Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/544 E. 2022/433 K. 13.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/544
KARAR NO : 2022/433
KARAR TARİHİ : 13.01.2022

Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : … 2. İş Mahkemesi

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalılardan … ile … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalılardan … ile … vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre,“Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre, “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Yine, anılan Kanunun 17. maddesine göre, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek ve sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
Kanunun 16 ve 17. maddelerine göre yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti, yine, muhatap ile muhatap adına tebligatın yapılacağı kimsenin aynı konutta birlikte oturan kişi veya hizmetçi/daimi çalışan olması gerekir.
Somut davada, gerekçeli kararın davalılardan …’e tebliğ edilirken kim olduğu anlaşılamayan bir kişiye tebliğ edildiği ve adres Mernis adresi ise bu yönde bir şerh bulunmadığı; davalı …’a da adres Mernis adresi ise bu yönde bir şerh bulunmaksızın tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda anlatılanlar çerçevesinde, adı geçen davalılara gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin ilgili mevzuat hükümleri uyarınca usule uygun bir şekilde tebliği sağlanıp temyiz süresi geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.