Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/5425 E. 2021/16914 K. 29.12.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5425
KARAR NO : 2021/16914
KARAR TARİHİ : 29.12.2021

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan son bozma ilamımızda, “…mahkemece dinlenen tanıkların dava konusu işyerlerinden bildirimleri ve dosyada ilgili dönemleri aydınlatacak başkaca bir delilin bulunmaması dikkate alınarak, çalışmayı doğrulayan bordrolu tanıkların söz konusu işyerlerinden bildirim süreleri (başlangıç ve bitiş süreleri ile davacının ilgili işyerinden yapılan bildiriminin başlangıç ve bitiş süresi karşılaştırması yapılıp varsa fazlaya ilişkin süre dikkate alınmak suretiyle) esas alınarak davacı talebi değerlendirilip elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. …” hususları belirtilmiş olup, mahkemece, “…dinlenen tanıkların tespiti istenilen dönem ve tarihlerde davacının çalıştığı işyerinde ve davacının çalıştığı işyerinin SGK sicil numarasında veya çalışılan Orman Genel Müdürlüğünün yetki ve sorumluluk alanı içinde ve/veya bünyesindeki birimlerinde ve bu birimlerin SGK sicil numaralarında sigortalarının yapılıp kuruma bildirimde bulunulduğu, bu tanıkların yapılan işin mahiyeti itibariyle gerek davacı ile birlikte aynı sigorta sicil numaralı işyerinde gerekse ayrı sigorta sicil numaralı işyerlerinde çalışmış gözükseler dahi davacının çalışıp çalışmadığını bilebilecek durumda olduklarının kabulü gerekir kaldı ki aynı tanıkların davacının davalı işyerinden SGK ya bildirilmiş olan ve taraflar arasında da ihtilafsız olan sürelerde de aynı işyerinden sigortalı bildirilmiş olmaları da davacıyı tespite konu dönem öncesi ve sonrası itibariyle tanıdıklarının bir göstergesidir…” gerekçesiyle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar bir ara kararı olsa da; Mahkemece, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulması durumunda, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar ve Mahkeme bu kararından dönemeyeceği gibi bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak zorundadır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usulî kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakta ise de, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usûl işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Nitekim; Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.1989 gün 541-534, 21.02.1990 gün 10-117; 07.10.1990 gün 439-562; 19.02.1992 gün 635-82; 23.02.1994 gün 936-94; 03.03.2010 gün ve 2010/12-81-118; 27.09.2006 gün ve 2006/19-635 Esas 2006/573 Karar; 15.10.2008 gün ve 2008/19-624 Esas 2008/632 Karar ile 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 Esas 2010/87 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, bozma ilamına uyan mahkemece, bozma gerekleri doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir. Dosya kapsamında dinlenen tanıkların hizmet dökümleri incelendiğinde, kabule konu sürelerin büyük bir kısmında davacının bildiriminin yapıldığı işyerinden bildirimlerinin bulunmadığı veya davacının bildirimleri gibi hizmetlerinin bulunduğu belirgindir. Mahkemece, davacının her bir işyerinden bildirilen süreleri dışında o işyerinden çalışması bulunan tanık beyanlarına başvurulmalı, başka tanığa ulaşılamaması durumunda, davacının çalıştığı işyeri bildirimleri ile mevcut tanıkların o işyerinden yapılan bildirimlerinin başlangıç ve bitiş tarihleri karşılaştırması yapılarak var ise fazla süreye ilişkin hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.