Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/4233 E. 2022/6413 K. 26.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/4233
KARAR NO : 2022/6413
KARAR TARİHİ : 26.04.2022

Mahkemesi :İş Mahkemesi

Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin bozma kararına uyularak ilamda belirtildiği şekilde, davalı gerçek kişiler …, … ve … ile davalı … Genel Sig. A.Ş. yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacılar, davalılar … Tur. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti., … Grup Tur. Tem. İnş. Org. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti., … ve … Büyükşehir Belediyesi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; temyiz eden tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından, 09/05/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde davacılar murisinin vefat ettiği, kazanın meydana gelişinde müteveffa sigortalının, davalı gerçek kişiler …, … ve …’ın kusurlarının olmadığı, davalı sürücü …’in %80, davalı (asıl işveren) … Büyükşehir Belediye’sinin %5, davalı (alt işveren) … Tur. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘nin %5, davalı (alt işveren) … Grup Tur. Tem. İnş. Org. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘nin ise %10 oranında kusurlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
1- Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına hükmedilen 15.000,00’er TL manevi tazminatlar azdır.
2-Mahkemece taleple bağlı olarak karar verilmesi gerektiği 6100 sayılı HMK ’nın 26. maddesinin emredici kuralıdır.
Hal böyle olunca davacıların taleplerinin dava tarihinen faiz verilmesi olduğu dikkate alındığında mahkemece hüküm altına alınan tazminatlara kaza tarihinden itibaren faiz verilmesi suretiyle talebin aşılması isabetsiz olmuştur.
3-6100 HMK‘nın 297. maddesinde “Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Dava dosyası incelendiğinde, davacıların davalı … Genel Sig. A.Ş.‘ne yönelik herhangi bir manevi tazminat talepleri olmadığı açık olduğuna göre, adı geçen davalı … yönünden de manevi tazminat istemlerinin davalının kusuru bulunmadığından bahisle reddine karar verilmesi doğru değildir.
4-6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine göre hüküm tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini içermelidir. Somut olayda davalılar … Genel Sig. A.Ş, … Tur. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … Grup Tur. Tem. İnş. Org. Yat. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘nin ticaret ünvanlarının gerekçeli karar başlığında eksik bir şekilde gösterilmesi hatalıdır.
Kabul ve uygulamaya göre de, davacılar ve davalılar birden fazla olmasına karşın harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretleri noktasında hükümlerin „davacıya/davalıya verilmesine“, „davacıdan/davalıdan alınmasına“ şeklinde kurulması nedeniyle sorumlular ve alacaklılar yönünden infazda tereddüt oluşturulması doğru olmadığı gibi, haklarındaki davanın reddine karar verilen davalılar lehine maktu red vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi red vekalet ücreti takdir edilmesi, hükmün 6 numaralı bendinin tavzihle değiştirilmesi sonrasında dahi vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine karar verilerek infazda tereddüt oluşturulması, maddi tazminatların reddedilen toplam miktarı üzerinden tek ve manevi tazminatların toplam reddedilen kısmları üzerinden tek red vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, 26/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.