Yargıtay Kararı 10. Hukuk Dairesi 2021/3439 E. 2021/7395 K. 01.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3439
KARAR NO : 2021/7395
KARAR TARİHİ : 01.06.2021

Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Dava,, davacının, 05/09/1988 tarihinden Mayıs 2015 tarihine kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, davacının 01/10/1988 – 14/05/2015 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı sayıldığının tespitine, davacının prim borcunu 28/04/2017 tarihinde yatırması sebebiyle 01/05/2017 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine dair verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine kararına karşı davalı vekilinin temyizi üzerine (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi ilk derece mahkemesi kararının bozma kararı üzerine bozma ilamına uyan ilk derece mahkemesince ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin, Yargıtay dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.).
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut olayda, ilk derece mahkemesince verilen 14/08/2018 tarihli ilk kararı (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/3104 E. – 2020/2127 K. ve 09/06/2020 tarihli ilamı ile, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazları red edilerek, davacının yaşlılık aylığına karar verilen tarih itibariyle Kuruma başvuru koşulunu yerine getirmediğinden yaşlılık aylığı istemi yönünden davanın reddine karar vermek, davacı 01/03/1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği gibi davalı Kurum tarafından ihtilaflı dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı kabul edildiğinden, bu süreler yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin de reddine karar verilmek “” hususları belirtilerek bozulduğu, ilk derece mahkemesince verilen ilk karar, 05/09/1988-01/03/1997 tarihleri arası dönem yönünden bozma dışında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, Tarım Bağ-Kur sigortalığının tespiti yönünden 05/09/1988-01/03/1997 tarihleri arası dönem davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek, 05/09/1988-01/03/1997 tarihleri arası dönem yönünden Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine, davacı 01/03/1997 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiğinden, bu süreler yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine, yaşlılık aylığına karar verilen tarih itibariyle davacı Kuruma başvuru koşulunu yerine getirmediğinden yaşlılık aylığı istemi yönünden davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.