevre ve şehircilik bakanlığının iklim koşulları açısından (mevsim olarak) çalışılamayan dönem (ölü dönem) olarak kabul edilmiştir. Bu çalışlamayan dönemi bütün inşaatlara süre uzatımı olarak verilmektedir, çünkü bu mevsimde randımanlı iş yapılmadığı gibi ayrıca çalışan işçilerin performansları azalır. Oluşturulan bilirkişi heyetinde bölgeyi bilen bir inşaat mühendisi olsaydı bu mevsimde iş yapmanın mümkün olamayacağını ve yapılan iş sahasında da teknik şartlara uygun iş güvenliği sağlanamaycağını ileri sürerek iş veren hakkında soruşturma açılmasını talep ederdi. İşveren işin çabuk bitirilmesi için bizi ve işçileri kış şartlarında zor koşullarda çalışmaya zorluyarak işi devam ettirmiştir. … Hatanın büyük bir kısmının işverene ve yüklenici … irşaat’a ait olması gerekmektedir ancak o zaman hakaniyet kurallarını yerini bulacağına inanmaktayız.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın “İşveren, işveren vekili, geçici iş ilişkisi kurulan işveren ve alt işveren” başlıklı 12 nci maddesi hükmünde, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denildiği, sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işverenin, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu olacağı belirtilmiştir.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının veya hak sahiplerinin kazanç kaybının hesaplanmasında davacı veya hak sahibinin kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Yine, Avukatlık Kanunu’nun 38. maddesinde avukatın aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olması halinde teklifi reddetmek zorunluluğunda olduğu, bu zorunluluğun avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları da kapsadığı vurgulanmıştır.
Somut olayda davalılar arasında akdedilen sözleşmeler incelenip irdelenmek suretiyle kusur raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin, ortak vekil ile temsil edilen davalı gerçek kişiler arasında menfaat çatışması bulunup bulunmadığı değerlendirilmeksizin sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Kabul ve uygulamaya göre de, ilk derece mahkemesi gerekçesinde yukarıda açıklanan kusur raporlarından hangisine itibar edildiğinin açıklanamamış olması doğru olmadığı gibi, …tarihli bilirkişi kusur raporunda davalılar …‘in birlikte %40 kusurlu bulunup kusur oranlarının ayrıştırılmaması da hatalıdır. Yine ceza dava dosyasında mahkumiyetine karar verilen dava dışı saha şefi Fatih yönünden de sıfatına ve kusuruna göre bir irdeleme yapılmaması yerinde görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı şirket tarafından dosyaya ibraz edilen sözleşmeyi göz önüne almak, ayrıca davalı … ile davalı … arasında akdedilen sözleşmeyi varsa ceza dava dosyasını celp ederek, yoksa anılan sözleşme taraflardan sorularak temin edilmek, buradan bir sonuca varılamadığı takdirde ise ceza dosyasında kesinleşmiş maddi olgular da irdelenmek suretiyle kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisi ile 3. kişi sıfatlarının değerlendirilerek kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi için kazanın meydana geldiği iş kolunda uzman iş güvenliği uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor almak, davalı … tarafından karardan önce sunulan beyan dilekçesi, davalı … dahil davalı gerçek kişilerin ortak avukatı tarafından ileri sürülen temyiz sebeplerini birlikte değerlendirerek davalı gerçek kişiler arasında Avukatlık Kanunu’nun 38. Maddesi kapsamında menfaat çatışmasının bulunup bulunmadığını irdelemek bu anlamda ortak vekil ile temsil edilme durumunun taraf menfaatlerine uygun olup olmadığını belirlemek ve usuli kazanılmış hakları da gözeterek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
O hâlde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve …Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi‘nin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: …Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacıların temyiz itirazları ile davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harçlarının talep halinde temyiz eden taraflara iadesine, davalılar avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma avukatlık parasının da davalılara yükletilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.