YARGITAY KARARI
DAİRE : 10. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3428
KARAR NO : 2021/13822
KARAR TARİHİ : 10.11.2021
Bölge Adliye
Mahkemesi : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2020/1342-2020/2217
İlk Derece
Mahkemesi : Manavgat İş Mahkemesi
No : 2017/372-2019/901
Dava, davalı işverence bildirilmeyen sürelerin tespiti ile sigortalılık sürelerinin aidiyeti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf avukatlarınca istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin 2002 yılının Ocak ayının son gününde eczacı kalfası olarak çalıştığı işyerinden ayrıldığını, aradan 20 gün bir süre geçmeden davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, ancak davalının işyerine girişinin aylar sonra 11/05/2002 tarihinde bildirildiğini, emeklilik işlemleri yaptırmak istediği sırada öğrendiğini, bu işyerinde 25/04/2005 tarihine dek kesintisiz çalışmasına rağmen 1 ay prim yatırıp 3 ay yatırılmaması sebebiyle 610 gün kadar primin yatırılmadığının ortaya çıktığını beyanla, eksik yatan primlerin davalı işverence tamamlattırılmasını talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin 23/03/2002 tarihinde vergi levhası çıkartarak işe başladığını, davacının 15/05/2002 tarihinde işe giriş yapılarak çalışmaya başladığını, 21/04/2005 tarihinde iş akdinin sona erdiğini, müvekkilinin, davacının çalıştığı süre boyunca primlerinin eksiksiz olarak kuruma bildirdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini ve davanın reddinin gerektiğini, davacının sicil numarasının kaydedilirken bazı dönemlerde 0701199917513 sicil nosunun, bazı dönemlerde 0000099917513 sicil nosunun girildiğini, davanın hizmet tespiti değil aidiyet davası olması gerektiğini beyan etmiştir.
Feri müdahil SGK vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, “…SGK tarafından gönderilen kayıtlara bakıldığında davalıya alt 1067157.07 sicil sayılı eczane işi işyerinden Kuruma verilen 2002/2-3, 2003/1-2-3, 2004/1. Dönemlerine ait 4 aylık dönem bordroları ile 2004/5-2005/4 arasındaki APHB’lerinin bir kısmında davacının sigorta sicil no.sunun 0701199917513 bir kısmında davacının sigorta sicil no.sunun … olarak yazıldığı, dönem bordroları ile APHB’lerinde Kuruma bildirilen davacının sigortalı çalışmaların davacıya ait 11.07.2017 tarihli hizmet döküm cetvelinde görünmediği anlaşılmıştır.
Davacı taraf 2002 yılının Ocak ayının son gününde eczacı kalfası olarak çalıştığı işyerinden ayrıldığını aradan 20 gün geçmeden davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını ileri sürmekte olup her ne kadar davalıya ait 1067157.07 sicil sayılı eczane işi işyeri 11.05.2002 tarihinde Yasa kapsamına alınmış olup davalı taraf vergi kaydının 23.03.2002 tarihinde başladığını ileri sürmekte ise de, davalıya ait eczane ruhsatnamesinden Haziran/1996 tarih ve 4822 numaralı eczacı diplomasına haiz olan Ecz. Nurhan Ünal’a Nurhan isminde eczane açmasına 27.02.2002 tarihinde müsaade edildiği anlaşılmaktadır.
20.02.2002 tarihinden davacının işe girişinin yapıldığı 11.05.2002 tarihine kadar olan dönem yönünden davacının davalıya ait eczanede çalıştığına dair dava dosyası içerisinde bilgi ve belge bulunmadığı gibi yargılama sırasında dinlenilen tanıklar da davacının davalıya ait eczanede çalıştığını beyan etmelerine karşılık bu çalışmasının başlangıç tarihi konusunda acık ve net bir beyanda bulunmadıklarından 20.02.2002-11.05.2002 tarihleri arasındaki dönem yönünden davacının talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
11.05.2002-25.04.2005 tarihleri arasında kalan dönem yönünden ise; davalı tarafından Kuruma verilen dönem bordroları ile APHB’lerinden davacının 11.05.2002-25.04.2005 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmalarının tam olarak bildirilmesine rağmen 2 farklı sigorta sicil no.su ile bildirildiğinden davacının hizmet döküm cetvelinde 2002/9-10-11-12, 2003/5-6-7-8-9-10-11-12, 2004/1-2-3-4-6-7. Aylarına ait sigortalı çalışmalarının görünmediği, farklı sicil numarası ile bildirildiğinden bu çalışmalarının bir kısmının Kurum tarafından davacıya mal edilmediğinin anlaşıldığı, oysa ki Kurum tarafından dava dosyasına gönderilen ve davalı tarafından Kuruma verilen 2002/3., 2003/2-3, 2004/1. Dönem bordroları ile 2004/6-7 APHB’lerinde davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirildiği açıkça görülmekte olup, yargılama sırasında dinlenilen tanıklar da davacının davalıya ait eczanede çalıştığını beyan ettiklerinden davacının 2002/ 9. ayında 30 gün, 10. ayında 30 gün, 11. ayında 30 gün, 12. ayında 30 gün, 2003/5. ayında 30 gün, 6. ayında 30 gün, 7. ayında 30 gün, 8. ayında 30 gün, 9. ayında 30 gün, 10. ayında 30 gün, 11. ayında 30 gün, 12. ayında 30 gün, 2004/1. ayında 30 gün, 2. ayında 30 gün, 3.ayında 30 gün, 4. ayında 30 gün, 6. ayında 30 gün, 7. ayında 30 gün olmak üzere toplam 540 gün süre ile davalıya ait 1067157.07 sicil sayılı eczane işi iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespiti ile bu sürelerin davacı adına mal edilmesine (aidiyetine) karar vermek gerekmiş …” gerekçesiyle, “Davacının davasının kısmen kabulü ile;
1-Davacının 2002/ 9. ayında 30 gün, 10. ayında 30 gün, 11. ayında 30 gün, 12. ayında 30 gün, 2003/5. ayında 30 gün, 6. ayında 30 gün, 7. ayında 30 gün, 8. ayında 30 gün, 9. ayında 30 gün, 10. ayında 30 gün, 11. ayında 30 gün, 12. ayında 30 gün, 2004/1. ayında 30 gün, 2. ayında 30 gün, 3.ayında 30 gün, 4. ayında 30 gün, 6. ayında 30 gün, 7. ayında 30 gün olmak üzere toplam 540 gün süre ile davalıya ait 1067157.07 sicil sayılı eczane işi iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespiti ile bu sürelerin davacı adına mal edilmesine (aidiyetine)
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine,…”karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya ait eczanenin işe başlama tarihi olarak 23/03/2002 olduğu bildirilmişse de eczane açma izninin 27/02/2020 olduğunun anlaşıldığını, turizm bölgesinde sabah 07:30’dan gece yarısı 00:30 – 01:00 saatlerine kadar açık olana bir eczanede yabancı dil de bilmeyen eczacının hem de tek başına çalışmış olmasının beklenemeyeceğini, resmi kayıtlarda eczanede 11/05/2002 tarihine kadar çalışan gözüktüğünü, iyi derecede almanca ve az derecede ingilizce bilen müvekkilinin eczanenin açılışından itibaren bilfiil eczanede çalıştığını, iddia ettikleri gibi şubat ayının ortalarında çalışmaya başladığı olgusu eczane açma izni tarihi ile de örtüştüğünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak hizmetinin bu tarihten itibaren aksi görüş var ise işe başlama tarihi olan 23/03/2002 tarihinden itibaren tespit edilerek davanın reddedilen kısmı yönünden de bu yönde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin usul ve yasanın kendisine yüklediği sorumlulukları gereği gibi yerine getirdiğini ve davacının işe başlangıç tarihini, çalıştığı süre boyunca prim ve alacaklarını, işten çıkış tarihini eksik olarak diğer davalı kuruma bildirdiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinin sabit olduğunu, kendisine hiçbir kusur atfedilemeyeceğinden müvekkilinin davanın tarafı olmadığının kabulü gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Fer’i müdahil SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; hizmet tespiti davalarının kamu düzenine yönelik olduğundan re’sen incelemeye tabi olduğunu, çalışma olgusunun hiçbir kuşkuya yol açmayacak şekilde somut ve inandırıcı yazılı belgelerle ortaya konması gerektiğini, müvekkili kurumun herhangi bir kusur veya ihmalinin olmadığını, davanın açılmasına müvekkili kurumun sebebiyet vermediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin Hukuk Mahkemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Taraf vekilleri istinaf başvuru dilekçeleri içeriklerini tekrarla kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1′ inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, davacının iddiasının gerçekliğinin resen araştırma ile saptanması gereklidir.
Eldeki davada ise, davalı Kurumdan celp edilen 2002/2-3,2003/1-3,2004/1. ile 2004/5-12. aylar arasındaki dönem bordrolarından 2002/2-3.dönem, 2003/2. dönem ve 2004/6. aya ait bordrolarda Davacının ad ve soyadının yanında sigorta sicil numarası olarak 00000099917513 no. yer alırken,diğer gelen bordrolarda ise davacının hizmet döküm cetvelinde sicil numarası olarak gösterilen 0701199917513 sicil no.sunun yer aldığı,ancak Mahkemece 00000099917513 sicil no.sunun davacıya ya da başka bir sigortalıya ait olup olmadığının araştırılmadığı, davalı eczane işyeri ruhsat tarihinin 27.02.2002 olup ruhsat adresinin “…sok. …/…” olduğu, öte yandan Kurum nezdinde işlem gören ve 11.05.2002 tarihinde Kanun kapsamına alınan 7157 sicil sayılı işyeri adresinin ise “…../…” olduğu, buna göre işyerinin hangi tarihler arasında hangi adreste faaliyet gösterdiği ayırımı yapılmadan dinlenen komşu işyeri tanıkları ile davacı ve davalı tanık anlatımlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olup, velilen karar gerek hizmet tespiti gerekse aidiyet hususunda eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Mahkemece, davacının 000000999….. sicil no.sundan bildirimlerinin davacıya aidiyeti usulüne uygun bir şeklide araştırılmalı, bu hususta kuruma verilmiş dönem bordrolarında kayden çalışması görünen bordro tanıkları dinlenmeli, davacının çalışma iddiasına konu sürelerde adına bildirim yapılan kişilerin adresleri tespit edilerek bu kişilerin konuya ilişkin ayrıntılı beyanları alınmalı ve bu işyerinde çalışıp çalışmadıkları hususu açıklattırılmalı, böylece, çalışmaların gerçekte kime ait olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, öte yandan işyerinin dava dönemi içinde faaliyet gösterdiği adresler kesin şekilde belirlenerek buna göre komşu işyeri olduğu usulüne uygun belirlenen komşu işyeri sahipleri ve bordrolu çalışanları da dinlenmek suretiyle, çalışmaların gerçekte kime ait olduğu ve filli olup olmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, toplanan tüm kanıtları birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin taraf vekillerinin istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.