YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4972
KARAR NO : 2021/7396
KARAR TARİHİ : 01.06.2021
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece (kapatılan) 21.Hukuk Dairesi bozma ilamına uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanı kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının dava dışı … Spor Kulübü’nün ödenmeyen sigorta prim ve işsizlik prim borçlarına ilişkin olarak düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın, 13/11/2014 tarihli (kapatılan) 21.Hukuk Dairesi ilamı ile bozulduğu ancak bozma gerekleri yerine tam olarak getirilmeksizin davanın kısmen kabulüne dair hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.
Ödeme emrine konu prim borçları yönünden, tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88, 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü getirmiştir.
6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.
Yapılan açıklamalara göre somut olayda, ticaret şirketlerinden farklı olarak, ödeme emri borçlusu olan davacının, temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, … Spor Kulübü’ne ait karar defterlerin de getirtilerek, davacının yönetim kurulu üyeliğiyle birlikte temsil ve ilzam yetkisi olup olmadığı kuşku ve duraksamaya yer kalmayacak şekilde araştırılıp, 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi ve 5510 sayılı Yasa’nın 88/20. maddesi anlamında değerlendirme yapılarak, sonucuna ve yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yapılacak araştırmaya göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 01/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.